Ay Saçlı Büyücü VII

İki genç büyücü bir görevin altında kalkmayı başardı, bir kez daha.

“Ja pierdole!”


Böylesi bir durumda küfür etmekten başka bir şey yapamıyordu. Her zaman yanında olmuş dostunu mu kurtarmayı denemeliydi yoksa canları tehlikeye attıkları gizemi çözmeliydi? Gerçi düşünecek çok bir şey de yoktu. Luna her zaman istediği her şeye kavuşmuş, yetenekli, sevilen bir büyücüydü. Şimdi de bir seçim yapmasına gerek yoktu. Yalnızca hızlı olmalıydı. Her zamanki gibi…


Yok etmeye çalıştığı belgelere doğrulttu asasını.


“Carpe Retractum!” dedi.


Belgelerini sıkıca tutup tüm bedenini zorlayacak bir hızla can dostuna döndü. Max’i görmesine fırsatı kalmamış çünkü genç büyücü büyüsünü sonlandırıp ona saldıranları geri püskürtmek için Arania Exumai büyüsünü yapmıştı. Hepsi olmasa da hatrı sayılır bir kısmı geriye çekilince Luna ona yardım etmeye karar verdi. Elbette önce kaçmaya çalışan adamla ilgilenmeliydi. Max de kendi başının çaresine bakabilirdi, en azından zaman kazandırabilirdi can dostuna.


Adamın üzerinde olduğu tekerlekli sandalyeye Wingardium Leviosa büyüsünü yaptı. Tekerlekli sandalyesinin üstünde dengesini kaybeden adam belirli bir yükseklikten aşağıya düştü. Luna adamın kaçmasını ve saldırmasını önlemek için Immobulus büyüsünü yapıp Max’e döndü.


Hayli yorgun gözüken ancak Gizem Dairesinin gururlu bir çalışanı olarak can gücüyle mücadele ediyordu. Luna’nın onu kurtarmasının vakti gelmişti.


“Pelerinini çıkar!”


Luna’nın ne yapacağını tahmin etmiş olacak ki yaralı haline rağmen inanılmaz bir hızla pelerinin çıkartıp yerdeki böceklerin üstüne attı. Luna da onların hareket etmesine fırsat vermeden Incendio büyüsünü yaptı. Ardından Lily pelerine Wingardium Leviosa büyüsünü yaparak Max’ın kıyafetlerini yapmak pahasına üstüne attı. Böceklerin ölüp ölmediği bilinmese de eğer ölmüşlerse Max’in kıyafetlerine Aguamenti büyüsünü yapmaya hazırdı.


Büyüsü işe yaramış, Max yaralanmış olsa da hayatta kalmayı başarmışlardı.