Beklenen Sezon Geldi! "YOU" İle Yeni Bir Maceraya Var Mısın? #1
İşlemediğiniz cinayetleri çözmek için dedektif olmanız gerekseydi ne yapardınız? Hele ki kaçmanız gereken bir geçmişiniz varsa.
Evet. Herkesin yeni bir sezon için gün saydığı You dizisi sonunda 9 Şubat tarihiyle Netflix'te izleyici ile buluştu.
Yeni bir izlenme taktiği deneyerek 10 bölümlük 4.sezonu,iki part şeklinde ayıran You ekibi istediği etkiyi yakalamışa benziyor.
4.sezonu ile Netflix'e döneceğini ilan ettiğinden itibaren, You severleri arasında yeni sezon hakkında yapılan çeşitli yorumlar fan sayfalarının hesaplarını süslemeye başlamıştı. Kişisel yorumumu da katacak olursam geçtiğimiz 3 sezonun sıkı bir takipçisi olarak 4.sezon fikri bana çok boğucu gelmişti. Yalan değil.
Çünkü hikaye hep aynı çerçeve etrafında dönüyordu. Fakat, 4.sezon yayınlandığında, ilk bölümü izlemek için hevessiz olarak ekran başına otursamda dikkatimi cezbetti. İlk 5 bölümü ile karşımıza yepyeni bir hikaye ile çıkan You dizi ekibi diğer 3 sezondan farklı bir şekilde konuyu ele almış olmaları sebebiyle diziye ayrı bir soluk katmış olduklarını düşünüyorum.
Penn Badgley'i yine çok güzel bir oyunculuk performansıyla görüyoruz.Çoğumuz onu zaten Gossip Girl'den hatırlayacaktır. Fakat tabi ki onu artık daha olgun,rolünü benimsemiş ve daha başarılı bir oyuncu olarak görüyoruz.
Bu sezon yeni tarzıyla karşımıza çıkıyor Penn. Uzattığı saçı ve sakalıyla bir profesöre yakışır görüntüde,dizideki kahramanımız Joe kendini yeni hayatına adapte edebilmiş görünüyor.
Genellikle içe kapanık ve çoğunlukla tekdüze bir hayat yaşamayı seven Joe ne kadar bunu yapmayı istese de insanların hayatlarını gözlemleme iç güdüsü onu farklı maceralara sürüklemeye devam ediyor. Yeni sezonda,yeni bir kimlik ile yeni bir hayata başlayan Joe Goldberg bakalım ne kadar yeni hayatına tutunabilecek?
İşi, eşi, çok sevdiği çocuğunu ve uğruna eşini bile bıraktığı aşkını, Marianne, bile tarihe gömebilecek mi? Anlaşılan ilk 5 bölümde Joe'nun bununla ilgili savaşını izleyeceğiz.
Bu 5 bölüm içerisinde en sevdiğim noktalardan biri karakteri ve olay kurgusunu temelde değiştirmeyip daha güzel süslemeleri dışında, Joe'nun kendi iç sesini daha çok duyuyor oluşumuzdu. Belki birçok kişiye güzel gelmesede ben, bu yönünün herkesin hayatında bir yer taşıması sebebiyle ve karakter ile olan uyumuyla da çok hoş buluyorum. Birçoğumuz gündelik yaşantımızda yeni bir gruba,ortama dahil oluyorken yaptığımız ilk şey nedir? Etrafı gözlemlemek! İçinde bulunduğumuz ortamdaki insanları tanımak. Bunu yaparken beynimizin bizimle yaptığı muhakeme sayesinde o kişilerle iletişim kurmak isteyip istemediğimize karar veriyoruz. Fark etmesekte o anda 'kendimiz ile konuşuyoruz'. Çoğu an olmuştur ki istemediğimiz bir ortamda bulunma mecburiyetinde kalmışızdır. O anları düşünün bir kere; bazen içinizden çok farklı bir şey düşünüyor olduğunuz halde, ağzınızdan çıkan kelimeler düşündüğünüzden çok daha farklı oluyor olabilir.
Geçtiğimiz sezonlara ufak bir hatırlatma olarak;
Takıntılı bir stalker olan ana kahraman Joe'yu hep iyi olmak için savaş veren fakat sonunda bunu bir şekilde sevdiklerinin iyiliği için yapıp sonuç olarakta olmak istediği kişi olamayan ve yanlış aşk tercihlerine düşen bir kişi olarak izledik. Hayatının aşkı dediği her kadından dersini almıştı. Acaba bu sezon da alacak mıydı?
Victoria Pedretti'nin (Love Quinn) de bu sezona dahil olduğu konuşulan dedikodular arasında. Eğer Love orataya çıkarsa, bakalım çocuğunun babasını kurtarmayı mı seçecek yoksa yarım kalan intikamını mı alacak?
Bizi neler bekliyor?
Şimdilik,bekleyip göreceğiz.