Bilinen En Eski Boya: Aşı Boyası

Aşı boyası nedir ve geçmişte hangi amaçlarla kullanılmıştır?

Demirce zengin kayaçlarda bulunan toprak bazlı bir pigment olan aşı boyası, insanlık tarihinde çok köklü bir yere sahip. Kullanımı Orta Taş Çağı'nda yaygınlaşan bu doğal pigmente dair en erken bulgular 300.000 yıldan daha öncesine dayanıyor. Bu nedenle, pek çok arkeoloğa göre aşı boyası sanat ve sembolizmin en erken formunu oluşturmakta.

Görsel: Farklı tonlardaki aşı boyaları (Marco Almbauer via Wikimedia Commons)

Aşı boyası, karşımıza çeşitli renklerde çıkabilir. Sarı, turuncu, kahverengi ve kırmızı tonlarında olabileceği gibi mor renkte aşı boyasına rastlamak da mümkün. Çeşitli renklerde bulunması, pigmentlerin sahip olduğu farklı kimyasal yapılardan ileri gelir; hatta bu çeşitlerin kendine özgü isimleri de var. Örneğin sarı aşı boyası götit ismini alırken kırmızı aşı boyasına kantaşı deniyor. Yaklaşık 250 °C ’ye kadar ısıtılan götit, kantaşına dönüşüp kırmızı renge bürünüyor. Tam da bu sebeple, dünyanın dört bir yanındaki tarihöncesi sit alanlarında bulunan kırmızı aşı boyalarının kasıtlı olarak ısıtılma işleminden geçip geçmediği yürütülen tahminlere bir parça daha belirsizlik katıyor. Diğer bir deyişle, arkeolojik alanlarda bulunan kırmızı aşı boyası kümelerinin bir kısmı, insanlar tarafından ısıtılmak yerine, zamanla doğal süreçlerden geçerek ısıya maruz kalıp renk değiştirmiş de olabilirler. 

Aşı boyası kullanımının Homo Sapiens’in ortaya çıktığı döneme yakın bir zamanda başladığı tespit edilmiş; muhtemelen daha da öncesine dayanıyor fakat arkeolojik bulgular şimdilik bu kadarını kesinleştirebilmiş durumda. Bu doğal pigmentin hazırlanış aşamaları göz önüne alındığında ve kullanımının modern insanın ortaya çıkışı ile kronolojik olarak yakın olması sebebiyle, aşı boyasının insanın bilişsel evriminde de önemli bir rolü olduğu düşünülüyor. Bu doğal pigmentin beyinsel gelişimimizi hızlandırdığı ve dünyaya yayılış hızımızı arttırdığı fikri de öne sürülenler arasında. Ayrıca, aşı boyasından faydalanan tek tür Homo Sapiens olmamış. Avrupa ve Batı Asya’daki bazı arkeolojik sit alanlarındaki bulgular, Neandertallerin de bu pigmenti yaşamlarına entegre ettiklerine işaret ediyor. 

Aşı boyası, çok çeşitli amaçlar için kullanılmış. Günümüzde Namibya'da güneş ışınlarından ve sivri sineklerden korunmak için vücuda sürülen aşı boyasının, Orta Taş Çağı'nda yapıştırıcı olarak kullanıldığı biliniyor. Ayrıca doğrudan bir kanıt olmasa da bu malzemeden antibakteriyel olma özelliği sebebiyle deri tabaklamada da faydalanıldığı tahmin ediliyor. Bunun yanında, aşı boyasının kaya ve mağara resimlerinde de sıklıkla kullanıldığına dair pek çok bulgu mevcut.

Görsel: Lascaux Mağarası'nda bulunan, aşı boyasının kullanıldığı tarihöncesi duvar resimlerinden birinin replikası (Jack Versloot via Wikimedia Commons)

Güney Afrika’da yer alan Blombos Mağarası’nda, örneğin, 73.000 yıl öncesine tarihlenen yassı bir taş parçası bulunmuş. Bu taşın özelliği, üzerinde kırmızı aşı boyası ile yapılmış çiziklerin bulunması. Çiziğe benzer desenlerin mağaradaki diğer birtakım buluntularda da görülmesi, akıllara aşı boyasının bir çeşit sembol çiziminde araç olarak kullanıldığını getiriyor. Buradan yola çıkarak, o dönemde yaşamış insanların davranışsal repertuarlarında çizimin de yer almış olabileceği düşünülüyor. 


Görsel: Blombos Cave'de üzerinde kırmızı aşı boyası ile yapılmış bir çizim bulunan taş parçası (Chris S. Henshilwood via Wikimedia Commons)

Aşı boyasının tarihöncesindeki yaygın kullanım alanlarından biri de mezarlar. 1823’te Güneybatı Galler’in Gower Yarımadası’nda bir mağarada 21 yaşında bir erkeğe ait kalıntılar keşfedildi. Kemiklerin kırmızı aşı boyası ile renklendirilmiş olması ve gömüde boncuk vb. süs eşyalarının bulunması sebebiyle, mezar sahibinin ilk önce kadın olduğu düşünülmüş. İki yüz önce yapılan yanlış kimliklendirme sonucu bu gömü halen “The Red Lady” olarak anılmaya devam ediyor. 2008’de yapılan karbon testine göre bu erkeğin 33-34.000 yıl önce yaşamış olduğu tespit edildi. Böylece “The Red Lady”, Batı Avrupa’nın bilinen en eski törensel gömüsü unvanını aldı.

Görsel: Paviland Cave'deki gömüde üzerinde kırmızı aşı boyası kalıntıları bulunan iskelete ait kemiklerden biri (www.bradshawfoundation.com)


Kaynaklar

Blakemore, Erin. “73,000-Year-Old Doodle May Be World's Oldest Drawing.” Science, National Geographic, 12 Sept. 2018, https://www.nationalgeographic.com/science/article/news-ancient-humans-art-hashtag-ochre-south-africa-archaeology.

Bradshaw Foundation. “The Red Lady of Paviland.” Bradshaw Foundation, https://www.bradshawfoundation.com/british_isles_prehistory_archive/red_lady_paviland/index.php

Hirst, K. Kris. “Ochre - the Oldest Known Natural Pigment in the World.” ThoughtCo, ThoughtCo, 3 July 2019, https://www.thoughtco.com/ochre-the-oldest-known-natural-pigment-172032

Hodgskiss, Tammy. “What the Use of Ochre Tells Us about the Capabilities of Our African Ancestry.” The Conversation, 7 Sept. 2015, https://theconversation.com/what-the-use-of-ochre-tells-us-about-the-capabilities-of-our-african-ancestry-47081

Tarlach, Gemma. “What the Ancient Pigment Ochre Tells Us about the Human Mind.” Discover Magazine, Discover Magazine, 16 March 2018, https://www.discovermagazine.com/planet-earth/prehistoric-use-of-ochre-can-tell-us-about-the-evolution-of-humans

“The 'Red Lady' of Paviland.” Oxford University Museum of Natural History, https://oumnh.ox.ac.uk/learn-red-lady-of-paviland-0