Bipolar Hastalığı ile Yaşamak
Bipolar Disorder yani Manik Depresif Hayat
Herkese merhaba, bu haftaki yazımı Bipolar Disorder, Manik- Depresif hakkında yayınlamaya karar verdim. Neden çünkü bu hastalık, özelliği ile mutlaka çevrenizde bilinç taşımanız gereken bir hastalık.
Öncelikle çevrenizde bipolar hastası olduğunu düşündüğünüz birileri varsa, ve ya neden başına bunlar geliyor diye sorguladığınız ve açıklayamadığınız insanlarla bir arada yaşıyorsanız, tedavi alması konusunda ısrar etmeniz gerekiyor.
Hastalık; kişilerde çocukluktan kalıtsal olarak taşınıyor. Ve hasta malesef doğuştan bu yönde olduğu için hasta olduğunu düşünmüyor. Herkesin aynı onun gibi olduğunu düşünüyor. Depresyon dönemleri yaşadığına inanıyor. Onlarla da ilaçsız baş edenileceğini düşünüyor. Bu çoğunlukla yaşanılan bir durum.
Bir parabol hayal edin. Ruh ve zihin durumunuzu ifade eden. Herkesde modunun düşünük olduğu günler ve iyi olduğu günler vardır. Ancak bipolar hastalarında malesef bu parabol ritmi en uçlarda ve hızlı değişimlere sahiptir. Depresyon süreci genelde 3 ay sürmek ile beraber manik dönemi ise bir ayda tamamlanır. Kalan süreçlerde ise ani değişimler içerisinde, kişi savaş vermektedir.
- Hastalık o kadar basit tanılara sahip ki, evden kaçma vakaları örneğin, çoğunluğun taşıdığı bir durum. Aşırı libido ve cinsellik ileriki yıllarda baş edilemeyecek duruma gelebiliyor.
Kişi iletişim kurmakta zorlanacak kadar zihinde kilitli duruma gelebiliyor. Bu durumda hastalığın şizofrenik boyutuna geçişini görüyorsunuz. Manik dönemlerin ritminde dönüşüyor çoğunlukla bu durum.
- Depresif dönemler aşırı üretken insanlara dönüştürüyor bu kişileri. Aslında bir çok sanatçı ve filozofun deneyimlediği bir hastalık. Düşüncelerini dışarıdan duyabilmek insana olağandışılık katıyor.
- Manik dönemlerde aşırı hız yaşıyor kişiler. Bu da zihni ile bedeni arasında senkronize bozukluğu yaratıyor. İştahtan kesiliyor, uyku uyuyamıyor, bardağı koyduğu yeri unutacak kıvamda yaşıyor günlerini. Genellikle zirve sürecini yönetebilenler çok keyifli olduğunu söylüyor ancak tehlikelere çok açık halde yaşadıklarının farkında olmadığından, başlarına gelebilecek kötü olayları gözardı etmekte üstlerine olmadığını söyleyebilirim.
- Depresif dönemleri ağlama krizleri ve yataktan kalkamayacak boyutlarda yaşayanlar, güçlerini toparladıkları anda antidepresan ile tedaviye geçirilebilir.
- Manik dönemler için ise; psikiyatrik doktorların yazdığı özel ilaçlar var. Kişiye özel, deneyimlerin ağırlığı ve hafifliğine göre ilaçların dozajları değişiyor.
- İlaçlar epilepsi hastalığı ile benzer boyutlarda bir tedavi türüne sahip. Bu süreci doktorlar kan tahlilleri ile yönetiyorlar.
Bir başka altı çizilmesi gereken durum ise, tedavi son raddeye gelene kadar başlanılmaması yönünde. Hem psikiyatrik bir doktorun eline yaşamının iplerini çocukluktan teslim etmenin kişide yaratabileceği bağımlılık duygusu, bir de kişinin kendi bilinciyle tedaviyi kabul etme isteği.
Demek istediğim şu olacaktır ki, tedavi olmasının iyi geleceğini düşündüğünüz aile bireyleri, özellikle ailesinde birinci derece yakınları içinde şizofreni hastalığı taşıyanlar, arkadaşlarınız, dostlarınız, konuşmanıza sevginize ve tedavinin ona iyi geleceğine inancınıza çok ihtiyaçları var.
Bu konu hakkında bilinç aşılamak herkesin sağlığı için çok önemli