Bir Bodrumda Çocukluğunu Kaybeden Natascha Kampusch'un Hikayesi

10 yaşında küçücük bir kız çocuğuyken kaçırılan Natascha Kampush'un hikayesi.

Boşanmış ebeveynlere sahip olan bir çocuk olan Natascha, 2 Şubat sabahı annesiyle yaşadığı tartışma sonrası okula giderken hayatının ne kadar kötü olduğunu düşünerek yürüyordu ve bundan sonra her şeyin daha da kötü olacağından bihaberdi...Her zaman ki gibi okuluna yürürken 2 şubat sabahı, Wolfgang Přiklopil tarafından yolu kesilir ve ilk görüşte küçük kızı ürperten beyaz bir minibüsün içine atılır. Çevresi tarafından zararsız ve sessiz biri olarak görülen Siemens çalışanı Wolfgang, küçük kızı Strasshof'daki evine götürür.

Sekiz yıl süren esareti süresince Natascha, Přiklopil'in garajının altında penceresi olmayan ses geçirmez bir bölmede yaşamak zorunda kaldı. Dolabın arkasında gizlenen odanın giriş kapısı, beton ve çelikten yapılmış oldukça sağlam bir kapıydı. Přiklopil'in inkar edilemez bir sapkınlıkla planladığı bu olayda küçük kız, altı ay boyunca yaşamaya mahkum bırakıldığı bu küçücük kutudan dışarı çıkamadı.

Odayı gizleyen dolap ve beton kapı

Natascha bunlarla mücadele ederken ailesi de yıkılmış vaziyetteydi. Kayıp ilanları, polis aramaları sonuç vermiyordu. Küçük kızın en son beyaz bir minibüse bindirilirken görülmüş olması dolayısıyla Přiklopil dahil bütün minibüs sahipleri şüpheli listesindeydi. Ancak önceden de belirtildiği gibi düzgün bir adam olarak nitelendiriliyor oluşu dolayısıyla Wolfgang, şüpheli listesinden kolaylıkla elendi.

Düzgün ve zararsız olduğu düşünülen 36 yaşındaki bu adam, küçük kızın o mahzenden çıkmasına altıncı ayın sonunda müsaade etti. Önceleri yalnızca mahzeninden çıkmasına izin verdiği kız, zamanla evin çeşitli bölgelerine girebilmeye başladı. Bu ödül karşısında hissettiği zorunlu minnettarlığın karşılığını evi temizlemek ve yemek yapmak gibi işlerle ödeyen Natascha, zamanla Wolfgang tarafından verilen kitap, defter gibi hediyeler sayesinde adamla,engelleyemediği bir bağ kurmuş oldu.

İstismara uğradığı, dövüldüğü,aç bırakıldığı, tehdit edildiği bu sekiz yıllık süreçte birçok defa kaçma şansı olsa da Natascha, ya cesaretini toplayamadığından ya da adamla bu süreçte kurduğu bağ yüzünden evi terkedemedi. Daha sonraları birçok kişi bu durumu Stockholm Sendromu olarak adlandırsa da Natascha, bu tür bir etiketi kabul etmemiş, yaşadıklarına ve elinden alınan çocukluğuna yapılan bir saygısızlık olarak algılamıştır.

18 yaşına geldiğinde nihayet eline bir fırsat geçmiştir: Elektrikli süpürge ile evi temizlediği sırada Wolfgang'ın telefonu çalmıştır ve karşıdaki kişiyi daha iyi duyabilmek için sesten uzaklaşmıştır. Bunu fırsat bilen Natascha süpürgeyi açık bırakıp kaçmış ve Wolfgang'ın 71 yaşındaki komşusundan "Ben Natascha Kampusch'um" diyerek yardım istemiştir.Bundan sonra çok hızlı bir şekilde ilerleyen olaylar, Přiklopil'in tutuklanacağını anlayıp tren istasyonuna kaçışı ve kendini bir trenin altına atarak intihar etmesiyle son bulmuştur.

Bu korkunç olay, her ne kadar takipçileri ve Přiklopil tarafından sonsuza kadar kapansa da Natascha, bu olayı unutamamış; hatta çocukluğunu ve sekiz yılını elinden alan bu adamın öldüğünü öğrenince göz yaşlarını tutamayıp onun adına kilisede mum yakmıştır.

İlerleyen süreçte esir tutulduğu süreç hakkında 3069 Tage (3069 Gün) adında bir kitap yazan Natascha'nın yaşadıklarını anlattığı belgeseller çekilmiş, hayatı filmlere konu olmuştur. Elde ettiği gelirle yardıma muhtaç insanlara yardım etmeyi planlayan Natascha'nın bir diğer hayali de eksik kalan eğitimini tamamlamaktır.

Natascha Kampusch'un 8 yıl boyunca kaldığı oda



Natascha'nın kurtulduktan yıllar sonra evin önündeki fotoğrafı