Gardırobunuz İklim Krizini Tetikliyor Olabilir!
Hızlı moda üretimi, büyük miktarda enerji tüketimine, su kirliliğine ve yüksek oranda karbondioksit salınımına yol açıyor.
Kasım indirimleri gelmişken ve bir çoğumuz indirimlerden bir şeyler almaya çalışırken bir zamanlar gündeme damga gibi oturmuş şimdi ise kolay kolay ismini duymadığımız “fast fashion” yani hızlı moda ve onun beraberinde getirdiği, hepimizi ilgilendiren ve en büyük sorunlardan birisi olan “iklim krizi” arasındaki ilişkiyi incelerken kendimiz ve dünya için neler yapabileceğimizi konuşmak isterim.
İnsanların sürekli olarak kıyafet almasını amaçlayan, kalitesiz içeriklerden üretilen ürünlerin pazarlanmasına “hızlı moda” deniyor. Ben açıklamasını böyle yapmayı tercih ediyorum. İnsanların kolay ve ucuza kıyafet almasını sağlayan seri üretim mekanizmasıdır ise internette araştırdığınızda karşınıza çıkacak açıklamaların özetidir. Sizce kıyafetler bu kadar hızlı üretilirken ve kapımıza en az bir hafta içinde gelirken kaliteleri gerçekten bize lanse eidildiği gibi mi?
Dünyadaki çoğu marka plastik ve petrolden kumaşa çevirdikleri ve ismine de polyester dediğimiz içerikten kıyafetler üretmektedir. Her geçen gün yeni markaların pazara açıldığı, yeni moda akımlarının akıl almaz bir hızda üretilip yayıldığı bu dünyada iklim krizinden ne derece söz edebiliriz?
Hızlı moda üretimi, büyük miktarda enerji tüketimine, su kirliliğine ve yüksek oranda karbondioksit salınımına yol açıyor. Bu sektör, özellikle sentetik kumaşlar kullanımı nedeniyle plastik kirliliğini artırmakta ve bu da dünya genelindeki okyanuslara ve ekosistemlere ciddi zararlar vermektedir.
Helle Abelvik-Lawson’ın Greenpeace’te yazdığı How fast fashion fuels climate change, plastic pollution, and violence isimli makalesinde polyesterin çevreye zararından şöyle bahsediyor: Polyester temelde plastik olduğu için ayrışması yıllar alır. Polyester gibi farklı sentetik elyaflar genellikle kumaş yapmak için karıştırılır, bu da onları ayırmayı zorlaştırır. Bu kumaşlar katı atık sahalarında ayrışmaya bırakıldıklarında, plastik mikrofiberler ve tehlikeli kimyasallarla havayı, toprağı ve suyu kirletirler. Her yıl, polyester, naylon veya akrilik gibi plastik bazlı tekstil ürünlerinin yıkanması sonucu yarım milyon ton plastik mikrofiber dökülüyor ve okyanusa karışıyor. Bu miktar 50 milyar plastik şişeye eşdeğerdir.
Hızlı moda markaları, hızla değişen moda akımları sebebyli de seri üretim yaparken iklim krizini tetiklediklerinin farkında olmalıdırlar. İklim krizini azaltmak ve doğal kaynakları korumak için sürdürlebilir üretimi desteklemelidirler. Tüketiciler olarak bizlerde buna dikkat eden markalardan alışveriş yapmalı ve geri dönüşümü yapılabilen doğal içerikleri tercih etmeliyiz.
Kıyafet alışverişi bu kadar ürünle çevrili olduğumuz dünyada karar vermek oldukça zorken bir de üstüne iklim krizi, doğayı korumak, sürdülebilirlik gibi önemli konulara dikkat etmek eklenince işin içinden çıkmak fazlasıyla zor bir hale geliyor. İklim krizine katkıda bulunmamak için çöpleri ayrıştırırken, kahve zincirlerinde kağıt pipet kullanırken ya da mağazalardan kağıt torbalar alırken bedenimizi neden petrol ve plastik ile sarıp sarmalayalım?
Alışveriş yaparken tüm bunları nasıl sağlayacağız peki? Kendi adıma konuşacak olursam elimden geldiğince %100 pamuk veya yüksek oranda pamuk içeren ürünler satın almaya dikkat ediyorum. Pamuk içerikli ürünleri aldık peki sırada ne var? Bir ara sosyal medyada sürekli gördüğümüz “kapsül gardırop” yöntemini uygulayabiliriz. Tarzınıza uygun, birden hatta ikiden fazla parçayla kombinlenebilecek kıyafetler alarak uzun süre yeni bir kıyafet alma ihtiyacı duyma olasılığınız olduka düşüktür. Moda akımı olduğu için ileride giyeceğimizden emin olmadığımız kıyafetleri almaktan kaçınabiliriz. İkinci el kıyafet alışverişi yapabilir, bit pazarlarına gidebilir ya da bunun için yapılmış uygulamaları kullanabiliriz.
Hızlı modanın üzerimizdeki en büyük etkilerinden birisi de kolay ve düşük fiyatlarda ulaşılabilir olmasıdır. Kıyafet almadan önce dolabınızı açıp bir bluzla ya da bir pantolonla kaç farklı kombin yapabildiğinizi hesapladınız mı? Bir kıyafet almadan önce makinede daha ikinci yıkamada kalitesizleşeceğini hesaba katıyor musunuz? Plastik ve petrolü bedeninize giyerken sağlığınız ve cildiniz için ne derece tehlikeli olduğunun farkında mısınız hem de cilt bakımına dünyada bu kadar çok para harcanıyorken? Cildiniz sadece yüzünüz değildir, bedeninizdir. İklim krizine ve doğaya dikkat ederken kendi bedeninizin ihtiyaçlarını ve sağlığını da önemsemeyi ihmal etmemeniz gerekmektedir. Bu düşünceyle yola çıktığınızda ikisinin de aynı kapıya vardığını göreceksiniz.
Hızlı moda aslında kaçınabileceğimiz bir akımdır. Yukarıda sıraladığım en temel yöntemleri yaparak bile bundan kaçınabilirsiniz. Bütçe dostudur, sizi yormaz ve dünyaya zarar vermez.
Kendinize bu soruları sorarak alışveriş yapmaya başlayınca aldığınız kıyafetlerin kalitesinin artışını ve az ama öz kavramının gardırobunuzda da geçerli olabileceğini fark edeceksiniz.
resim instagram @fash_rev