Araba Sürmenin Psikolojik Faydaları
Araba sürmek, bağımsızlık ve özgürlük hissi vererek ruhsal olarak olumlu bir etki yaratabilen rahatlama yöntemlerinden biridir.
Yorucu bir iş gününün ardından veya saatlerce kafa patlattıktan sonra çıkılan dersten sonra "bir de şimdi trafikle mi uğraşacağız?" sorusu ve sorunu 21. yüzyıl ve büyük şehir insanları için ete kemiğe bürünmüş gündelik bir soru halini almaya başladı. Bazıları bunu dert olarak alırken, bazıları da günün yorgunluğu ile hiçbir şeyi fark etmeksizin kısa bir araba yolculuğuyla evlerinin yolunu tutuyorlar. Öte yandan bazıları da var ki bu kısa yolculuğu krizden ziyade fırsat olarak görüp bunu ufak çaplı bir terapi olarak kullanıyorlar. Aslına bakacak olursak birçoğumuz bilinçsiz bir şekilde araba sürmenin psikolojimiz üzerindeki olumlu etkisinden bihaberiz.
İlk olarak şu inkar edilemez bir gerçektir ki araba sürmek sadece el ve ayak beceresinden ibaret bir edinim değildir. Araç kullanımı daha kapsamlı olarak el, ayak, göz koordinasyonu; bölünmüş dikkat ve odaklanma; görsel, işitsel ve içgüdüsel tarama ve uzaysal algı adı verilen diğer araçlarla bağlantı kurarak içinde bulunulan aracın konumunun hesaplanması yönteminin bir arada ve ahenkli bir şekilde kullanılmasıdır. Fakat bu ahenkli işleyiş halihazırda sürücüye sadece araç sürme hissiyatı vermiyor. Bu hissi verirken sürücüye bir çeşit kontrol gücü, dolayısıyla çevresinde olup bitenler açısından da bir nevi idare gücü de sağlayabiliyor.
Güçlü ve istikrarlı konsantrasyon gerektiren sürücülük aynı zamanda gaz ve fren gibi ritmik eylemlerin sonucunda sürücüye belli bir dereceye kadar da psikolojik olarak rahatlama sağlıyor. Çünkü konsantre olma hali sürücü bu durumu fark etmeksizin ve o an içinde bulunulan ruh haline bağlı olmaksızın odaklanmayı gerektirdiği için yolculuk süresince sürücüye nispeten daha sakin ve deyim yerindeyse duyarlı bir sürüş imkanı veriyor.
Kafanız dolu, çözmeniz gereken şeyler var veya sadece kötü hissediyorsunuz. Gün batımı eşliğinde sahile çıkan bir yolda ve hafif bir müzikle yolculuk yaptığınızı tahayyül edin. Düşüncesi bile rahatlatıcı, değil mi? Bazı araştırmalar gerçekten de kötü hissedilen anlarda yapılan araba yolculuğunun kişinin psikolojisine iyi geldiğini birkaç argümanla öne sürüyor. Tıpkı sevdiğimiz ve ilgilendiğimiz şeylerle vakit geçirirken aldığımız rahatlama ve tatmin duygusunda olduğu gibi sevdiğimiz müzik açıkken yaptığımız araba yolculuğu da aynı derecede rahatlama sağlıyor. Müzik dinleyip araba sürmekten başka bir şeyle ilgilenmeyen zihin, en nihayetinde dinginliğe ulaşıyor ki bu da sürücüye bir çeşit iç rahatlığı sağlıyor.
Araba sürmenin verdiği özgürlük ve bağımsızlık hissi sürücü için sadece sürüş açısından fayda sağlamıyor. Araba sürmek gibi ciddi bir işin getirdiği özgürlük ve sorumluluk hissi, kişiye özel hayatında da bir dereceye kadar özgürlük sağlıyor çünkü hayatı pahasına araç kullanan sürücü bu süreçte sorumluluk ve bağımsızlık bilinci de ediniyor.
Son olarak -her ne kadar profesyonellerce yapılması daha uygun olsa da- özellikle hızın getirdiği adrenalin duygusunu tatmak için yapılan sürüşlerin de insan psikolojisinin üzerindeki etkisi yadsınamaz. Adrenalin vücuttaki kan dolaşımını arttırarak belli bir düzeye kadar da acı hissini azaltır. Dolayısıyla kişiye enerji sağlayarak güçlenmesine de sebep olur. Özellikle hız tutkusu olan sürücülerde gözlemlenen bu adrenalin bağımlılığı, psikolojilerine iyi geldiği için araba sürme tutkularıyla da bağdaştırılıyor.
Araba sürmenin sunduğu bu çeşitli faydalar, sadece bir ulaşım aracı kullanımı değil, aynı zamanda ruhsal iyilik hali için önemli bir katkı sağlamaktadır. Bu yönleriyle arabayla seyahat etmek, insanların psikolojik açıdan yaşam kalitesini artıran ve özgüvenlerini güçlendiren önemli bir deneyim olarak öne çıkmaktadır.