Biyoetik Bir Yaklaşım Olarak Veganlık

Son yıllarda veganların sayısı o kadar arttı ki The Economist 2019 yılını “Vegan Yılı” ilan etti. Peki, vejetaryenlikten farkı nedir?


Son yıllarda veganizmin yaygınlaşması ve konuyla ilgili verilerin artması, beni bu yükselen harekete ilgi duymaya sevk etti. Bu sebeple, gelecek birkaç yazımda "Vegan Hareketi" üzerine yoğunlaşacağım serime hoş geldiniz!

Dünyada nüfus artışı ile doğru orantılı olarak tüketim ve çevre sorunları da artmaktadır. Tüketimdeki bu artış birçok çevre sorununa (çevre kirliliği, iklim değişikliği, dünya kaynaklarının tükenmesi, hayvan nesillerinin yok olması vb.) yol açmaktadır. Doğal çevrenin bir parçası olan hayvanların endüstriyel kullanımı da dünya nüfusunun artmasının bir sonucudur. Son yıllarda, bu tarz sorunlar nedeniyle insanlar tüketim alışkanlıklarını yeniden düşünmeye, tüketim gelenek ve göreneklerini yeniden gözden geçirmeye başladılar. Örneğin son yıllarda veganların sayısı o kadar arttı ki The Economist 2019 yılını “Vegan Yılı” ilan etti. Şu anda da toplam vegan ve vejeteryan sayısı dünya nüfusunun yüzde 14’üne yakın durumda.

Dünyada Yaşayan Veganların Sayısı

Vejetaryenlik çeşitlerine göre farklılık gösterse de et tüketmemenin genel durumudur. Veganlar ise sadece hayvanların yiyecek olarak tüketilmesine karşı çıkmakla kalmaz, aynı zamanda hayvanların insanlar için kullanılmasını da (sirk hayvanları, polis köpekleri gibi) reddederler. Vegan yaşam tarzına ve yaşam felsefesine baktığımızda bunu hem biyoetik bir yaklaşım hem de bir seferberlik olarak değerlendirmenin mümkün olduğunu görebiliriz çünkü bu dünya vizyonu, canlıların haklarını, hayvanların haklarını, türlerin eşitliğini, ekolojiyi, sağlığı, kültürü, etiği ve dolayısıyla biyoetiği içerir. Dolayısıyla veganizm, sadece bir diyet değil aynı zamanda bir yaşam biçimi, yaşam felsefesi, duruş ve etik bir yaklaşımdır.

Günümüzde Ekim ayı, Dünya Vejetaryen ayı olarak kabul ediliyor. Türkiye'de ilk Vejetaryen Günü, 2010 yılında Vejetaryen Kulübü'nün organizasyonuyla kutlanmaya başlandı. 3 Mart 2012 tarihinde kurulan Türkiye Vejetaryen Derneği, Türkiye'de vejetaryen ve veganları tek çatı altında buluşturan ilk ve tek resmi kuruluştur. Derneğin adı daha sonra Türkiye Vegan ve Vejetaryenler Derneği olarak değiştirilmiştir. Dernek, Uluslararası Vejetaryen Birliği'nin (IVU) ve Avrupa Vejetaryen Birliği'nin (EVU) tam üyesidir. Vejetaryen (ve vegan) kriterlerine uyumun simgesi olan V-Label ürün etiketinin de Türkiye temsilcisi/lisanslı distribütörüdür.

Serinin devamında "Veganlığın ekolojik avantajları ve dezavantajları nelerdir?", "Türklerin vegan beslenmeyi seçmesinde hangi faktörler öncelikli rol oynuyor?", "Türkiye'de vegan olmanın kolay ve zor yanları nelerdir?" gibi bu yazımı okuduktan sonra aklınızı kurcalayabilecek soruları yanıtlamaya çalışacağım, takipte kalın.✌️