Dava Şartı Olarak Zorunlu Arabuluculuk

Dava şartı olarak arabulucuk başvurusu ne durumlarda nasıl yapılır?

Hukukumuzda bazı uyuşmazlıklara ilişkin olarak mahkemeye başvurarak dava açmadan önce, zorunlu olarak arabulucuya başvurmuş olma şartı getirilmiştir.

Dava Şartı Olarak Arabuluculuk Başvurusu

Arabulucuya başvuru, ihtiyari ya da zorunlu olabilmektedir. Ancak bazı uyuşmazlıklarda arabulucuya zorunlu başvuru kapsamında, başvuru yapılmadan açılan davalar dava şartı noksanlığından reddedilmektedir. Dava şartları 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 114. Maddesinde düzenlenmiştir. Dava şartlarına sahip olmayan bir dava dilekçesi ile açılan davalar, mahkemelerce red edilebilmektedir.  

Arabulucuya Başvurmanın Dava Şartı Olduğu Uyuşmazlıklar

6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunu’nun 73/A maddesiyle Tüketici mahkemelerinde görülen uyuşmazlıklarda arabulucuya başvuru zorunluluğu bulunmaktadır. Yani doğrudan dava dilekçesini sunarak tüketici mahkemesinde dava açılamamakta, açılsa bile dava, dava için kanunda öngörülen şartları taşımadığından dava şartı noksanlığından reddedilmektedir. Tüketici mahkemelerinde görülen uyuşmazlıklarda dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmuş olması zorunludur. Ancak bazı durumlarda tüketici uyuşmazlıklarına dava şartı olarak arabuluculuğa ilişkin hükümler uygulanmamaktadır. Tüketici hakem heyetinin görevi kapsamında olan uyuşmazlıklarda, Tüketici hakem heyeti kararlarına yapılan itirazlarda, madde 73/A’nın 6. fıkrasında belirtilen davalarda, madde 74’de belirtilen davalarda ve Tüketici işlemi mahiyetinde olan ve taşınmazın aynından doğan uyuşmazlıklarda arabulucuya başvuru dava şartı değildir.

Mutlak ticari davalar, dava şartı arabuluculuk kapsamındadır. 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 5/a maddesine göre, Türk Ticaret Kanunu’nun 4. maddesinde belirtilen tüm ticari davalar ile diğer özel kanunlarda yer alan ticari davalardan, konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkında dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmuş olması zorunludur. Bu ticari uyuşmazlıklarda arabulucuya başvurulmadan doğrudan mahkemede dava açılamaz, açılırsa dava şartı noksanlığından dava reddedilir. Türk Ticaret Kanunu'nun 4. maddesinde sayılan hususlardan doğan hukuk davaları, tarafların tacir olup olmadığına ve işin bir ticari işletmeyi ilgilendirip ilgilendirmediğine bakılmaksızın ticari dava sayılmaktadır. (6102 sayılı TTK'da yer alan işler, Fikri Mülkiyet Hukuku mevzuatında yer alan işler, TMK. m.962-969 rehin karşılığında ödünç, 6098 sayılı TBK. m.202-203 işletme devri,TBK.m.444-447 rekabet yasağı, TBK.m.487-501 yayın sözleşmesi, TBK.m.515-519 kredi mektubu, TBK.m. 532-545 komisyon sözleşmesi, TBK.m.547-554 ticari temsil/vekil/tacir yardımcısı, TBK.m. 555-560 havale, TBK.m. 561-580 saklama sözleşmesi, Borsa, sergi, panayır ve pazarlar ile antrepo ve ticarete özgü diğer yerlere ilişkin özel hükümler, Bankalara, diğer kredi kuruluşlarına, finansal kurumlara ve ödünç para verme işlerine ilişkin düzenlemeler)

TTK’nın 4. maddesinde, herhangi bir ticari işletmeyi ilgilendirmeyen havale, vedia ve fikir ve sanat eserlerine ilişkin haklardan doğan davaların istisna olduğu ve ticari dava olarak kabul edilmeyeceği düzenlenmiştir. Ancak bu davalar herhangi bir ticari işletmeyi ilgilendiriyorsa, ticari dava ve dolayısıyla dava şartı arabuluculuk söz konusudur.

Ticari nitelikli itirazın iptali davalarında arabulucuya başvuru dava şartı iken, itirazın kaldırılması yolunda dava şartı değildir. Deniz ve Sigorta Hukukundan kaynaklanan uyuşmazlıklarda da dava şartı arabuluculuk söz konusudur.  Ticari uyuşmazlıklara ilişkin ihtiyati tedbir veya ihtiyati haciz başvurularının asıl dava açıldıktan sonra açılması halinde arabulucuya başvuru dava şartının sağlanması gerekmektedir. Ancak ihtiyati tedbir veya ihtiyati haciz kararının asıl dava açılmadan önce alınmış olması halinde, asıl dava için arabulucuya başvurulmuş olması yeterli olup ihtiyati haciz veya ihtiyati tedbir kararı için ayrıca arabulucuya başvuru şartı bu durumda aranmamaktadır.

7036 sayılı İş Mahkemeleri Kanunu’nun 3. Maddesi gereği,  kanuna, bireysel veya toplu iş sözleşmesine dayanan işçi veya işveren alacağı ve tazminatı ile işe iade talebiyle açılan davalarda, arabulucuya başvurulmuş olması dava şartıdır. Kısacası, işçi ve işveren arasındaki işçi alacaklarına dayanan veya işe iade uyuşmazlıkları için arabulucuya başvurulması zorunlu olup dava şartıdır. İşçi ve işveren arasındaki yıllık izin ücreti, fazla çalışma ve mesai ücreti, maaş (işçilik aylık ücreti veya yevmiye ücreti), genel tatil ücretleri, milli ve dini bayram tatil ücretleri  vb. işçilik alacakları ile ihbar ve kıdem tazminatlardan kaynaklanan uyuşmazlıklar arabuluculuğun dava şartı olduğu uyuşmazlıklar olarak sayılabilir.

İş kazası veya meslek hastalığından kaynaklanan maddi ve manevi tazminat ile bunlarla ilgili tespit, itiraz ve rücu davalarında, dava şartı arabuluculuk bulunmamaktadır.  Yani konusu iş kazası veya meslek hastalığından kaynaklanan maddi ve manevi tazminat davaları ile bunlara ilişkin tespit davalarında arabulucuya başvuru zorunlu olmayıp doğrudan mahkemesinde dava açılabilir.  

Yakın zamanda kira uyuşmazlıkları için de arabulucuya başvurunun dava şartı olması düşünülmektedir.

Bazı aile hukuku uyuşmazlıkları bakımında da arabuluculuk dava şartının getirilmesi gerektiği doktrinde sıkça tartışılmaktadır. 

Zorunlu Arabuluculuk Süreci

Dava şartı arabuluculuk kapsamındaki uyuşmazlıklarda, arabulucuya başvurduktan sonra tarafların anlaşamaması durumunda arabuluculuk yolu tüketilmiş olacağından artık arabuluculuk son tutanağı dava dilekçesine eklenerek dava açılabilecektir. Bu şekilde arabuluculuk son tutanağı eklenerek açılan davalarda dava şartı arabuluculuk şartı gerçekleştirilmiş olacaktır.

İhtiyari olarak arabulucuya başvurmak ve anlaşanın sağlanamaması halinde doğrudan dava açılamamakta ve dava şartı sayılan arabuluculuk prosedürü tüketilmiş sayılmamaktadır. Dava şartı arabuluculuk için, adliyelerdeki arabuluculuk büroları vasıtasıyla yazılı başvuru yapılması ve bir başvuru numarası alınarak sistemden atanacak bir arabulucu eşliğinde sürecin işletilmesi gerekmektedir. Aksi takdirde ihtiyari olarak arabulucuya başvuran ve anlaşamayan tarafların doğrudan dava açması halinde dava, zorunlu arabuluculuğa başvurulmaması sebebiyle dava şartı noksanlığından reddedilecektir. Bir davanın dava şartı noksan olduğu gerekçesi ile usulen red edilmesi dava konusu uyuşmazlığın esastan red edilmesi anlamına gelmeyip, dava şartları tamamlanarak yeniden dava açılmasında bir engel bulunmamaktadır.

Tablolar: https://d.barobirlik.org.tr/2019/ticariuyusmazliklardaarabuluculukelkitabi/11/