İstanbul'un Gözbebeği Kız Kulesi'nin Çeşitli Rivayetleri
Bin efsane, bir kule: Kız Kulesi hakkında bilinmeyen rivayetler.
Hem yerli hem de yabancı pek çok turistin ilgisini çeken Kız Kulesi İstanbul'un simgelerinden biri haline gelmiştir. Kız Kulesi nefes kesen boğaz manzaralarıyla çokça rağbet görmektedir. Adına çeşitli şiirler yazılmış, filmlere konu olmuştur. Tabi günümüze kadar bir çok efsaneye de konu olmuştur. Şimdi bu çeşitli efsanelere göz atalım!
Kral' ın Kızı
Kral ve kızının hikayesi bilinen en yaygın hikayelerden biridir. Efsaneye göre Kral'ın kızı 18 yaşına bastığında zehirli bir yılan tarafından öldürülecektir. Kral kızını korumak için denizin ortasına bir kule yaptırır ve kızını bir nevi oraya hapseder. Tabi kızına yemekler ve çeşitli meyveler gönderir. Bir gün gönderilen bu sepetlerin birine gizlice zehirli bir yılan girmiştir. Maalesef Kral kaderin önüne geçememiş kızını koruyamamıştır.
Kız Kulesi ve Galata Kulesi' nin Naif Aşkı
Anlatılan başka bir efsaneye göre Boğaz'ın ortasında bir inci tanesi kadar zarif duran Kız Kulesi ve heybetli bir heykel gibi duran ve onu tepeden seyreden Galata Kulesi birbirlerini uzaktan sevmişlerdir. Fakat İstanbul Boğazı aralarındaki bu hasreti gidermelerine engeldir. Kız Kulesi'nin zarifliğine nice şiirler yazan Galata Kulesi yazdıklarını bir türlü ona ulaştıramaz. Galata Kulesi' nin ısrarlarına dayanamayan Ahmet Çelebi Üsküdar'a uçmak için hazırlanır bu kulenin tepesinde. Fakat uçtuğu esnada rüzgar yüzünden bütün mektuplar dağılır ama yine de dalgalar bu aşka yardım eder ve ulaştırırlar mektupları Kız Kulesi'ne. Böylece Kız Kulesi de anlar aşkının karşılıksız olmadığını ve aradaki bu sevgiyle yıllar geçtikçe de daha da güzelleşirler. Kavuşamazlar fakat yıllarca sevgiyle birbirlerine bakarlar ve aşklrarını en saf haliyle yaşarlar.
Battal Gazi ve Kız Kulesi
Bir diğer efsane ise Battal Gazi'nin kendisidir. Bizans beylerinden biri Battal Gazi' nin korkusuyla bütün hazineyi ve kızını bu kuleye saklar. Buna rağmen Battal Gazi kuleyi kuşatarak hem hazineyi hem de kızı alarak hızlıca Üsküdar'ı geçer. İşte böylece de "Atı alan Üsküdar' ı geçti" deyiminin de buradan geldiği söylenir.