Bir Dil Bir İnsan mıdır?

Yeni bir dil yeni bir kişiliği beraberinde getirir. Yeni diller öğrendikçe, içimizden bambaşka kişiler doğar.

"Bir dil bir insan, iki dil iki insandır" atasözünü çoğumuz duymuşuzdur, büyüklerimizin bize öğüt vermek için kullandığı çok bilinen sözlerden bir tanesidir. Yeni bir dil öğrenmenin önemini belirten ve yeni dil öğrenmeyi teşvik eden bir sözdür. Peki gerçekten yeni bir dil öğrenince yeni bir insan oluyor muyuz? Yeni bir dil öğrenince karakterimizde ve davranışlarımızda ne gibi değişikler oluyor? Bugün bu sorular üzerinden, kendi deneyimlerinden de faydalanarak, yeni bir dil öğrenmekle ilgili düşüncelerimden bahsedeceğim.

Ben dil öğrenmeyi çok seven, elimden geldiğince yeni diller öğrenmeye çaba gösteren, birden fazla dil bilen bir kişiyim. Öğrendiğim diller biraz benim tercihlerimle biraz da hayatın beni yönlendirmesiyle gerçekleşti. İlk önce İngilizce öğrendim. Şansıma, o sıralarda okuduğum okulun müdürü dillere önem veren, bizi yönlendiren ve teşvik eden birisiydi. Aynı zamanda annemin ek destekleriyle bilikte de yeni bir dil öğrenmek benim için çok eğlenceli olmuştu. Bu yüzden de ikinci yabancı dil öğrenmeye heveslenmiş ve Almanca öğrenmeye girişmiştim. Zaten okulumuz ikinci yabancı dil öğrenimini zorunlu kılıyor, Almanca ya da Fransızca dillerinden birinin seçimini bize bırakıyordu. İkinci yabancı dil eğitimi de iyi veriliyordu fakat bana Almanca öğreten hocamla bir türlü elektriğimiz uyuşmamıştı ve ben Almanca'yı gerçekten öğrenmek istiyor, Almanca'yı ayrı seviyor Almanlara ve kültürlerine ayrı bayılıyordum. Aradan biraz zaman geçtikten sonra, yine annemin yardımlarıyla başka bir Almanca hocasıyla tanışmış ve enerjimiz uymuştu. Hocamın çok iyi öğretme yöntemleri ve becerileri ile Almancı'yı da konuşabilmiş ve dilimi ilerletmiştim.

Almanca'ya çok emek ve zaman harcarken, İngilizce'yi tamamen bırakmasam da, ister istemez ihmal ediyor, Almanca'ya daha çok zaman harcıyordum. İlginç bir şekilde, Almanca'ya bu kadar yoğunlaşırken, Almanca yerine İngilizce konuşurken kendimi farklı biri gibi hissetmeye başladım. Normal hayatımda Türkçe konuşurken vermeyeceğim tepkileri, kurmayacağım cümleleri İngilizce konuşurken yaptığımı fark ettim. O sıralarda yakaladığım bir fırsat ve verdiğim uğraşlar sonucunda Kanada'da bir ay eğitim görebildim ve oralı gibi yaşayabildim. Kanada'da gece gündüz İngilizce konuşuyor sadece arada diğer Türk öğrencilerle Türkçe konuşuyordum. Daha önce yaşadığım farkındalığı bir daha yaşadım, bu kez Türkçe konuşurken normalde vermeyeceğim tepkileri veriyor, değişiyordum.

Kullandığım, konuştuğum dili değiştirirken kişiliğimi de değiştiriyor gibiydim. Zamanla Almanca konuşurken de benzer durumlarla karşılaştım. Sanki farklı bir dil konuşurken farklı bir kişi oluyordum. İngilizce konuşurken Türkçe'de olduğundan daha özgüvenli ve rahat, Almanca konuşurken kendinden daha emin, hatta biraz egoist biri gibi hissediyordum. Yaşadığım bu durum, hissettiklerim duygu ve kişilik değişimlerim, o dili öğrenirken karşılaştığım zorluklar ve deneyimlerimden kaynaklanıyor olabilir. Belki de o dilin benim için ifade ettikleri, o dilin toplumunun kalıplaşmış özellikleri ya da izlediğim diziler etkili olmuş olabilir. Bu durumun nedenini bilmiyorum, araştırmadım.

Fakat her nasıl oluyorsa bu durum benim çok hoşuma gitmişti ve hala da gidiyor. Elbise değiştirmek gibi, dil değiştirince de farklı bir stilin olması ve farklı ruh haline, karaktere girmek benim çok hoşuma gidiyor. Bu durumu ilk fark ettiğim zaman, etrafımdakileri kandırıyormuş gibi hissetmiştim. Normalde kullandığım bir dilden farklı bir dili konuşurken genelde yapmayacağım şeyleri yapınca, farklı tepkiler verince " Ee bu ben değilim, ne yapıyorum ben diye düşünmüştüm." Sonradan bunun normal bir durum olduğunu, aksine bu duyguların ve davranışlarında benim içinde olduğunun dolayısıyla da dürüst ve samimi olduğunu anladım.

Toparlamak gerekirse, büyüklerimiz gerçekten de haklıymış; bir dil bir insan, iki dil iki insanmış. Eğer öğrendiğimiz yabancı dile, önem verip, emek edip, belirli bir düzeye gelirsek, farklı bir kişi olabiliriz. Tıpkı çocuk yetiştirmek gibi bizde kendimizden bir kişi daha yetiştirebiliriz. Bence bu çok eğlenceli ve zevkli bir durum. Bunun farkındalığına varmak da apayrı bir ayrıcalık ve güzellik.