Baby Reindeer

Rahatsız edici bir çekicilik.

Netflix'e gelen 7 bölümlük, her nereye baksam karşıma çıkan mini diziyi sanıyorum siz de görmüşsünüzdür. Adı, Baby Reindeer. Sosyal medyayı domine eden, sürekli izleyin içerikleri ile karşılaşınca bir cumartesi günü de hızlıca izlemek mümkün oldu.

Baby Reindeer, Richard Gadd tarafından yaratılmıştır. Aynı zamanda dizinin başrolünde de karşımıza çıkar Richard. Bir İskoç kara mizah drama-gerilim mini dizisidir. Gadd'ın aynı adlı otobiyografik tek kişilik gösterisinin uyarlaması olarak Netflix'te gösterime girmiştir. Richard Gadd, Jessica Gunning, Nava Mau, Tom Goodman-Hill dizide yer alan bazı oyunculardır. Dizi 11 Nisan 2024 tarihinde seyirci ile buluşmuştur.

Baby Reindeer adlı mini dizi, yayımlandığı günden itibaren sadece iki haftada 13 milyondan fazla kez izlendi. Türkiye, Britanya ve ABD gibi 30'dan fazla ülkede en popülerler listesinde bir numaraya yükseldi.

Netflix tanıtımında “Başarısız bir komedyen hassas bir kadına iyi niyet gösterisinde bulunduğunda ikisinin de hayatını mahvedebilecek boğucu bir saplantının fitilini ateşler.” diye tanıtılan bu dizide komedyenimizin adı Donny. Çalıştığı yere sarsılmış bir hâlde gelip Donny’e ilgi duyan Martha Scott ise diğer ana karakter. Martha’nın Donny’e olan ilgisini ve sürekli ona ulaşmaya çalışmasını izlerken Donny’nin yaşamının perdesi aralanıyor dizi boyunca.

Öncelikle dizinin afişinden bahsetmek isterim. Martha karakterinin bir bar masasında gözlerini kapattığı ve bir dilek dilemişçesine durduğu afiş fotoğrafında Donny’i puba sürekli gidip içmediği diyet cola bardağının içinde hapsedilmesini şeklinde gösterilmesi dizi konusunu oldukça özetleyen bir afiş çalışması olmuş. Ayrıca bardak altığındaki ren geyiği detayını da atlamamak gerek. Bize ne izleyeceğimize dair büyük bir done veriyor afişiyle Baby Reindeer.

Dizide Martha karakterinin Donny’in çalıştığı yere gelmesi ve Donny’nin bir fincan çay ikram etmesiyle başlayan bu dizide Martha’nın sorunları olan bir kadın olduğunu hemen anlaşılıyor aslında. Kendisi hakkında öyle büyük büyük konuşurken, avukatlığını överken, aldığı evden bahsederken parasız olduğunu ifade etmesiyle başlıyor çelişkisi Martha’nın. İlerledikçe bölümler Martha’nın geçmişi gün yüzüne çıktıkça anlıyoruz bir nebze de olsa ilk kurbanın Donny olmadığını. Ancak Martha izleyicisine öyle gergin anlar yaşatıyor ki zaman zaman ne yapacak acaba, kahkaha mı atacak yoksa aniden kızacak mı hissiyle izliyorsunuz. İnsanı ikileme düşürüyor Martha'ya acısam mı yoksa suçlasam mı diye. Daha ne yapabilir acaba diye diye izlettiriyor kendini. Yazdığı mesajlar, mesajlardaki yazım hataları, durmak bilmeyen konuşması, saplantısıyla Martha'nın dehlizlerinde olanları daha çok merak ediyoruz.

Donny’i izlerken ise tam bir kargaşa aslında. Martha ile kurduğu ilişkinin içinden çıkamayışına ve acıyorum empati kuruyorum diyerek hep kendini manipüle ederek Martha’yı korumasına anlam vermeye çalışmak zorlasa da kurtul artık şu girdiğin girdaptan dedirtiyor izleyiciye. Ama görüyoruz ki mesele o kadar kolay değil, daha derinde yatan travmalardan kaynaklı sorun. İlk üç bölümde izlerken içten içe Donny’i bir travmatik bir neden olduğunu anlıyoruz. Dördüncü bölüm geldiğinde ise sır perdesi aralanıyor. O zaman şov dünyasının gerçekleri ile hem tanışıyoruz hem de Donny’nin başına gelenlerden ve söylediği “o beni istediğim gibi gördü” cümlesinden anlıyoruz Martha’ya bakış açısını.

Hikâyenin ana ekseni Donny'nin bakış açısından ilerliyor ancak benim merak ettiğim ve daha derinlemesine keşfetmek istediğim bir nokta var: Martha'nın bakış açısı. Donny'nin psikolojik nedenlerini anlamak önemli olsa da, Martha'nın içsel dünyasını ve yaşadığı travmaları doğrudan onun bakış açısından görmek isterdim bir noktada. Donny'nin yaşadıklarını anlamakla birlikte, Martha'nın ruhsal dünyasını, onu bu noktaya getiren etkenleri ve duygusal zorluklarını daha derinlemesine anlamak farklı bir boyut getirebilirdi diziye. Donny'nin bakış açısından değil de, Martha'nın kendi hikâyesini ve deneyimlerini aktardığı geçmişten bir sahne, izleyiciye daha farklı ve kapsamlı bir perspektif sunabilir ve aradaki boşlukları doldurabilirdi.

Dikkatimi çeken bazı farklı şeyler de var aslında. Donny’nin eski sevgilisinin annesinin evinde yaşaması, çalıştığı yerdeki insanların mizojinist tavırları, Terri’ye saldıran Martha’nın erkek benzetmesi sahnelerinde gözlerimi devirmekten kendimi alamadım. Terri’ye ayrı bir parantez de açmak gerek bu noktada. Terri’nin Martha’yla karşılaştığı sahnede yaşanan Martha’nın nefret kusması ve yaptığı erkek benzetmesiyle Terri’nin yüzündeki ifade çok etkileyiciydi. Terri galiba dizide benim sevdiğim karakter arasında yer aldı. En katlanamadıklarım ise kuşkusuz Donny’nin çalıştığı insanlar. Seviyesizlikleri, dalga geçişleri, konuyu basite indirgemeleri ve geçiştirmeleriyle sahnelerinin hemen bitmesini istedim.

Baby Reindeer'da beni en etkileyen iki sahne ise Donny'e ait. Donny’nin konuşma sahnesindeki itirafları ve annesi ve babasıyla olan itiraf sahnesi mükemmel iki sahneydi. Hem duygusal yoğunluğu hem de Donny'nin gelişimi açısından değerli iki sahneydi. Richard Gadd bu sahnelerde Donny olarak çok iyi oyunculuk performansı sergilemiş.

Baby Reindeer'ı izlerken oyunculuk performansları ve hikâyenin ilerleyişi dikkat çekiciydi. Dizi, rahatsız edici ve çekici bir atmosfer yaratmayı başarıyor. Sonu daha çarpıcı olabilirdi belki, ancak genel olarak ilgi çekici ve sürükleyici bir yapım.

İzleyecek olanlara keyifli seyirler! Baby Reindeer, izlemesi oldukça keyifli ve düşündürücü bir dizi olarak öne çıkıyor. Richard Gadd'ın yaratıcılığı ve oyunculuk performansları, izleyicileri ekran başına kilitlemeyi başarıyor. Dizinin karmaşık ve derin karakter ilişkileri, izleyicilere karakterlerin duygusal dünyalarını keşfetme fırsatı sunuyor. Ayrıca, Martha ve Donny arasındaki gerilim dolu ilişki, diziye derinlik katıyor ve izleyicileri etkileyici bir yolculuğa çıkarıyor. Baby Reindeer, sadece eğlenceli bir dizi olmanın ötesinde, insan ilişkileri ve psikolojik derinlikleriyle de dikkat çekiyor. Kesinlikle izlenmeye değer bir yapım!