Bir Aile Dramı: Kapadokya'nın Gözdesi Üç Güzeller
Üç Güzellerin altında yatan acı efsane!
Dünyaca ünlü peribacalarıyla ünlü olan Nevşehir kendine has doğası, tarihi ve müthiş jeolojik yapısıyla herkesi kendisine hayran bırakır. Sadece yurtiçinden değil yurt dışından da pek çok ilgi görmektedir. Peribacaları Hasan Dağı, Göllü Dağı ve Erciyes Dağı gibi volkanik dağların faaliyetleri sonucunda rüzgar ve yağmurların aşındırmasıyla ortaya çıkmıştır.
Peribacalarından en ünlüsü de Ürgüp ilçesinde bulunan Üç Güzeller'dir. Halk arasında dolaşan çeşitli efsaneler günümüze kadar gelmiştir. Bu efsanelerden en ünlüsü de kavuşamayan iki aşıkların hikayesidir.
Zamının birinde Ürgüp'de bir Kral hüküm sürermiş ve onun güzeller güzeli kızı varmış. Fakat işler babasının istediği gibi gitmemiş çünkü kız bir çobana aşık olmuştur. Bunu duyan Kral kattiyen bu aşka izin vermyeciğini açıkça söylemiştir. Birbirine hasret kalan iki aşık son çareyi kaçmakta bulmuşlardır ve gizlice evlenmişlerdir.
Bir süre sonra aşklarının meyvesi dünyaya gelmiştir ve artık prenses evine olan hasretine dayanamayıp ve babasının torununu görünce onları daha çabuk affedeceğini umut ederek sarayın yolunu tutmuşlardır. Fakat Kral'ın kini zamanla daha da artmış öc alacağı günü iple çekmiştir. Prenses kocası ve çocuğuyla Kral'ın karşısına çıktığında her şey daha da kötüye gitmeye başlar. Kral askerlerine hemen emir vererek onların yakalanmalarını ve cezalandırılmalarını istemiştir. Bir fırsatını bulan aile hemen saraydan çıkıp hızlıca uzaklaşmaya çalışır ama Kral'ın onca askerlerine karşılık hiç de şansları yoktur aslında. Kaçacakları yer kalmadığını anladığında, prenses Allah'a dua ederek kendilerini taşa dönüştürmesini ister ki Kral'ın eline düşmesineler. İşte böylece de dünyaca ünlü olan Üç Güzeller oluşmuştur. Efsaneye göre en öndeki taş prensesin kocası çoban, ortadaki peri bacası çocukları ve en arkadaki de prensesin kendisi olduğu rivayet edilir. Yani, büyüleyici görüntülerinin altında aslında acı bir aile dramı yatar.