Bir Yaz Pek Çok Fındık: Fındık Hasadı
Tatlıların canciğeri, karışık kuruyemiş paketlerinin vazgeçilmezi fındık; nasıl bahçeden avuçlarımıza varıyor?
Her yaz Temmuz-Ağustos ayı geldiğinde Karadeniz’de fındık bahçesi olan biriyseniz nerede olduğunuz bellidir...elbette ki fındık bahçesi.
"Fındık ayı" diye tabir ettiğimiz bu ay genelde temmuz sonu ağustos başında başlar ve eylülün sonuna kadar sürebilir. Arazinizin dönümüne, bakımına göre fındığın miktarı pek çok ürün gibi azalır ya da artar. Bulunduğunuz yer koşulları ise ağacın şeklini değiştirir bu da toplanmasını farklılaştırır. Örneğin, bazı fındık ağaçlarının ince gövdeleri olduğundan ağacı sallayarak fındığı düşürmekten ziyade fındığı direkt daldan koparırsınız ve "bellik" adı verilen kanguru cebini anımsatan belinize bağlı bu cebe fındığı doldurursunuz. Bellik dolduğu vakit çuvalınıza dökersiniz; bu döngü çuvallar dolup, toplama işi bitinceye dek sürer.
Fındık toplamak, ayın getirmiş olduğu sıcaklık ve fiziksel çaba ile birlikte oldukça yorucudur. Bu yorgunluk baş göstermesine rağmen toplarken günlükçü tutsanız ya da aile fertlerinizle toplasanız da fark etmez muhakkak sohbet eden veya türkü mırıldanıp yorgunluğu bir nebze hafifleten birileri vardır, şimdilerle TikTok’tan seri kaydırılan videoların seslerini de duyabiliyorsunuz gerçi ama sohbet ve şarkılar kalmadı diyemeyiz. Ya da sürekli çeşmeye soğuk su almaya ortamın en küçüğünü göndermek de bitmedi...
Sonrasında fındık çuvallarını arabanıza ya da kamyona taşıyıp fındığı sereceğiniz alan veya çatıya götürürsünüz. Çuvalları açar fındığı serersiniz. Fındık bu esnada "zuruf" adı verilen yeşil yapraklarına sarılı şekildedir; bu yeşil yapraklarından soymak için fındık, "patoz" adlı makineden geçirilir. Bu makinenin bir hortumundan zuruflu fındık girerken diğer hortumundan kabuğuyla çıkar. Bu da artık fındık, kabuğunun içinde Güneş altında kurumak için hazır demektir.
Fındık kurutmak fındık bitti demeden bitmeyen bir süreç, fındığınızın sert ve kütür kıvama gelmesi gerekli ama gelin görün ki Karadeniz’in cilvesi olarak bir açılan bir kapanan havada onu yağmurdan, nemden ve yağmurlu havada onu örttüğünüz brandanın altında terlemekten korumalısınız. Çünkü bu tür etkenler fındığın randımanını düşürür bu da kazanabileceğinizin daha altında kazanç sağlamak demektir. Emeğinizin karşılığını almak bahçe işlerinde ciddi sabır ve sebat ister çünkü siz sadece bazı şeylerin önlemini alabilirsiniz sonrası ise doğanın size sunduğu ve piyasanın kaçtan açıldığıdır... Şu piyasanın açılış fiyatına göre siyasi parti değiştiren de arazisini Arap turistlere satan da oldukça çoktur. Yılda sadece bir kere elde edilen bu gelirden herkes her yıl çokça kazanmaya ümitlenir, ümitler devrilince geriye saçılan kilo kilo öfke ve hayal kırıklığı kalıyor.
Fındığınızı yeterince kuruttuktan ve fındığın piyasası açıldıktan sonra tekrar fındıklar çuvallanıp satılma aşamasına geçiliyor. (Bu aşamadan önce yenilecek, eşe dosta dağıtılacak fındık ev ahalisi tarafından çoktan kenara ayrılmıştır bile) Fındığı satmak için genellikle önce tek çuval arabanın arkasına atılıp o dükkan senin bu dükkan benim gezilir, fiyat alınır. Bin bir emek ve yorgunlukla toplanan fındığı haliyle gidip de kimse olmayacak bir fiyattan vermek istemez.
Ve mutlu son... içinize sinen fiyat ve satıcıyla anlaştıktan sonra paranız artık elinizde. İşte fındığın hasadı kısaca böyle, bundan sonrası satılan dükkanın onu hangi firmaya verdiği ve o firmanın onu ne için kullanmak istediğine bağlı. Artık çayınızın yanında kıtırdattığınız fındığı biraz daha tanıyorsunuz :)
Fotoğraflar: Elif Kefelioğlu