Ateşi Çalan Tanrı: Prometheus

İntikam için öfkesini içinde saklayan ve vakti geldiğinde ölümsüzlerden intikamını alan zeki ve kurnaz tanrı.

Prometheus, Titan İapetos'un 4 oğlundan biridir. Kardeşleri Atlas, Menoitios ve Epimetheus'dur. Prometheus kurnazlığı ve zekâsı ile tanınmaktadır. Kurnazlığını Titanların isyanıs sırasında tarafsızlığını ilan ederek göstermiştir. Tarafsızlığını koruyup isyan etmeyen Prometheus Tanrılar tarafından Olympos'un Ölümsüzleri arasına kabul edilmiştir. Kendi ırkının isyan sırasında öldürülmesi ile tanrılara olan hırsı artmış, bu hırsı ve öfkeyi içinde saklı tutarak bir gün onlardan öcünü almak için planlar yaparak canlı tutmuştur. Tanrılardan intikamını almak için balçıktan ve kendi gözyaşından insanoğlunu yaratmıştır.



İlk insanlar o kadar aciz ve savunmasızlardır ki kendilerini vahşi hayvanlardan koruyamıyorlardı, sıcak ve soğuktan korunmak için kıyafetleri yoktu, çiğ et ve çiğ meyve ile besleniyorlardı, vahşi hayvanlardan kendilerini korumaya yarayan pençe ve sivri dişleri de yoktu, geceleri ağaç kovuklarında ya da mağaraların en diplerinde yaşıyorlardı. Prometheus yarattığı bu aciz insanoğluna çok acıdı. Onlara daha iyi bir hayat sunmak için içi baştan başa oyuk, tutuşabilir bir öz ile kaplı olan Freule (Şeytantersi Ağacı) denilen ağaçtan bir dal aldı ve Lemnos adasına gitti. Hephaistos'un alevlerinden kızgın kıvılcımı çaldı ve elindeki sopayı içine saklayarak kutsal armağan olarak insanoğluna bu kıvılcımı verdi. Kutsal ateşi vermekteki amacı insanoğlunu çip et yemekten kurtarmak, ağaç kovukları ve mağaralardan çıkmalarını, vahşi hayvanlardan korunmlarını ve toprağı ekerek tarım yapmalarını sağlamak yani daha iyi bir hayat yaşamaları için onlara kutsak ateşi verdi. Kutsal ateşi alan insanoğlu güç ve kudret hırsına büründü. İnsanoğlu kendini tanrılar ile eşit görerek onlara karşı sorumlu oldukları etkinlikleri yapmayı bıraktılar. İnsanların bu durumunu öğrenen Baş Tanrı Zeus ateşi çalıp insanlara veren Prometheus'a çok sinirlendi ve ceza olarak Kafkas dağının tepesine götürdü. Hephaistos ile Prometheus'un kollarından ve ayaklarından kırılmaz zincirler ile dağa zincirledi.


Prometheus'un cezası bu kadarla kalmadı. Her sabah büyük bir kartal gelip ciğerini canlı canlı yiyordu. Her gece ciğeri yenilenen Promethes gündüzleri kudretli kartalın sivri ve uzun pençelerini göğsüne batması, sivri gagası ile gösünü parçalamasını ve ciğerini yemesinin acısını tam otuz yıl hissetti. Kolları ve bacakları kırılmaz zincir ile bağlı olduğu için asla kaçamadı. Baş Tarnı Zeus otuz yıllık bu cezanın Prometheus'a yeteceğini düşündü ve onu affetti.


Anatole France'ın bahsettiği bir mitte insanların farklı dış görünüşlere sahip olmasını şu şekilde anlatılmaktadır: Prometheus atölyesinde kol, bacak, baş, gövde, kalp gibi insan uzuvları yapmaktadır. Dionysos atölyeye gelip ''çok çalıştın, yoruldun biraz dinlen'' dedi. Prometheus, Dionysos ile gezmiş, eğlenmiş ve şarap içmiş. Atölyesine geldiği zaman sarhoş olduğu için insan uzuvlarını yapmaya devam ederken bazı başları kocaman, bazı gövdeleri küçük, bazı kolları ve bacakları uzunlu kısalı yaratmıştır. Bu yüzden insanlar çeşitli ve değişik uzuvlara sahip olarak yaratılmıştır.