Bazı Şeyler Hakkında Konuşmalıyız!

Bazen yaşadığımız bu dünyanın sahip olduğumuz tek evimiz olduğunu unutuyoruz.


İklim krizi, uzun zamandır hayatımızda olan ve her yerde duyduğumuz ancak tam anlamında önemini kavrayamadığımız küresel bir dünya sorunudur. Bunca zamandır yapılan onlarca uyarı ve çağrıya rağmen alınamayan önlemler nedeniyle de artık doğurabileceği sonuçların geri dönüşü olmaması nedeniyle iklim değişikliğini iklim “krizi” olarak adlandırmaktayız. Bu da bizlerin artık bir kriz noktasında olduğumuzu gösterir.

İlk olarak iklim krizi neyden kaynaklanıyor ondan bahsedelim. İklim krizinin bağlantı noktası yani temel sebebi küresel ısınmadır. Günlük hayatımızda yaşamsal gereksinimlerimiz için kullandığımız fosil yakıtların tüketildikten sonra atmosfer etrafında oluşturduğu sera katmanı ve bu katmanın bir nevi yansıtıcı yüzey görevi görmekte olmasıdır. Bu katman yeryüzüne gelen ışınlarının dünyadan geri sekmesine ve ısının dünyada kalmasına sebep olmaktadır. Bütün bunlar da insanlar yani bizlerin yarattığı sonuçlardır.

Peki, hiç düşünmüş müydünüz? Bir insanın bütün bu iklim değişikliğine, küresel ısınmaya nasıl bir etkisi olabilir? Burada karbon ayak izine değinelim. Karbon ayak izini çoğu kişi duymuştur ama tam olarak ne anlama geldiğini sorsam tam bir cevap veremeyebilirsiniz. Karbon ayak izi; bir bireyin, bir ülkenin veya bir kuruluşun sürdürdüğü faaliyetler sonucu atmosfere saldığı sera gazlarının karbondioksit cinsinden karşılığı anlamına geliyor kavramsal olarak. Örnek olarak ise;

 Haftalık et tüketiminiz

 Atıklarınızı geri dönüştürüp dönüştürmediğiniz

 Elektrik tüketim miktarınız

 Doğalgaz tüketim miktarınız

 İnternet üzerinden ne sıklıkla alışveriş yaptığınız (kargo kullanımı)

 İç ya da dış hat kullanım miktarınız, günlük kullandığınız ulaşım aracınız

 Kişisel araç kullanıyorsanız aracınızın yakıt türü

Bütün bunlar zaman içerisindeki kg cinsinde ne kadar karbondioksit açığa çıkardığınızı belirler. Detaylara indiğimizde ne kadar fazla şeyi kapsıyor değil, mi?

İklim krizi dediğimizde aklımıza gelen bir diğer kavram ise 1.5 derecedir.1.5 derece, hükümetler arası iklim değişikliği panelinin açıkladığı “dünyanın 1.5 santigrat derecelik ısınma sonu alabileceği darbelere karşı koruyan sınırdır.” Örnek olarak,1.5 derecelik artış çok daha fazla orman yangını, daha sık normal dışı hava koşulları demektir. Her beş yılda daha da sıcak hava dalgalarıyla mücadele, kutuplarda gitgide azalan buz kütlesi, buna bağlı olarak sular altında kalan yerleşim yerleri ve buralarda yaşayan insanların zorlu hayat koşullarıyla mücadele etmesi demektir.

Bütün bu olabileceklere engel olmak için herkesin yapabileceği çok kolay şeyler vardır;

 Plastik poşet, pipet vb. eşyaları kullanmayı bırakmak

 Haftalık et tüketiminizi azaltmak

 Buzdolabınız ve fırınınız yerlerini değiştirmek

 Su ısıtacağınız zaman yeterli miktarda su ısıtmak

 Daha az sıcak su kullanmak

 Güneş enerjisi kullanmak

 Toplu taşıma ve aracınızı kullanımını azaltmak ve mümkün olduğunca yürüyüş ve bisiklet ile ulaşımı sağlamak

Bu küçük şeyler sayesinde çok da uzak olamayan gelecekte bizleri bekleyen olumsuz sonuçları engelleyebiliriz.

Son olarak, sakın ama sakın unutmayın ki bir şeylerin gerçekleşmesini istiyorsanız başkalarının yapmasını bekleyemezsiniz. Herkesin ayağa kalkması ve bir şeyler yapmaya başlaması gerekiyor. Bu nedenle siz, siz olun ve “ Yarını yokmuş gibi yaşamaya devam edemeyiz, çünkü yarınımız var.” düşüncesiyle harekete geçin.