Bağlanma Çeşitleri

İnsanların sosyal ilişkilerindeki bağlanma şekilleri ve bunların nasıl oluştuğuna dair araştırmalar.

John Bowbly'nin ortaya atmış olduğu ve geçmişten günümüze kadar gelen öncü yaklaşımlardan birisi bağlanma kuramıdır. Bireylerin farklı insanlarla kurmuş oldukları duygual bağa bağlanma diyebiliriz. İnsan ilişkilerinde bireyler birbirlerine karşı duygusal bir bağ oluştururlar. Bu bireylerin doğumundan itibaren başlayan bir süreçtir. Bebek, kendisine bakım veren ile duygusal bir bağ kurar. Bu bağ, onun hayatta kalma şansını artrır ve onu güvende hissettirir. Bebeğin stresini azaltan bir ihtiyaçtır. Bu insanlar büyüdükçe de aynı şekilde devam ede ve kişiler de iletişim kurmayı, bağlanmayı bir ihtiyaç olarak görürler. Bebeklerin bakım vereni ile kurduğu ilişkiyi yetişkinlik hayatınında gözlemlemek mümkündür. Bağlanma kuramı da bu teoriyi savunur ve insanların özellikle partner ilişkilerinde bu bağları kurmaya devam ettiğini savunur.

Bowbly bağlanma türlerine üç ayrı şekilde ele alır. İlki güvenli bağlanmadır. Bu bağlanma türü istenen bağlanma türüdür. Sağlıklı bir bağlanma türü olarak değerlendirilir. Bakım verenin bebeğe ve bebeğin isteklerine karşı duyarlı olduğu, bebeğin de bakımverene duyduğu güvenle bağlı olduğu şeklinde tanımlanabilir. Bu bağlanma türüne sahip olan bireyler yetişkinlik dönemlerinde de güven dolu ve kalıcı ilişkiler kurarlar. İkinci bağlanma türü kaygılı/kararsız bağlanma ismini alır. Bu bağlanma türünde bakımverenin bebeğe karşı bazen duyarlı bazen ise mesafeli bir ilişkisi olduğu belirtilir. Bu durum da çocuğun bakımverene karşı duygusal bağına tam karar verememsine ve bundan dolayı kaygılı olmasına yol açar. Bu tür bağlanmaya sahip olan kişiler yetişkinliklerinde de bağımlı bir ilişkiye yatkın olarak görülebilir. Dünyayı belirsiz bir şekilde algılayabilirler. Son olarak kaçınan bağlanma türünde ise bakımverenin bebeğe karşı soğuk olduğu bir ilişki söz konusudur. Her zaman aralarında bir mesafe durumu gözlemlenir. Bebek için bakımveren hem ihtiyaç duyulan hem de güvenilmeyen bir roldedir ve bu durumdan kaynaklı bebek ile bakımveren arasında sağlıklı bir ilişki kurulmaz. Bu bağlanma stiline sahip kişiler yetişkinliklerinde de aynı bağlanma ve ilişkiyi sürdürme eğiliminde olurlar. Karşı tarafa ve çevreye güvenmekte oldukça zorlanırlar.