Antidepresanların Sağlıktaki Yeri
Antidepresanlar; beyinde genel aktiviteyi düzenleyen hormonlar olan nörotransmitterlerin işleyişi ve miktarını düzenleyerek işlev gösterir.
Antidepresanlar; depresyon, obsesif kompulsif bozukluk, post travmatik stres bozukluğu ya da anksiyete bozuklukları gibi psikiyatrik hastalıkların tedavisinde kullanılan bir ilaç grubudur. 1950 yıllarından beri kullanılan antidepresanların alımı uzman bir doktorun yazdığı reçete ile mümkün olmaktadır.
Antidepresanlar; beyinde genel aktiviteyi düzenleyen hormonlar olan nörotransmitterlerin işleyişi ve miktarını düzenleyerek işlev gösterir. Birçok farklı tipte ve mekanizmada etki gösteren antidepresanlar olsa da, temelde serotonin ya da dopamin nörotransmitterleri üzerinden etki etmektedirler. Serotonin geri alımını arttırarak veya serotonin ya da dopamin atılımını arttıran reseptörleri inhibe ederek aktivitelerini gösterebilirler.
Antidepresanların; mide bulantısı, anksiyete, kilo alma, baş ağrıları, yorgun hissetme, uyuyamama, azalmış cinsel istek gibi yan etkileri olsa bu yan etkiler zamanla kaybolur. Antidepresanlar, alımına başlandıktan sonraki iki hafta içinde etkilerini göstermeye başlar ve uzun zamanlı etkilerinin görülmesi için en az altı ay kullanılması tavsiye edilir. İlaç kullanımını direk sonlandırmak da baş dönmesi, sersemlik gibi yan etkilere yol açabileceğinden ilacı bırakmaya karar verdiğinizde doktorunuza başvurmanız önerilir. Bilinenin aksine antidepresanlar bağımlılık yapmaz.
Antidepresan türü ilaçlar ve özellikle depresyon hastalığına karşı büyük bir stigma toplumuzda bulunsa da bu tarz ilaçları kullanmanın sağlığa büyük ölçüde katkı sağladığı kanıtlanmıştır. Varsayılanın aksine depresyon kendini sadece yataktan çıkmama, sürekli mutsuz ve yorgun olma gibi semptomlarla göstermez. Depresyon her raddede ve çok farklı varyasyonlarda insanları etkileyebilir. Bu anlamda depresyon ya da diğer psikiyatrik hastalıklar gibi hassas konuları tek bir stereotipe indirgeyip sadece öyle gelişmelerini beklemek yanlıştır. Az derecede semptomlarınız varsa bile bu semptomlar ağırlaşana kadar yardım almadan durmak sağlığınıza oldukça zararlıdır. Antidepresanlar bu bağlamda sadece majör depresyonda değil daha düşük dozlarla, orta ya da minör seviyede depresyon hastalarında da kullanılırlar. Çünkü tedavi almayan minör depresyon hastalarının majör depresyona maruz kaldığı ve ilerleyen dönemlerde tedavilerinin çok daha zorlaştığı görülmüştür.
Daha minör seyreden depresyon vakalarında psikoterapi ilk alternatif olarak önerilse de antidepresanların hemen ve sürekli erişim imkanları olması ve terapiye göre daha ucuz olmaları onları daha çekici hale getirmektedir. Ayrıca özellikle majör depresyon hastalarının çoğunda sadece antidepresan etkili olmamakla birlikte bu hastalara düzenli bir terapi de uygulanır.
Depresyon ya da diğer mental rahatsızlıklardan muzdarip olduğunuzu hissediyorsanız kendi iyiliğinizi ve sağlığınızı, toplumda asılsız bilgilerden doğmuş stigmaların önüne koyarak uzman bir doktor ya da terapistten yardım almanızı öneriyorum. Terapiye giden insanı “deli” ya da antidepresan kullanan insanı “mutsuz bir ilaç bağımlısı” olarak tanımlamak çağdışıdır. En yakın yardım kuruluşuna başvurarak ister antidepresan ister psikoterapi olsun size en uygun tedavi yöntemini bulmanın, kendiniz için yapabileceğiniz en güzel şey olduğunu untmayın.