Arabuluculukta Harvard Müzakere Modeli

Harvard Müzakere Modelinin Özellikleri Nelerdir?

Harvard Müzakere Modeli, ilkeli ya da prensipli müzakere modeli olarak da adlandırılmaktadır. Bu müzakere modeli "Evet Dedirme Sanatı"adlı kitabın yazarları Roger Fisher  ve William Ury tarafından Harvard Üniversitesinde ortaya atılan müzakere kurallarından oluşmaktadır. Harvard Müzakere Modeli, üniversitenin PON(Program on Negotiation) olarak adlandıırlan müzakere programı kapsamında 1979 yılında kurulmuş ve zamanla arabuluculuk literatüründe yer edinmiştir.

İlkeli müzakere çalışmaları sert ve yumuşak müzakere yaklaşımlarının diyalektiği sonucunda meydana gelmektedir.

Uyuşmazlıkların çözümünde önemli bir rol oynayan Harvard Müzakere Modeli taraflar arası saygı ve bireyden çok probleme odaklanmasıyla öne çıkmaktadır.

Modelde dört temel ilke bulunmaktadır. Bunlar sırasıyla;

  • Bireyi uyuşmazlık konusu problemden bağımsız tutma(İNSAN),
  • Bireylerin konum ve taleplerinden çok ihtiyaçlara odaklanma(MENFAATLER),
  • Her iki tarafı da memnun edecek karşıklı kazanım seçenekleri yaratma(SEÇENEKLER) ve
  • Kurallara göre davranmayı reddeden, daha güçlü olan tarafla nesnel çerçeveden müzakere(KRİTERLER) olarak sayılabilir.

Model genel olarak iyi bir dinleyici olmak, nesnellik, esneklik, kullanılan müzakere dilinde saygı gibi çoklu teknikler içermektedir. Arabulucu, müzakere sürecinde sürecin nabzını tutarak aşamalarda kolaylaştırıcı, meydana getirici, geliştirici, karşılıklı anlayışın gelişmesine odaklı vb değişik roller oynayarak süreci yönetmektedir. Arabulucu, tarafların talepleri ile elde edebilecekleri arasındaki farklara odaklanmalarına yardım ederek müzakereyi sağlamaktadır.

Harvard Müzakere Modelinde, tarafların somut ve psikolojik ihtiyaçlarının birbirinden ayrılması önemlidir. taraflardan birinin haklı çıkmaktan çok uyuşmazlığın çözümünün sağlayacağı avantajlara odaklanmaları sağlanmaktadır.

Arabulucu taraflara asıl ihtiyaçlarının olduğu konusunda bir anlayış kazandırmaktadır. Bu müzakere metodunda tarafların hırs ve isteklerinden çok her iki tarafa da kazanımlar sağlayan bir uyuşmazlık çözümü amaçlanmaktadır. Bu modelde tarafların karlı çıkma mücadelesinden çok menfaat ve ihtiyaçlarına odaklanması anlaşma ihtimalinin tehlikeye girmediği sürdürülebilir bir anlaşma güvencesi sağlamaktadır.

Müzakerelerde, konular üzerinde tartışma ve değerlendirmeler yapılmaktadır. Taraflar, müzakerenin odak noktasına alınmazlar, burada temel ilke “kişilere karşı yumuşak ve saygılı- müzakere edilen konulara karşı ise sert davranmak” olarak özetlenebilir.

Harvard Müzakre Modelinde, amaç tarafların menfaatlerinize hizmet etmek olduğunda müzakere sürecinde, taraflar karşı tarafa menfaatlerinin önemini iletebildiği ölçüde anlaşma ve başarı fırsatı yakalanmış olurlar. Rekabetçi bir yaklaşım olmadığından "kazan-kaybet" modelindeki riskler bulunmamaktadır.

En nihayetinde müzakere karşılıklı menfaatlerin değiş-tokuş yapıldığı bir yöntemdir. Arabulucu, Harvard Müzakere Metodu ile tarafların mefaatlerini dile getirmesine ve tarafların birbirlerine odaklanmak yerine menfaatlerine odaklanmasına aracılık etmektedir. Müzakere taraflar arasında yapılmaktaoır, arabulucu müzakere etmemekte ve fakat taraflara müzakereyi bilgi paylaşımın arttığı bir zeminde bilimsel yöntemlerle yürütmeleri hususunda yardımcı olmaktır.

Ülkemizde hukuk uyuşmazlıklarında ihtiyari ve zorunlu arabuluculuk kurumu aktif şekilde hukukçularca kullanılmaktadır. Arabulucular, müzakerelerde Harvard Müzakere Modeli'nden faydalanmaktadır. Harvard Müzakere Modeli, uyuşmazlıkların alternatif çözüm yollarından olan arabuluculuk sürecinin anlaşma ile sonuçlanmasına büyük katkı sağlamaktadır.