Aynı Yıldızın Altında Filmi: Unutma Beni, Unutama Beni.

Filmler ve mesajlar...

Ölümü yok olmak olarak gören insanlar, unutulmak istemezler. Çünkü ruhun kaybolduğu ve bedenin çürüdüğü fikri herkes için korkutucudur. Bu sebeple öldüklerinde hatırlanabilecekleri işler yapmak isterler. İlla yok oluyorsak, Platon da hatırlanıyor ama toprak oldu mu? Oldu. Yani kaçışı olmayan bir sondan korkarak yaşamanın bir mânası var mı?

2014 yılında vizyona giren, senelerce ergen ve genç kesim tarafından izlenen "Aynı Yıldızın Altında" filmi de bu konuyu ele alan bir başyapıt. Yaş farketmeksizin izlenmesi gereken ders verici bir konuya sahip... Çok iç burkan bir hikaye olsa da sonunda istediği o mesajı veriyor. Filmin konusundan izlemeyenler için biraz bahsededersem; iki kanserli gencin tanışıp birbirlerinden hoşlanmalarıyla başlayan konuşmalar, erkek karakterin "Ölünce unutulmak istemiyorum Hazel Grace." sözlerini kulağımıza tekrar ederek ilerliyor. Tiroid kanseri akciğerine sıçrayan Hazel hastanede yatarken bile erkek arkadaşı Augustus'a onu unutmayacağını tekrarlıyor. Beyin tümörüyle saaşırken bir bacağını kaybetmiş Augustus'a bir şey olmayacak ve Hazel'in durumu daha kötü diye izlerken sonunda göçüp giden Augustus oluyor. Hazel, erkek arkadaşının ölümüyle yüzleşmekten korkuyor çünkü kısa süre birlikte mutlu olabildiği tek insanın gitmiş olmasını kabullenmek istemiyor. Ve mezarlıkta Augustus'un kendisine yazdığı mektubu okurken unutulma konusunun çoktan çözüldüğünü anlıyoruz. Augustus mektupta "İlk tanıştığımızda beni herkes sevsin ve unutmasın diye uğraşıyordum. Ama şimdi beni sadece senin sevip hatırlamanı istiyorum. Beni özlersen yıldızlara bak. Çünkü biz aynı yıldızın altındayız." diyerek sevdiğine anlamlı bir veda ediyor.

Aslında Augustus'un tek korkusu kısa bir zaman için bile mutlu ve anlamlı bir hayat sürememekti. Hazel ile tanıştığındaysa anlamlı konuşmalar ve birlikte mutlu günler geçirdiler. Bu sebeple sevgi ve ilgi aramaktan vazgeçerek, yaşadığı sürece Hazel'in kalbinde kendisinin de yaşayacağını fark etti.

Birilerinin kalbindeyseniz ve isminiz bir yerlerde bir şekilde geçebiliyorsa halen, ölseniz bile anılacak bir hatıraya sahipsiniz demektir. Bu zaten bizler için en kıymetli unutulmazlıktır. Başta da dediğim gibi, kaçamayacağınız bir sondan korkmak yerine anın tadını çıkararak yaşamak her zaman daha anlamlı olacak.