Futbol Ülkesi Türkiye?

Ülkemizin futbol ülkesi olma yönüne kısa bir bakış.

Son zamanlarda ülkemizin voleybol alanında uluslararası çapta elde ettiği büyük başarıların ardından neredeyse her yerde ülkemizin voleybol ülkesi olduğuna dair sloganlar gördük, duyduk, okuduk. Voleybol gerçekten hem eğlence hem spor alanı olarak gerçekten güzel ve değerli. Oynamasını da izlemesini de belli çapta gerçekten seviyoruz. Bir pikniğe gittiğimizde yanımızda top götürüp voleybol oynamazsak eksik kalmış hissi yaşıyoruz bir kere.

Yazıya böyle bir giriş yapmamın sebebi ülkemizin voleybol ülkesi özelliğine karşı çıkmadığımı, yazının hayır o değil buyuz anlamı taşımadığını belirtmek. Ama şu kısmı da var ki biz voleybol ülkesiyiz sloganlarının, biz futbol ülkesi değiliz anlamını gizleyerek ifade edilmesini gerçekten yanlış buluyorum. Çünkü Türkiye gerçekten bir futbol ülkesi.


Açıklamaya, futbol ülkesi olmadığımızı öne sürmek için kullanılabilecek argümanlardan aklıma gelenleri sıralayarak giriş yapayım. Yıllardır uluslararası başarımız yok, uluslararası maçlarda sıfır çekip fark yiyip rezil olup dönüyoruz. Ülkemizde oynanan futbolun kalitesi düşük. Ülkemizde futbolun arkaplanı yönünde gerçekten büyük bir güvensizlik mevcut. Futbolumuzun temsilini yapamıyor hatta yapmıyoruz. Dahası da vardır ama bu kadarı yeterli. Bu argümanların hepsi de gerçekten doğru değil veya sadece kısmen doğru bu arada. Ama bunları incelemek çok uzun sürer ve bunlar bu yazının konusu değiller. Konudan sapmamak için bunlara değinmeyeceğim.

Şunu söyleyebilirim ki bu argümanların gösterdiği şey, bizim futbolumuzun kurtarılması gereken bir halde olduğu ve bu argümanların futbol ülkesi olup olmadığımız hakkında hiçbir şey ifade etmediğidir. Futbol ülkesi olmak futbolda her zaman başarılı olmayı gerektirmez aksine futbolda dibe vursan bile halk futbol konuşuyor ve futbol seviyorsa futbol ülkesi olursun. Yoksa son yıllarda eski başarılarından uzak olan Brezilya'ya futbol ülkesi demememiz gerekirdi. Ama Brezilya futbol ülkesi değil diyen birine cidden güleriz. Brezilya'da çocukların futbolla yatıp kalktığından bahsederiz, sokak aralarında sabahtan akşama kadar futbol oynadıklarından bahsederiz, yetiştirdikleri ve dünyaya sundukları ve sunacakları onlarca oyuncuyu sayarız dimi.

Peki ülkemize gelince neden bunları unutuyoruz? Ülkemizde çocuklar ve gençler akıllarında sürekli futbol ile yaşamıyorlar mı? Hayır diyorsanız çok kötü bir gözlemci olduğunuzu söylemek zorunda kalırım. Peki ya ülkemizde sokak aralarında çocuklar futbol oynamıyorlar mı? Akıllı telefon ve tabletle büyütülen çocuklar yüzünden sayı ve oran belki azalmış olsa da oynuyorlar, gençlerimiz zaten mahalle maçları ile geçirdi çocukluklarını. E peki ülkemizden oyuncu yetiştirmiyor muyuz? O zaman eskiden Emre Belözoğlu, Nihat Kahveci, günümüze yaklaşırken Arda Turan, tamamen günümüze gelince Merih Demiral, Cengiz Ünder, Kerem Aktürkoğlu, Yusuf Yazıcı, Abdülkadir Ömür, Arda Güler, Burak Yılmaz ve daha fazlası yok mu? Var. Devamı yok mu? Geldikleri yerlerde dahası var.

O zaman detaylara takılmazsak Brezilya ile aynı veya benzer durumdayız. İki ülkede de fakir ailelerin çocukları futbolu ailelerini kötü ekonomik durumdan kurtarmanın yolu olarak görüyorlar, iki ülkede de futbol her yönüyle delice konuşuluyor ve daha fazlası. O zaman Brezilya'ya her nasıl futbol ülkesi tabiki diyorsak, Türkiye de kesinlikle bir futbol ülkesidir. Hatta Türkiye'nin öncelikli öne çıkarıp geliştirmesi gereken yönlerinden birisi de bu futbol ülkesi kimliğidir. O yüzden yanlış amaçla sayılan doğru argümanları çözüme kavuşturmalı ve bu güzide futbol ülkesini daha önce 2002 ve 2008 de nasıl başardıysak hak ettiği yere yeniden taşımalıyız.