Bir Medeniyetinin Sembolü: Ziggurat
Zigguratlar, Sümer medeniyetinin sembolü olan devasa tapınaklardır. Binlerce yıl geriye dönüp bu gizemli tapınakları keşfe çıkacağız.
Zigguratlar, Sümer medeniyetinin sembolü olan piramit şeklinde yapılmış devasa tapınaklardır. En eskisi 4000 yıldan yaşlı olan bu görkemli yapıların çoğu binlerce yıl boyunca karşı karşıya kaldığı yağma, hırsızlık ve çevresel faktörler sebebiyle günümüze sağlam ulaşamamıştır. Ur Zigguratı, önemli bir kısmı sağlam kalabilmiş ve başarılı restorasyonlar ile günümüze kadar görkemini koruyabilmiş en önemli ve akılda kalanlarındandır. Bu yazıda binlerce yıl geriye gidip bu görkemli yapıları inceleyerek Sümer toplumu için önemini anlamaya çalışacağız.
Mimari Yapı
Bu devasa tapınaklar, dikdörtgen ve kare temelli birbirinden küçük üst üste inşa edilen teraslardan oluşurdu. Sümerler, inşaat için bölgede bolca bulabildikleri malzemelerden ötürü güneşte bekletilen kerpiç ve tuğla kullanırdı. Aynı zamanda diğer medeniyetlerin aksine taş kullanmamaları da mimari yapıların günümüze kadar sağlam kalamamasının bir diğer sebebi. Zigguratların tepesine ulaşmak için yapının bir veya daha fazla yanında bulunan geniş rampalar ve merdivenler bulunurdu. Tepesinde ise zigguratın adandığı tanrının heykeli ya da bir mâbed vardı.
Sümer Toplumundaki Yeri
Sümer medeniyeti, birçok farklı şehit devletinden oluşuyordu. Her şehir devletinin inandığı koruyucu tanrısı farklıydı ve merkezlerinde bulunan zigguratın kudreti bu tanrılara olan inançlarını, sadakatlerini ve aynı zamanda şehrin zenginliğini gösterirdi. Tapınağın yüksekliği şehir ile tanrıların arasındaki yakınlığı fiziksel olarak temsil ederdi ve bu yüzden hepsi göz alıcı ve ayırt edici yüksekliklere sahipti. Ziggurat, şehrin tam da merkezine konumlanırdı ve bu hem tanrıların şehir hayatının içinde olduğunu hissettirmek, hem de halka dini otoriteyi hatırlatarak düzeni sağlamak içim önemliydi. Bu sebepten ötürü bu devasa tapınaklar aynı zamanda otoritenin sembolüydü.
Günümüzde Zigguratlar
Günümüzde bir medeniyetin sembolü olan bu yapıların birkaçı eski ihtişamlarıyla olmasa da hala varlığını sürdürmektedir. Bunlardan en önemlisi daha önce de bahsettiğimiz Ur Zigguratı olmakla birlikte, Dur-Kurigalzu ve Chogha Zanbil zigguratları da hala önemli ölçüde zamana karşı Sümer medeniyetini temsil etmeye devam etmektedir. Bu kutsal mâbedler her zaman en çok dikkatimi çeken tarihi yapılardan olmuştur, lakin ne yazık ki diğer birçok yapının aksine çoğu tarihe gömülmüş halde. Daha kaç tane devasa yapı ve mimari şaheser insan bilincine imzasını atamadan yok olup gitmiş; ya da kaç tanesi toprağa gömülü halde keşfedilmeyi beklemektedir, kim bilir?