Arcane'de Kadın Karakter Yazımı ve Karşılaştırması
Arcane dizisindeki kadın karakterlerin yazımı hakkında küçük bir inceleme.
Arcane: League of Legends ilk çıktığından beri seyircilerden ve eleştirmenler bolca övgü almış, popüler bir Netflix dizisi. Piltover ve Zaun arasındaki çatışmada ayrılmak zorunda kalan kız kardeşler Jinx ve Vi'a odaklanan dizi, 2024 Kasım'ında ikinci sezonuyla final yaptı. Animasyonu ve hikayesi yanı sıra kadın karakterleri yazış ve sergileyiş şekliyle de bolca övgü alan dizideki en önemli 3 kadın karaktere bakarken ilk sezon ve ikinci sezonu karşılaştıralım.
Vi
Ana karakterlerden biri olan Vi, ilk sezondan beri en sevilen karakterlerden de biriydi. Kız kardeşine olan sevgisi ve sevdiği insanlara karşı bağlılığı yanı sıra dövüşmekte oldukça iyi olan Vi, medyada görmeye alışmadığımız kadın karakterlerden biriydi.
Eril bakış dediğimiz kavramdan uzak bir şekilde, daha maskülen bir dış görünüşe sahip olan ve açıkça lezbiyen olan bir ana karakter görmek Netflix dahil medyada çoğu kişinin inandığının aksine aslında oldukça güç. Dizi ve film sektöründe birçok kadın karakterin yazımında olan en büyük sorun karakterlerin tek boyutlu ve herhangi bir derinliği olmadan yazılmış olması. Güçlü bir kadın karakter olarak yazılan bir kadın karakterin tek özelliği ''güçlü'' olması olarak gösteriliyor. (Güçlü kavramı da genellikle erkek karakterlere yakın özellikler verilerek yazılan kadın karakterler oluyor.) Eşcinsel bir kadın karakterin tek özelliği eşcinsel olması olarak veriliyor. Vi, bu tip stereotiplerin dışında yazılmış bir karakter. Vi oldukça iyi dövüşebilen bir karakter yanısıra duygularını açıkça ortaya döken iyi bir abla, arkadaş ve sevgili olarak karşımıza çıkıyor. Vi'ı dizinin başından beri çocukluğundan büyüklüğüne yaptığı birçok hatayla görüyoruz. Çocukken yaptığı bir hata onu yıllar sona bile takip ediyor ve buna rağmen dizi boyunca çeşitli yanlış kararlar vermeye de devam ediyor. Vi'ı ve Arcane'deki diğer kadın karakterleri bu kadar sevdiren şey de bu. Aslında bambaşka bir evrende, sihrin olduğu bir dünyada yaşasalar da oldukça insan yazılmışlar ve bu maalesef medyadaki kadın karakterlerde çok gördüğümüz bir şey değil. Vi'ın kendi içinde bir abla olarak verdiği mücadeleyi, bir davranışını neden yaptığını, amacını, hislerini anlayabiliyoruz. Bu, bana göre iyi yazılmış bir karakter örneğidir.
Bu kadar övgünün yanı sıra, Arcane'nin ikinci sezonda Vi'a büyük haksızlık yaptığını düşünüyorum, hatta dizinin yapımcısı da bunu bir nevi itiraf etmiş.* İkinci sezonda Vi'ya olan ilgilerini kaybettiklerini itiraf etmiş. İlk sezonda en fazla ekran süresi olan Vi, ikinci sezonda en düşük ekran süresine sahip olanlardan biri.* İlk sezonda Vi'yın birçok halini görmüştük. Önce çocukken, o kararlı ve liderlik hali yanı sıra üstündeki baskıyla aldığı kararlar ve yaptığı hatalarla geçmişini anlamıştık. Sonra, 7 sene boyunca kaldığı hapishane hayatı dolayısıyla dönüştüğü kişiyi, pişmanlığını; Caitlyn ile tanışmasıyla ve ona açılmasıyla çıkan yeni bir yanını; Sevika ve Silco ile olan sahnelerde korumacı tavrı ve içindeki nefretiyle birlikte Jinx'e olan sevgisini ve fedakar, hatta bir bakıma umutlu tarafını görmüştük. Vi'ın ilk sezon gerçekten üstüne düşünülmüş bir karakter olduğu belli oluyordu. Hikayesini, hislerini, davranışlarını anlayabiliyorduk.
Peki ikinci sezonda ne oldu? İkinci sezonda Vi'ın bambaşka bir yanını görebilirdik ama yeterince göremedik. İlk sezon finali ardından orijinal oyundaki hikayesiyle de bağlantılı olarak bir enforcer olarak kendini bulan Vi'ın bu kadar geri plana atılmasını çoğu kişi beklememişti. İkinci sezonda Vi, sevdiği kardeşinin artık yok olduğuna inanan ve Jinx'i öldürmek isteyen bir karakter olarak karşımıza çıktı. Ben çok da çıktığını düşünmüyorum. Dizinin ilk kısmına baktığımızda Vi'ın zaten tek başına yeterli sahnesi yok. Caitlyn'nin annesine olanlardan dolayı kendini suçlu hissediyor, aynı zamanda Caitlyn'i korumak istiyor, Jinx'in artık kardeşi olmadığını düşünüyor ve bu yüzden enforcer olmayı kabul ediyor. Peki bu ne kadar inandırıcı işlendi? Bu çıkarımı Vi'ın kurduğu 2 cümleden çıkarmak zorunda kaldık. Vi'ın hissettiği suçluluk ve sorumluluk duygusunu ve kız kardeşini yeniden kaybetmenin verdiği üzüntüyü görmedik. Enforcer olmayı çok güzel ve karakterine uygun bir şekilde reddetmişken birden onu nefret ettiği şeyi yapmaya kabul ettirecek kadar büyük bir şey olmadan kabul etti. Jinx ile dövüş sahneleri muazzam bir animasyona sahip olsa da Vi'ın gerçekten Jinx'e olan nefretini ve artık gittiğine olan inanışını görmedik. Bu kadar önemli sahneleri Vi'ın karakterine uygun ve aynı zamanda derinlik katacak arka plan mesajları kurduğu cümlelerden çıkarmak zorunda kaldık. LoL hakkında çok bilgisi olan biri değilim fakat Vi'ın enforcer olmasının ve Jinx ile savaşta ayrı taraflara düşmesinin odak noktası olduğu hakkında birçok bilgi okudum ki ilk sezonda da gidişat bu yöndeydi. Neden bu kadar geri plana atıldı? Vi'ın ne nefreti, ne üzüntüsü, ne de suçluluğuna şahit olabildik. İkinci kısma baktığımızda ise durum daha kötüydü. Vi'ın ilk kısmından sonunda olanlardan sonra kendini alkole ve dövüşe verdiği 2 dakikalık bir montaj sonrasında Jinx'in gelmesiyle tamamen ayık hale gelip toparlandığını izledik. Vi'ın gördüğü halüsinasyonlar, alkolikliği, dövüşerek kendine zarar vermesi gibi oldukça önemli olan kısımlar kenara atıldı. Yine izleyiciler izledikleri 2 dakikalık sahneden çıkarım yapmak zorunda kaldı.
Jinx
Jinx de ana karakterlerden olmasının yanı sıra her zaman en çok sevilen karakterlerden biri oldu. Küçükken yaptığı bir hata sonrası ablasının onu bırakmak zorunda kalmasıyla Silco'nun onu büyütmesi, mental sorunlarının yansıtılış şekli, Powder ve Jinx ile arada kalması gibi birçok yönüyle Jinx de iyi yazılmış kadın karakter örneklerinden.
Jinx karşımıza Vi'ın aksine abla değil kendini işeyaramaz hisseden ve sorumluluk almak isteyen küçük kız kardeş Powder olarak çıkıyor. Daha sonra, yaptığı bir hata yüzünden Vi'ı kaybederek Silco'nun eline düşüyor ve Powder olarak değil Jinx olarak dönüştüğü kişiyi görüyoruz. Jinx'in Silco'nun onu büyüttüğü kişi olarak var olurken aynı zamanda Vi'ın yıllar önce onu bırakması yüzünden yaşadığı travmanın etkilerini görüyoruz. Jinx'in mental sorunları dizi boyunca çok iyi işleniyor. Animasyonun da yardımıyla Jinx'in beyninin içerisinde verdiği savaşlar, duyduğu sesler, paranoyaklığı açıkça gözler önüne seriliyor. Vi'a karşı hissettiği kırgınlık ve ona ihanet ettiğini düşündüğü için sürekli kendiyle tartışması, Silco'ya hissettiği nefret ve sevgiyle birlikte Jinx kendini kendinden kurtarmaya çalışan bir karakter olarak çok güzel yazılmış.
Ayrıca Jinx'in de dış görünüş olarak güzellik standartlarına uygun şekilde çizilmemiş olması, olduğu durumu belirten şekilde sağlıksız, kırık burnuyla çizilmiş olması tekrar eril bakıştan uzaklaşmış bir kadın karakter örneği çiziyor. Jinx kusurları, hataları, mental sorunları olan ve kendiyle sürekli çatışma içinde olan bir karakter. İkinci sezonda yazılış şeklini çoğunlukla beğenmiş olsam da özellikle son kısımda yeterince üstüne düşülmediğini hissediyorum. En büyük sorunum Isha'ydı. Isha ile olan ilişkileri çoğu kişi gibi benim de oldukça hoşuma gitmişti. Isha ve Jinx'in ilişkisinin Powder ve Vi'ın ilişkisine birçok paraleli olduğu fark ediliyordu, yine de Isha'nın kendini Jinx için fedakar ettikten sonra bir daha adının bile geçmemesi tuhaftı. Jinx'in yaşadığı suçluluk ve üzüntüyü gösteren sahneler bulunsa da bunun yeterince işlenmediğini hissettim. Başka beni rahatsız eden bir unsur ise son kısımda Caitlyn ve Vi ile sahneler bulunduğu mental durumunu gösterirken, Silco'nun halüsinasyonuyla vazgeçmişliğine şahit olmuşken nasıl tekrar ayağa kalkıp savaşa destek olmaya karar verdiğini görememiz. Ekko'nun Jinx'i bir şekilde intihar etmekten vazgeçtiğini biliyoruz ama sadece bu kadar. Ekko Jinx'i nasıl ikna etti? Jinx nasıl bulunduğu mental durumdan vazgeçti? Bunların cevabı yoktu. Son olarak Jinx'in sonunu bir tık klişe ve tahmin edilebilir buldum. Arcane gibi bir diziden daha fazlasını beklemiştim fakat bu sadece kişisel bir görüş de olabilir. Genel olarak kız kardeşler için fazla hızlı ve üstünkörü yazılmış bir ikinci sezon olduğunu ve daha fazla sahneleri olmaları gerektiğini düşünüyorum. Viktor ve Jayce'e o kadar odaklanılmıştı ki dizinin asıl konusunu geri plana attılar gibi hissettim. İlk sezonda Vi da Jinx de ilişkileri de muhteşem yazılmıştı ve maalesef ikinci sezondan ben beklediğimi alamadım.
Caitlyn
Caitlyn, Jinx ve Vi'dan farklı olarak ayrıcalıklı, zengin büyümüş bir kadın karakter olarak çıktı karşımıza. Çocukluğundan beri Zaun'daki insanlara karşı empati ve merak besleyen bir karakterdi. Öyle ki bu merak Vi'ı hapisten çıkarmasına, Zaun'a gitmesine ve aslında dizideki birçok şeye sebep oldu.
Caitlyn ilk sezonda zengin ve korunaklı evinden çok da çıkamayan, ailesinin beklentilerine karşı enforcer olmayı seçen kararlı ve inatçı bir karakterdi. Dizideki Zaun'daki kadınlarının aksine kıyafetleri, aksanı ve tavırlarıyla Piltover'dan olduğu açıkça belli olan Caitlyn ilk sezonda ve ikinci sezonda bambaşka iki karakter gibiydi. Öyle ki ikinci sezondan sonra Caitlyn oldukça tartışma yaratan hatta sosyal medyada kavga yaratan bir karakter oldu. İlk sezonda aslında biraz masum kalan, iki kent arasında ne olduğundan habersiz ama öğrenmeye meraklı ve kararlı, hayatın kötü gerçeklerine uzak bir karakterdi ve Vi ile tanışmasıyla bildiği çoğu şeyin farklı olduğunu fark etti. Öyle ki Caitlyn konsey üyesinin kızı ve enforcer olarak pozisyonunu Zaun'un iyiliği için kullanmaya çalışan bir karakter olarak karşımıza çıkmıştı. İkinci sezonda ise intikam hırsından gözü dönmüş, inandığı tüm şeylere karşı oldukça kötü kararlar alıp korkunç davranışlarda bulunan bir karakter oldu. Dürüst olmak gerekirse ikinci sezondaki Caitlyn'in dönüştüğü kişi bence karaktere derinlik verdi ve oldukça gerçekçiydi. Ne kadar korkunç olursa olsun Caitlyn gibi çok da hayatın zorluklarıyla daha önce yüzleşmemiş ayrıcalıklı bir karakterin kaçırıldıktan, öldürülmeye çalışıldıktan ve annesini kaybettikten sonra eline güç geldiğinde kolayca bunu kötüye kullanması ve Ambessa gibi bir figür tarafından manipüle edilmesi bana garip gelmedi. Gerçekçi geldi. Sorun Caitlyn'nin intikam hırsını kaybetmesi ve bu davranışlar ardından hissettiği pişmanlığı doğru düzgün görememizdi. Caitlyn dediğim gibi ilk sezon Zaun'u düşünen ve insanlara yardım etmek isteyen birinden sırf Jinx'ten almak istediği intikam için onlara zarar vermekten çekinmeyen birine dönüştü(dediğim gibi bence bu gerçekçiydi). Bu intikam hırsını yavaşça kaybetmesi, kendi içinde verdiği savaşlar, kendinden nefret etmesinin daha çok işlenmesini isterdim çünkü aslında dizinin sonunda Jinx'i bilerek serbest bırakması ve Sevika'ya konseyde yer vermesi buna işaret etti.
Arcane, ikinci sezondaki kadın karakterlerin yazımı pek beklentimi karşılamasa bile özellikle ilk sezonda kadın karakter yazımı oldukça iyi olan bir dizi. İkinci sezondaki esas sıkıntının 9 bölüme çok fazla karakter ve çok fazla hikaye sıkıştırılmaya çalışılması ve esas konudan çok uzaklaşılması olduğunu düşünüyorum.
Bu yazıda sadece 3 karaktere odaklanmış olsam bile Mel, Sevika, Ambessa gibi farklı sınıftan, yönelimden, yaştan, ırktan ve pozisyondan kadın karakterle dolu bir dizi izlemek oldukça keyifliydi. Umarım Arcane'nin başarısı birçok dizi ve filme artık eril bakıştan ibaret ve tek boyutlu, tek çeşit kadın karakter yazmamak için ilham olur.