Mükemmel Adaptasyon: Arcane

League of Legends uyarlaması Arcane, video oyunu adaptasyonlarının her zaman başarısızlıkla sonuçlanmak zorunda olmadığını kanıtlıyor.

Riot oyun stüdyosunun en ünlü oyunlarından olan League of Legends'dan uyarlanan Arcane, kendisinden önce gelen video oyunu adaptasyonlarının aksine izlemeden önce yıllarca oyunu oynamış ve üzerine kitap okumuş olmayı gerektirmiyor. Geçtiğimiz yıl çıkan The Witcher ile beraber video oyunu adaptasyonları olarak yapılan yanlışların bir çoğunu düzeltiyorlar. Ancak Arcane yalnızca bir adaptasyon olarak değil kendi başına değerlendirildiğinde de beklentilerin çok üstünde kalan bir animasyon.

Arcane'de her şeyi ilişkiler ilerletiyor. Öncelikli olarak Vi ve Powder isimli iki kız kardeş hakkında olan dizi, bu karakterlerin savaş tarafından yetim bırakılmalarını, genç yetişkinler olarak birbirlerinden ayrılmalarını ve sonrasında yetişkinliklerinde bir araya geldiklerinde tamamen değişmiş insanlar olarak birbirlerine düşman olmalarını takip ediyor.

Dizilerin üretiminin ve tüketiminin hızlandığı günümüzde zaman zaman karakterler kendi dizilerinde sadece izleyiciymişler ve hiçbir katkı sağlamıyorlar gibi hissettirebiliyor. Arcane'nin en iyi yanlarından biri ise bütün karakterlerin her zaman hareket halinde ve aktif olmaları. Hiçbir zaman olaylar karakterlere onların isteği dışında oluyormuş gibi hissetmiyoruz. Tam tersi her ne kadar çoğu zaman istenen sonuçlara ulaşmasa da karakterler aksiyonu ve değişimi her köşede hayatlarına davet ediyorlar.

Arcane'in başarısının büyük bir nedeni de animasyon ve seslendirmenin kalitesi. Paris'te yer alan Fortiche animasyon stüdyosu tarafından yapılan animasyon, vücut dili, yüz ifadeleri, savaş koreografileri gibi her açıdan gözlerimizin önünde canlanıyor. Ayrıca değinilmesi gereken bir nokta da Arcane her ne kadar video oyunu adaptasyonu olsa da video oyunlarının klasik tuzaklarına düşmüyor. İlk olarak farklı karakterlere sahip ve senaryoda olabildiğince üç boyutlu ve gerçekçi olarak portre edilen kadın baş karakterlere sahip olması kendinden önce gelen adaptasyonlara kıyasla bir puan önce başlamasını sağlıyor zaten. Aynı zamanda anlamsız ve hiçbir ağırlığı veya sonucu olmayan kavga sahneleri de içermiyor, içerdiği tüm kavga ve savaş sahneleri ustaca koreografi edilmiş ve hepsinin altında yatan anlamı ve tarihi net bir şekilde anlayabiliyorsunuz. Karakterler kavgalardan hem fiziksel hem de duygusal olarak yaralanmış bir şekilde ayrılıyorlar.


Arcane şüphesiz ki League of Legends oynamamış insanlarca fark edilmeyecek küçük ipuçları bırakmıştır, ancak hiç oynamamış birisi olarak hiç birisini fark etmedim ve bu yüzden de dizi boyunca bir şey kaçırıyormuş gibi de hissetmedim. Dizi kendi kimliğini hem müzik hem de animasyon ve senaryo ile oluşturmayı başarabildiği için koltuk değneği olarak oyunu kullanması gerekmiyor.

Riot oyun stüdyosu tarafından yapılan bir dizi olarak video oyunları ile popüler kültür arasında bir köprü kuruyor Arcane. Netflix'de yakaladığı inanılmaz popülerlik ile video oyunu oynayan ile oynamayanlar arasındaki uçurumu küçültüyor bir nebze. Eninde sonunda bunların hepsini bir kenara bırakırsak da oldukça eğlenceli ve izlerken saatlerin nasıl geçtiğinin farkına varmayacağınız bir dizi.