Antikçağda Gerçekleştirilen Bir Seramoni; Sempozyum Nedir?
Antik Yunan ve Antik Roma döneminde gerçekleştirilen sempozyum nedir, yapılan ritüeller nelerdir?
Sempozyum (Yunanca: συμπόσιον sympósion, συμπίνειν sympínein) antikçağda gerçekleştirilen, genellikle zaferler sonunda tanrıya şükretmek için bir araya toplanılan ve adakların adandığı, felsefe veya siyaset konuşulurken bir yandan da şarapların içildiği bir etkinliktir.
Sempozyum için; bazı kurallar dahilinde gerçekleştirildiğinden bir çeşit seremonidir diyebiliriz. Bu kurallardan ilki sempozyumlarda "yüksek sınıf" fahişeler ve köleler dışında kadınların katılmamasıdır. Sempozyum sadece erkeklerin katıldığı bir etkinliktir. Keza yine yemeklerin ve şarabın tüketimi sırasında oturarak değil tek kolun üzerine dayanarak tüketilmesi gerekirdi. Hatta öyle ki erkeklerin bu şekilde dayanarak oturmaları için köleler yardımcı olur, terliklerini çıkarırlardı. Sempozyum alanı için masaların kurulu olduğu, sedirlerden oluşan bir oturma alanını düşünebiliriz.
Sempozyumun özellikle gastronomik açıdan zengin geçen yeme içme kısmına bakacak olursak; sempozyum ilk başta tanrılara ithafen bir kuzu veya keçinin kesilmesiyle başlar. Bu hayvanın en değerli ve lezzetli kabul edilen kısımları tanrılara ayrılırken geriye kalan kısımlarını da sempozyuma katılanlar tüketirdi. Genellikle üç aşamadan oluşan sempozyumun ilk faslı arpa, mercimek, peynir ve sebze gibi basit yiyeceklerin tüketildiği kısımdır. Ardından şarapla birlikte tüketilmesi için ceviz, fındık ve kuru meyveler servis edilir. Bu aşamada flütler çalınır, muhabbetler edilir ve konuşulacak konular konuşulur. Birlik duygusunun güçlenmesi için herkes aynı bardaktan şarap içer. Sarhoş olunmaması için şarap sulandırılır. En son aşama ise tamamen şarap içilen içki partisidir.
Sempozyumlar antikçağ yeme içme alışkanlıklarını, dönemin kültürel motiflerini gayet detaylı ve açık bir şekilde yansıtır. Özellikle gastronomi açısından incelediğimizde ilk gözümüze çarpan antikçağ Yunan halkının başta şarap tanrıları Dionysos’a ve şaraba olan düşkünlükleridir. Fakat şarabı tamamen rafine bir zevk ve kültürel bir değer olarak gördüklerinden ve bu sebeple içtiklerinden bahsedebiliriz. Domestik bir içme biçimi olarak şarap yemeğin yanında değil, yemekten sonra yani sempozyumlarda tüketilir. İlk üç bardaktan (kâseden) sonra özellikle bilge konuklar evlerine giderler çünkü üç kâseye kadar mutluluk, sağlık ve uyku getiren şarap üç kâseden sonra şiddet, öfke ve terslik getirir. Keza yine sempozyumlarda tüketilen şarap sulandırılır ve sarhoş olmak motivasyonuyla içilmez. Şarap dışında tanrılara şükretmek adına adadıkları adaklar da yine sempozyumların olmazsa olmazıdır. Genellikle süt kuzusu veya keçiler adanır ve bahsettiğimiz gibi en değerli kısım olarak kabul edilen yağlı, but kısımları tanrılara verilirdi.
Günümüzde sempozyum kelime anlamı olarak "bilgi şöleni" anlamına gelmekte ve yalnızca spesifik konuların tartışıldığı, bilimsel bir eylemi ifade etmektedir.