Türkiye'nin Tarihi Yerleri

Kız Kulesi Ve Bu Adı Almasında Yatan Efsanevi Hikayeleri


KIZ KULESİ VE BU ADI ALMASINDA YATAN EFSANEVİ HİKAYELERİ

Kız Kulesi, İstanbul Boğazı'nın Salacak açıklarında yer alan bir adacığın üzerinde inşa edilmiştir.  Tarihi MÖ 408’lere dayanmaktadır. Bilinene göre Atinalı general Alkibiadis Kyzikos’taki deniz zaferinden sonra Karadeniz'den gelen gemiler için Üsküdar'ın önündeki küçük bir kayaya  özel bir istasyon inşa etti bu da şu anki Kız Kulesi oldu. Bunun yanında Kız Kulesi’ne ait birçok efsane ortalıklarda dolaşmaktadır peki bunlar nedir?


1- KIZ KULESİ İLE GALATA KULESİ'NİN AŞKI

Bir efsaneye göre Kız Kulesi ile Galata Kulesi birbirine sırılsıklam aşıktır ama aralarına giren İstanbul Boğazı kavuşmalarını engellemektedir. Galata Kulesi bu nedenle, aşkını ve Kız Kulesi’ne olan hasretini yıllarca mektuplara döker. Hezarfen Ahmet Çelebi de uçma hayalini gerçekleştirmek için buraya çıktığında, Galata Kulesi Kız Kulesine olan aşkını itiraf ederek onu bu mektupları göndermesi için bir talepte bulunur ve ona verir. İstanbul’un rüzgarıyla hareket eden Hezarfen, mektupları Kız Kulesi'ne ulaştırır. Aşkının karşılıksız olmadığını anlayan Kız Kulesi’nin sevinçten etekleri zil çalar. Bu iki aşığın da birbirlerine duydukları bu derin duygular onların yüzyıllara meydan okumasına yardımcı oldukları söylenmiştir ve İstanbul’un nadide manzarasını oluşturmuşlardır. 


2- LEANDROS'UN ÖLÜMSÜZ AŞKI

Bir efsane ise kuleye adını da vermiş olan Leandros efsanesidir (Leander's Tower). Bu efsane Leandros ve Hero adındaki aşıkların aralarındaki denize meydan okmalarını konu alan bir trajik hikayedir.  

Leandros fırtınalı, göz gözü görmeyen bir gecede, kulede ışık yandığını görür ve sevgilisi Hero'nun kendisini çağırdığını düşünüp, denize atlar. Oysaki bu kez ışığı yakan Hero değil, bir başkasıdır. Bu kişi bu aşıkların her gece gizlice buluştuğunu anlayan biridir ve bu çiftin birbirlerine kavuşamamaları için hain bir planı yaparak ansızın o  ışığı söndürüverir. Leandros ise hiçbir şekilde önünü göremez ve Boğazın dalgalarına yenik düşer ve içine gömülür. Bu acıyla başa çıkmayan Hero ise kuleden atlayarak hayatına son verir. Efsanenin sonunda da aşıklar için kulenin olduğu yere bir deniz feneri yapılır. 


3- YILANLA GELEN ACI SON

Kız Kulesi’nin en bilinen hikâyelerinden biri ise yılan hikâyesidir. Efsaneye göre, dönemin kralına, bir kâhin tarafından  en çok sevdiği kızının 18 yaşına geldiğinde bir yılan tarafından sokularak öleceği söylenir. Kral bunun üzerine kızını tehlikelerden korumak için denizin ortasındaki kayalıkların üstüne bir kule yaptırır ve buraya prensesi yerleştirir. Tehlikelerden koruduğunu düşünürken kuleye gönderilen üzüm sepetinden çıkan yılanın prensesi sokmasıyla kahinin söylediği kehanet gerçekleşir ve prenses hayatına gözlerini yumar . Kral, kızına demirden bir tabut yaptırarak Ayasofya’nın giriş kapısının üstüne yerleştirir. Yılanın, ölümünden sonra da prensesin huzur içinde yatmasına izin vermediğine dair söylentiler de günümüze kadar gelmiş ve prensesin tabutunun üstünde iki delik olduğunu anlatılmaktadır. 


4- BATTAL GAZİ HİKAYESİ

Kız Kulesi ile ilgili olarak en sık anlatılan hikayelerden bir diğeri ise Osmanlı Dönemi’nde geçer. Efsaneye göre  Battal Gazi'nin askerleriyle birlikte Kız Kulesi'ne baskın yapar ve kuledeki hazineleri alarak, burada yaşayan Üsküdar Tekfuru'nun kızını kaçırdığı anlatılır.  Önce, ilk hedefi İstanbul’u kuşatmak  olan Gazi’nin, bundan bir sonuç alamayınca ise Kız Kulesi önündeki kıyıya karargahını kurarak, yedi sene burada kaldığı belirtilir. Burada uzun süreler kalmasının asıl nedeni ise Gazi’nin tekfurun kızına aşık olduğudur. Hatta bu nedenden ötürü Üsküdar Ttekfuru’nun, Battal Gazi'den korkusuyla, kızını hazineleri ile birlikte kuleye kapattığı söylenir. Şam seferini tamamlayarak Üsküdar'a dönen Gazi’nin ise sonradan kayığıyla Kız Kulesi’ne gelerek, tekfurun kızıyla, hazineleri alarak Üsküdar'dan atına atlayıp oradan uzaklaştığı anlatılır. Buradan ise "Atı alan Üsküdar'ı geçti" lafı  doğmuştur. 


Bu hikayelerin ana karakterleri olan prenseslere hitaben ise Türkler mimarinin “Kız Kulesi’’ olarak anılmasını sağlamıştır.