BOĞA GÜREŞLERİ KÜLTÜREL MİRAS OLABİLİR Mİ?

İspanya ana muhalefet partisi, "UNESCO boğa güreşlerini kültürel miras listesine almalı" diyor. Sizce gerçekten kültürel miras olmalı mı?


Geçtiğimiz hafta İspanya’nın ana muhalefet partisi olan Halk Partisi, boğa güreşi derneklerinin desteğini alabilmek için boğa güreşlerinin kültürel miras olması yönünde Senato’ya bir tasarı sundu. Bu tasarı neyse ki 117’ye karşı 129 “hayır” oyuyla reddedildi. Bu sonuçtan memnun kalmayan dernekler şimdi Uluslararası Boğa Güreşi Derneği’nin UNESCO’ya 7 Haziran’da yaptığı “boğa güreşini acil korunması gereken kültürel miras" olarak sınıflandırma başvurusunun sonucunu bekliyor. Başvuru bu ay değerlendirilecek.

Meksika, Kolombiya, Peru, Ekvador, İspanya, Portekiz ve Fransa'da her yıl yaklaşık 250bin boğa, boğa güreşleri yüzünden korkunç şekilde katlediliyor. Özel olarak yetiştirilmiş boğaların matador karşısında hiç şansları olmuyor çünkü halkın gözünden uzakta özellikle zayıflatılıyor ve işkence görüyorlar. Bu “kavga”ya hazırlanma sırasında boğalar günlerce yiyecek ve içecek olmadan karanlıkta tutuluyorlar. Arenaya çıkmadan hemen önce başlarına, böbreklerine, testis ve toynaklarına şiddetli darbeler indirilir, gözlerine vazelin sürülür, burunlarına da pamuk yünü tıkanır. Böylece çektikleri acılarla etrafa çaresizce saldırmaları beklenir. Hollanda Hayvanları Koruma Partisi (Partij voor de Dieren) önderliğinde ve dünya çapındaki “kardeş” partileri başta İspanya’dan Partido Animalista ve Portekiz’den PAN, bu uygulamanın yapıldığı ülkelerde (örneğin İspanya'da) yaşayanların çoğunluğu gibi, bu zulmü kesin ve temelli olarak sona erdirmenin tam zamanı olduğunu düşünüyor. (İspanya’nın Katalonya bölgesinde boğa güreşleri daha önce tamamen yasaklanmıştı. A Coruna bölgesinde ise bazı kısıtlamalar getirilmişti)

Hollanda Hayvanları Koruma Partisi Avrupa Parlamenteri Anja Hazekamp geçtiğimiz günlerde UNESCO Başkanı Audley Azoulay'e altmış AB milletvekili ile birlikte gönderdiği ortak mektupta “Boğa güreşleri, hayvanlara yönelik tacizi, şiddeti ve zulmü teşvik etmekte ve yüceltmektedir. İşte bu nedenle UNESCO'nun somut olmayan kültürel miras listesine kesinlikle dahil edilmemelidir,” çağrısında bulundu. Ayrıca Hazekamp, ​​dünyanın dört bir yanındaki vatandaşları UNESCO'ya boğa güreşinin korunmaması, aksine kaldırılması gerektiğini ısrarla anlatmaya çağırıyor.

Hazekamp'a göre boğa güreşi UNESCO değerleri ile çelişki oluşturmaktadır. AB Parlamenterleri mektupta "UNESCO'nun misyonu, uluslararası işbirliği, eğitim ve kültür yoluyla barışı tesis etmektir. Bu da insanlığın entelektüel ve ahlaki dayanışması ile mümkündür. Bu dayanışma her canlı varlık için geçerli olmalıdır," diye belirtiyor ve ekliyorlar “Boğa güreşçilerinin bu tuhaf talebinin kabulü, bir grup insan tarafından kültür olarak tanımlanması halinde şiddet ve zulmün kabul edilebilir kavramlar olduğuna işaret edecektir".

Hazekamp ayrıca Avrupa Parlamentosu’na, Parlamento'nun yakında oylayacağı, dövüş boğalarının yetiştiricilerine verilen AB sübvansiyonlarının durdurulması önerisini de sunmuştu. Günümüzde her yıl milyonlarca Euro'nun AB sübvansiyonuyla boğa güreşlerine gittiği tahmin ediliyor. 2015 yılında, Avrupa Parlamentosu dövüş boğası yetiştiricilerini Avrupa tarım sübvansiyonlarının dışında tutmak için verilen teklifi kabul etmişti. Ancak, günlük işlerin yerine getirilmesinden sorumlu AB idaresi olan Avrupa Komisyonu, mevcut tarım yasasına göre, Avrupa vergi mükelleflerinden gelen paranın boğa güreşlerine gitmeyeceğini garanti edemeyeceklerini ısrarla dile getirmektedir. Anja Hazekamp "Artık, yasaları bir kuruş daha boğa güreşlerine gitmeyecek şekilde düzenlemek Avrupa Komisyonu'na kalmıştır. Boğa güreşi, birçok insanın isyan etmesine yol açan, en saf haliyle hayvan zulmüdür. Avrupa'nın her yerinden insanların farkında olmadan buna katkıda bulunması kabul edilemez,” diye belirtiyor.

Avrupa ve Latin Amerika dışında ülkemizde de özellikle Artvin ve Muğla’da yapılan boğa güreşlerinin UNESCO tarafından somut olmayan kültürel miras listesine alınıp alınmayacağını ilerleyen günlerde göreceğiz.