Be "That Girl"

Hayatımız yeterince zor değilmiş gibi bir de sosyal medyanın bize dayattığı şekle bürünmek zorunda hissediyoruz kendimizi. Hot girl summer trendinden sonra şimdi de ‘that girl’ yani ‘o kız’ trendine tutulduk. Yani sınırlamalarımız yazın en havalı, cool kızı olmaktan çıkıp her sabah kalkıp koşusunu yapan, eve geldiğinde matcha çayıyla avokado tostunu hazırlayan, hedefleri doğrultusunda çalışan ve sağlıklı bir hayatı benimseyen o kız. Ama bunun yanında estetik yaşamak zorundalığımız var, duştayken klasik müzik dinleyip, cilt bakımı yaparken güzel gözükmek zorundayız.

Fakat farkında olmadan olmak istediğimiz kıza bürünürken hepimizin birbirimizin aynısı olduğumuzu gözden kaçırıyoruz. Oldukça sade minimal dekorasyonlu evler, bol bitkiler, bembeyaz tertemiz çarşaflar, bej ve krem giysiler. Bu yaşam tarzı ne kadar sağlıklı olursa olsun yanlış.

Bizler yaşam tarzlarımızı kendimiz, kendi şartlarımızla belirlemeliyiz, sosyal medyanın bize dayattığı algılara göre değil. Bunu yapmak isteyip yapamayan kişiler kendini kötü hissederek depresyona sürüklenebilir.

Sağlıklı ve mutlu yaşamak herkesin hedefi olabilir ama bunu yapacağım diye yaşamın asıl amacını kaçırmak da mümkün. İnsan olduğumuz için ister istemez etkilendiğimiz şeyler oluyor ama bu noktada önemli olan kendimizi en iyi tanıyan kişi olduğumuzu unutmayıp ona göre yaşamak.