Avrupa Futbol Şampiyonası'nda Çeyrek Finaldeyiz!

Yürüyün bizim çocuklar!

Türk futbolu eskiden sahip olduğu asalet ve ihtişama yeniden kavuşuyor. 2 Temmuz’da Avusturya karşısında almış olduğumuz zafer sonucunda çeyrek finale kadar yükseldik. Aynı gecede ülkedeki tüm illerimizden kutlama sesleri duyuldu, sabaha kadar süren sevinçler yaşandı. Bu sene, Almanya’da düzenlenen turnuvada oradaki Türk taraftarlarımızda desteklerini hiç esirgemediler. Ve hem kutlamalarda hem de maç günleri tribünde milli takımımıza hep destek oldular. Bende bugün sizlere çeyrek finale çıkmamıza vesile olan son maçtan ve turnuvanın genel gidişatından biraz bahsetmek istedim.

İlk durağımız, 2024 Avrupa Şampiyonası grup elemeleriydi. A Millî Takımımız, UEFA'ya üye olan 53 ülkenin katıldığı kura çekimi sonucunda D Grubu'nda Hırvatistan, Galler, Ermenistan ve Letonya ile eşleşti. Burada kanaatimce en korkutucu isim Hırvatistan’dı. Ve çoğu taraftarın tahmini de Hırvatistan’ın gruptan birinci olarak bizim ise ikinci olarak çıkmamızdı. Ancak biz dünyaya tahminlerin ötesinde bir tablo sunduk. Öngörülemez ve durdurulamaz takımızla elemelerden ilk sırayla çıktık. Bu süreçteki ilk maçımız Ermenistan ile gerçekleşti 2-1’lik bir galibiyet sonucunda çıktığımız ilk maçta ilk galibiyetimizi olmuş olduk. İkinci rakibimiz korkulan Hırvatistan ile oldu ve ilk mağlubiyetimizi de burada aldık. Ancak elemelerde aldığımız ilk ve son mağlubiyetti bu. Sonrasında Letonya’yı 3-2’lik bir zaferle, Galler’i 2-0’lık bir sonuçla başarıyla tamamladık. Ermenistan ile ikinci karşılaşmamızda ilk beraberliğimizi aldık. Hırvatistan ile ikinci kez karşılaştığımızda ise daha öncesinde almış olduğumuz mağlubiyetin hesabını sorduk ve 1-0’lık bir sonuç ile galip geldik. Letonya’yı ikinci kez ve bu sefer daha ezici bir üstünlükle 4-0 yendikten sonra Galler ile berabere kaldığımız son maçın ardından elemelerden lider şekilde çıktık. Yolculuğumuz iyi başlamıştı. İşler umduğumuzdan bile daha iyi ilerledi.

Sonraki durak grup maçları… Elemelerde grubunu lider tamamlayan A Milli Takım, turnuvaya doğrudan katılım hakkı elde ederken kura çekimine 2. torbadan katıldı. Kura çekiminin ardından oluşan gruplar içinde ülkemiz F grubu içerisinde yer aldı. Grup içerisindeki rakiplerimiz ise Portekiz, Çekya ve Gürcistan oldu. İlk maçımızı Gürcistan ile yaptık. Ve Mert Müldür’ün ilk yarıda attığı şık gol ile öne geçtik. Ancak Gürcistan’dan cevap pek de gecikmedi. İlk yarının sonunda 1-1’lik bir beraberlik söz konusuydu. Ancak ikinci çeyrekte maçın kaderini değiştiren ve beraberliği bozan gol bu sene ismini en çok duyduğumuz en genç yeteneklerimizden biri olan kariyeri şu ana kadar çok iyi ilerleyen ve ilerlemeye de devam eden Arda’dan geldi. Takım ayırmaksızın herkesin kucakladığı, hepimizin yüreğini heyecan ve gururla dolduran genç yetenek. İnanılmaz bir gol ile turnuvadaki ilk golünü de atmış oldu. Ve son dakikada rakibin hatası sayesinde Kerem Aktürkoğlu’nun boş kaleye bıraktığı gol ile maçı 3-1 gibi güzel bir sonuçla noktalamış olduk. Grup maçlarındaki ilk maçımızı da tıpkı elemelerdeki gibi kazandık. Ancak ikinci maçımızı da tıpkı elemelerde olduğu gibi grubun en güçlü takımı ile yapıp yenildik. Portekiz maçı, hem oyuncu hataları hem de stratejik hatalar yüzünden kaybettiğimiz üzücü bir maç oldu. İlk çeyreğin yarısında Bernardo Silva’dan gelen bir gol ve hemen ardından Samet’in pas hatası yüzünden kendi kalesine attığı gol sonrasında moraller iyice düştü. İkinci yarıda da Bruno Fernandes’in attığı bir gol ile 3-0 mağlup olduk. Ancak bu turnuvadaki son mağlubiyetimizdi. Grup aşamasındaki son maçımız olan Çekya maçında sıkıcı ve gergin bir ilk yarı sonrasında daha heyecanlı ancak daha da gergin bir ikinci yarı seyrettik. Kaptanımız Hakan’dan gelen olağanüstü bir gol sonrasında maçın atmosferi bir anda değişti. Çok geçmeden Soucek’in attığı gol ile berabere kalan ve son dakikaya kadar düğümlenen maçta düğümü çözen, golü atan ve galibiyeti getiren Tosun Paşa’dan başkası değildi tabi ki. 90+4’de attığı son dakika golüyle bize zaferi getiren Cenk Tosun sayesinde son grup maçımızı da galibiyetle tamamlayarak 2008’den bu yana ilk defa gruplardan çıkmayı başardık.

Geldik çeyrek finallerden önceki son basamağa son 16 turuna… Her takımın kendi ülkesini bir basamak sonrasına taşımak için tek şansı olduğu, hata lüksünün olmadığı ve geri dönüşü olmayan en dik basamağa… Kazan veya kaybet, zirveye yüksel veya dibe bat, zafere giden yolda ilerlemeye devam et veya bu yolculuğu terk et! Bu aşamadaki rakibimiz Avusturya oldu. Hazırlık maçlarında bizi 6-1 yenmiş, kendi eleme gruplarında yalnızca grup liderine yenilmiş ve eleme turundan ikinci çıkmış olan bir takımdı Avusturya. Grup maçlarında Fransa, Hollanda ve Polonya ile eşleşmiş ve bu gruptan lider çıkmıştır. Yalnızca en güçlü rakipleri olan Fransa’ya karşı bir kez yenilmiş ve bir kez de berabere kalmış bu senenin en sürpriz ve en sivri takımlarından biriydi Avusturya. Maç günü geldiğinde Almanya sokaklarında eğlenceli görüntüler, kinayeli ve latife dolu pankartlar eşliğinde taraftarların sesleri yankılanıyordu. 2 Temmuz günü Leipzig’de bulunan Red Bull Arena’da, Portekiz hakem Artur Soares Dias’ın yönettiği bu maçta kendi gruplarından başarıyla çıkan bu iki takımın öngörülemez mücadelesini izlemek isteyen tüm taraftarlar stadyuma, ekranlara, televizyonlarına kitlendi. Türkiye saatine göre saatler 22.00’yi gösterdiğinde maçı başlatan düdük çaldı. Ve daha o düdüğün sesi statta yankılanmaya devam ederken ilk golü atan takım biz olduk. İlk dakikada Arda Güler’in kullandığı köşe vuruşu sonrası kalecinin elinden seken top Merih Demiral’ın ayağıyla buluştu ve ağları buldu. Bir maça ancak bu kadar güzel başlayabilirdik. İlk yarı devam ederken Merih, hem defansta rakibin gol pozisyonlarını ortadan kaldırdı. Hem de atak esnasında varlığıyla Avusturya’nın savunma hattını ürkütmeye devam etti. Yine Arda’nın köşe vuruşuyla bu sefer de topa kafasıyla müdahale eden Merih golü atamasa da rakibe “Ben buradayım!” der gibi korku saldı. İkinci yarı başladığında Avusturya’nın ataklarını ortadan kaldıran Merih’in yanı sıra çekilen tüm çoğu şutu kurtaran Mert Günok da maçta büyük rol oynadı. Dakika 59 olduğunda Arda tekrardan korner çizgisine geçti. Harika bir köşe vuruşuna ondan daha da harika bir kafa vurarak ikinci golü getiren isim yine Merih Demiral oldu. İlk kafa denemesi başarısız olmuştu. Ancak ikinci sefer affetmedi. İki yarıda iki gol atan Merih’in ardından Avusturya’nın tehlikeli isimlerinden Gregoritsch, temiz bir köşe vuruşu sonrasında topu ağlarımıza göndermeyi başarsa da Mert’in kurtaramadığı ilk ve son gol oldu bu. Sonrasında kalede demirden bir duvar, bir ahtapot, bir örümcek izledik. Nasıl betimlenirse betimlensin kalesini son dakikaya kadar korudu. Onlarca atak, onlarca şut denemesi… Mert Günok, hiçbirine müsaade etmedi. Son dakikadaki inanılmaz kurtarışı sayesinde maç 2-1’lik bir tabloyla sona erdi. Bu mücadelenin galibi bizler olduk. Ve çok geçmeden kutlamalar başladı.

Şimdiyse önümüzdeki bir sonraki adım çeyrek final. Rakibimiz Hollanda. Mevcut haliyle Avusturya’ya yenilmiş, ondan daha güçsüz bir takım. 6 Temmuz günü yenersek yarı finale yükseleceğimiz bir basamak daha… 2008’den bu yana yarı finallere hiç bu kadar yakın olmamıştık. Yüreğimiz gurur, sevinç ve heyecan dolu bir şekilde maç gününü beklemekteyiz. Artık son düzlüklerdeyiz. Maç günü geldiğinde yüreklerimiz yeniden bir olacak o güne dek görüşmek üzere hoşça kalın!