Aşkı ve Edebiyatı Birleştiren Doğa Harikası: Heybeliada
Bir yaz klasiğinden daha fazla anlamı olan bir yer düşünün.
“Artık demir almak günü gelmişse zamandan
Meçhule giden bir gemi kalkar bu limandan…”
Bu satırlar tanıdık geldi mi? Yahya Kemal’in “Sessiz Gemi” şiiri diyenler doğru bildi bile. Yahya Kemal, Heybeliada’dan uzaklaşan vapura bakarken, büyük aşkı Celile’yi düşünürken yazmış bu şiiri. O yüzden Heybeliada aşıklar adası olduğu kadar bir edebiyat adası da. Prens Adaları’nın en yeşilidir Heybeliada. Vapurdan indiğiniz anda huzura adım atmış gibi hissedersiniz. Yeşili ile mavisi ile kocaman kucaklar sizi.
Baktıkça aşık olunan sanki doğanın cilve yaptığı bir yer, Heybeliada. Ne isimler gelmiş geçmiş buradan. Sokaklarında gezerken Nazım Hikmet’in sesini duyacak, Hüseyin Rahmi Gürpınar’ın nefesini hissedeceksiniz.
Heybeliada’nın tarihi geçmişine bakacak olursak eğer, burası eski adıyla Halki olarak bilinirmiş. Yunan filozofu Aristoteles, Halki’de o zamanlarda bakır bulunduğunu ve adanın adını Yunanca bakır anlamına gelen “Halki”den aldığını söylemiş. Osmanlı döneminde ise ada yeni ismini heybeye benzeyen şeklinden dolayı “Heybeliada” olarak güncellemiş. Günümüzde de halen aynı ad ile adaların incilerinden biri olan Heybeliada ismini korumaktadır.
Yazın birçok turistin ve yerlinin sırf şöyle bir ada havası alalım diyip geldiği güzeller güzeli Heybeliada, kimsenin farkında bile olmadığı o kadar çok hatırat barındırıyor ki içinde. Çoğunlukla yazın plajlar için tercih edilen adanın, aslında her mevsimi farklı güzeldir. Bana sorarsanız sonbahar bambaşka oluyor, Heybeliada’da. Sanki adadaki sararmış yapraklar yazı, gözlerden dökülen yaş misali, dallardan dökülerek uğurluyordu. Herkes için farklı anlamlar barındırır. Kiminin evi, kimin iş yeri, kiminin ise anılarla dolu bir köşesi…
Elbette adaya geldiğinizde en meşhur yerlerine gidip keşfetmeyi unutmayın naçizane fikrim, adanın her karışını yavaş yavaş dolaşmadan, o ruhu hissetmeden ayrılmayın Heybeliada’dan.
Beni adadaki duygulandıran yerden bahsedeceğim, şimdi sizlere. Hüzünlü bir aşk hikâyesi ve edebiyatın yer aldığı Bahriye Mektebi. Bu mektebin önemli öğrencileri varmış. Örneğin, Nazım Hikmet ve Necip Fazıl bunlar arasında. Ama sadece öğrencileri değil, öğretmenleri de bir o kadar önemli isimlermiş. En bilineni Yahya Kemal. Nazım Hikmet’in “Hocam olarak girdiğiniz bu eve, babam olarak girmenize izin vermeyeceğim” sözünü hatırlıyor musunuz? Bu sözler aslında Nazım Hikmet’in Bahriye Mektebi’ndeki öğretmeni Yahya Kemal’e yazdığı bir nottan.
Nazım Hikmet’in annesi Celile ile Yahya Kemal’in aşkını duymuşsunuzdur. Talihsiz ve bir bakıma imkânsız aşkmış onların ki. Aşkları da zaten Heybeliada’dan giden bir “Sessiz Gemi”yle bitmiş derler. Yani kavuşamayan iki aşığa da kucak açmış bu ada. O yüzdendir ki birçok sevgiliyi şefkatli kucağına çeker Heybeliada.
Şimdiden Heybeliada’ya gidecekler selamımı götürmeyi unutmayın.