Birliktelik ve Karşıtlıklar Çerçevesinde Komedi: Hagop Baronyan
“Komedyada, ahlak ve edep kurallarına aykırı işler yapanlarla, akla, mantığa ters düşenler gülme yolu ile cezalandırılır.”
Bağdasar Ağpar ve Haşmetlü Dilenciler metninde, Tiyatronun ikinci dramatik dönemi olan komediye ilişkin ayrıntılar görülmektedir. Aristoteles, komedyanın sıradan-aşağılık insanların taklidi olduğunu ve kötülüğün gülünç olan kısmı elele savunur. Bu parayla komedya-tragedya ayrımını ortaya çıkarmak, komedi çerçevelemesini oluşturmak. Çalışmada yararlanılacak kaynak yazarların düzenlenmesi de, Aristoteles'i ifade eden biçimdir. Poetika'da komedyayı tanımlayarak yetindiğini söyleyen Sevinç Sokullu ise, bu durumun farklı yorumlamalara neden olduğunu savunarak komedya-gülünç-alay ilişkisi üzerinden oluşan kavramların sınıfını sorgular ve “… elemize geçen tanımlarıyla
Aristoteles komedyayı tam olarak açıklamış sayılmaz” düşüncesini belirterek Sevda Şener ve
Özdemir Nutku'dan kullanıyorlar (Sokullu, 1993, 52).
Komedya türleri soylu olmayan, kusurlu kişiler ele alınır. Metinlerde kahramanın tipik özellikleri vurgulanır. Bu kişinin belirli özellikleri, özellikleri ve özellikleriyle öne çıkar. Metinde yüksek zümreyi temsil eden Anuş, orta sınıfı temsili olmayan Bağdasar ile evlidir ve onu eğiten kişidir. Bağdasar'a kardeş anlamına gelen Ağpar denmesi, karısına tatlı anlamına gelen Anuş ve Anuş'un sevgilisine de Kibar adı genel özellikleriyle bulunur. Mahkeme heyetindeki üyeler Şimşek-demir-kılıç denmesi ve Oksen'in paragöz bir avukat karakterinin temsilinin tipik olup olmamasıdır.
Metindeki temel tartışma açıklamalarının beslenme düzeniyle başlıyor. Anuş, kendisine dayatılan modernitenin doğruluğunu kabul eder ve kocasını aldatmakta bir sorun görmez.
Bağdasar ise bilgisizliğinin bilincinde değildir. Her şeyi bildiğini sanır, kolayca kandırılır ve farklı dillerde söylenenleri anlamaz. Bu güncel metinde doğru karakter özelliğini sergileyen biri olmadığı için sağduyu temsili ipucu mevcut değil. Metinde anlaşmamama üzerinden sağlanan güldürücü çatışmaya neden olmakla birlikte Hacivat-Karagöz metinlerini de anımsatmaktadır. Kibar'ın beklenen sözleri ve tepkileri de gülmece unsuru olarak yer alıyor. Oksen'in müvekkilinin karısıyla yalnız kalma karşı karşıya
“Benim canım o. Kıskanırım”ın içeriğiyle bulunur (Hagop Baronyan, 2013, 39). Metnin sonunda kapı önünde Anuş ile kucaklaşırken Bağdasar'a yakalanmaları üzerine ise “Nişanlım olduğunu sandım… Göz aldanması…” cevabıyla örneklendirilebilir. (Hagop Baronyan, 2013,
143). Anuş'un kılık değiştirmesi de Tanzimat dönemi roma döneminin kalma tebdil-i kıyafet ile ilişkilendirilebilir.
“Komedyada, ahlak ve edep kurallarına aykırı işler yapanlarla, akla, mantığa ters düşenler gülme yolu ile cezalandırılır” (Şener, 1997, 8). Bu kısımda bahsedilen gülme öğesi, sahnelenerek cezalandırma niteliğindedir. Akla, mantığa ters düşen karakteri Bağdasar, aykırı işler yapanları ise mahkeme heyeti, Bağdasar’ın çok güvendiği Kibar ve karısı Anuş olarak örneklendirerek güldürü öğesinin varlığını doğrulayabiliriz.
Metin üzerindeki eleştiriler dikkat çekicidir. Toplumsal düzene uydurmaya çalışan modern birey ve modernitenin beraberinde getirdiğine karşı çıkan eskiye yönelik düşünür karşıtlığı üzerinden kamuoyunun eleştirisi bulunmaktadır. Boşanma teması çerçevesinde modern Ermeni kurumlarının işleyişinin eleştirildiği görülmektedir. Bunun yanında bozuk çarklarla ilerleyen adalet sistemi üzerine de bir eleştiri bulunur. Metinde adaletin yoksunluğu, Oksen’in açgözlülüğü ve mahkeme heyetinin umursamazlığı ile işlenmiştir.
Kibar’ın “Avukatların çoğunluğu için adalet ve hak daha çok altını gördükleri yerdedir” söylemi, Oksen’in açgözlülüğünü örneklendirir (Baronyan, 2013, 37). Hukuk sistemindeki çöküşe ise mahkeme heyeti üyelerinin, duruşma sırasında şarap-elma-şeftali tartışmaları örneği verilebilir.
Özdemir Nutku, komedyada yanlış ve gülünç kısımların eleştirilmesinin seyirciyi yumuşak bir yolda etkilediğini bu sebeple öğretici yanının ağır bastığını belirtir. “İnsanların zayıf yanarını güldürerek gösterdiğinden eleştiriler seyirciye sevimli gelir. Hele seyirciyi, kendiyle değil de başkasıyla karşılaştırmaya itmesi yönünden, eleştirilerin seyirci tarafından kabulünü kolaylaştırır” düşüncesiyle komedyadaki merak öğesinin nedeninin başkasıyla karşılaştırma olduğunun altını çizer (Nutku, 1990, 66). Sevda Şener de konuya ek olarak komedya kahramanında komşumuzu görürüz diyerek görüşe destekleyen bir bakış sunmuştur.
Sevda Şener, komedya metinlerindeki olay akışı sırasında mantıklı bir ilerleyişin olmadığını, rastlantılara ve şaşırtıcı gelişmelere yer verildiğini ileri sürer. Bu metinlerin sonunun tatlıya bağlandığı üzerine de bir görüş belirtir. “Bununla beraber, mutlulukla sonuçlandığı halde, olayların kaynaklandığı temel sorunsalın çözümlenmediğini gösteren komedyalar da yazılmıştır” (Şener, 1997, 17). Belirtilen ifade doğrultusunda Bağdasar Ağpar ve Haşmetlü Dilenciler metni bir sona bağlanmaması açısından bu düşünce çerçevesinde şekillendirilebilir.
Komedyanın dramatik yapısını oluşturan türlerini dolantı, karakter, töre, düşünce olarak sıralamamız mümkündür. Komedyada bu türlerin birbirinden keskin çizgilerle ayrılmadığını belirten Sevda Şener, “En başarılı komedyalar farklı türlerin özelliklerini bir arada barındıran, dolantısı ustalıkla kurgulanmış, oyun kişilerinin karakterleri belirlenmiş, insanı toplumsal ilişkileri içinde ele alan, güldürürken düşündüren oyunlardır” diyerek türlerin bir aradalığının başarılı bir metin ortaya koyduğunu öne sürer (Şener, 1997, 22).
Ancak bu metin özelinde de görüldüğü üzere türlerin bir aradalığı karmaşıklığı beraberinde getirmiştir. Dramatik yapıyı oluşturan türler her ne kadar birbirinden keskin çizgilerle ayrılmasa da önemli farklılıkları bulunmaktadır. Her türden belirli özellikler taşıması metni başarılı yapmak için yeterli olmamakla birlikte, sınıflandırma ve anlama zorluğuna da neden olmuştur.
Karakter çizimleri, düşünce yapısı ile oluşan komedi unsurları, eleştiriler ile karakterlerin başkaları üzerinden değerlendirilmesi, olay gelişimi gibi öğeler Bağdasar Ağpar ve Haşmetlü Dilenciler metnini komedya olarak değerlendirmemizi sağlamıştır.
KAYNAKÇA
Aristoteles, Poetika. çev. Ari Çokona ve Ömer Aygün. İstanbul: İş Bankası, 2020.
Hagop Baronyan, Baronyan Oyunları: Bağdasar Ağpar ve Haşmetlü Dilenciler. çev. Ayşan
Sönmez ve Mehmet Fatih Uslu. İstanbul: bgst Yayınları, 1. Basım, 2013.
Nutku, Özdemir. Dram Sanatı (Tiyatroya Giriş). İstanbul: Kabalcı, 1990.
Sokullu, Sevinç. Türk Tiyatrosunda Komedyanın Evrimi. Ankara: Kültür Bakanlığı, 1993.
Şener, Sevda. Yaşamın Kırılma Noktasında Dram Sanatı. İstanbul: Yapı Kredi Yayınları, 1. Basım, 1997.