Bojack Horseman

BoJack Horseman dizi incelemesi.

Bojack Horseman Netflix yapımı bir yetişkin animasyonu. Komedi ve dramayı bir araya getiren animasyon, izleyenlerin beğenisini kazanıyor ve hatta kendi dalında en yüksek IMDB puanını alıyor. Dizi hayvanlarla insanların bir arada yaşadığı fabılımsı bir dünyada geçiyor. Komedi olarak başlayan dizi sonraları çok karanlık ve depresif bir havaya bürünüyor.

Dizinin çıkış noktası olan BoJack Horseman, alkolik olan bir at. Horsin’ Around denen ve 90’larda çok tutan sitcom dizisinden sonra başka bir yapımda oynamayı reddetmiş bir Hollywood ünlüsü. Horsin' Around dizisi, üç yetim çocuğu evlat edinen bir atın hikayesini anltıyor.

Bojack Horseman’ın en iyi yanlarından birisi karakterlerin gri olması, yani iyi ve kötü keskin çizgiler olmadan varoluyor dizide. Bazı karakterler, Diane ve Todd Chavez gibi diğerlerinden daha iyi olsalar da hepsinin insan olduğunu görebiliyoruz. Ayrıca dizinin bölümleri hep birbirini takip ediyor, klasik çizgi filmlerdeki gibi her bölüm farklı maceralar yerine daha bütüncül bir yaklaşıma sahip. Karakterlerin hepsine ciddi anlamda özenilmesiyle ve dizide gerçek hayattaki olayların saçmalığına dikkat çekmek için yaptıklarını aşırı abartmalarla ve ironilerle oldukça sarkastik ve komik bir izleme keyfi sunuyor.

Dizinin başkarakteri olan Bojack Horseman çok sevilesi biri olmamasının yanında kendisiyle empati kurabiliyoruz. Korkunç geçen çocukluğu belki de onu olduğu bu kişiye yaklaştırmış ancak sürekli çocukluğunu suçlayan Bojack aslında yalnızca sorumluluktan kaçan birisi. Yaptığı hiçbir şeyin sorumluluğunu almıyor, tüm ilişkilerini ve etrafındaki tüm insanları mahvediyor. Kendisi gerçekten çok toksik birisi. Etrafındaki herkese, en çok da kendine zarar veriyor. Bojack dizide kendine zarar verme, travma, kişilik bozukluklarını temsil ediyor. Ayrıca Hollywood’u dürüst bir şekilde yansıtmasıyla Hollywood’un da insanları nasıl mahvettiğini ve aslında oradaki ünlülerin ne yaşantısına dahil olmamızı sağlıyor.

Dizinin yan karakterlere verdiği önem de diziyi renklendiriyor.

Diane Nguyen diziye hayalet yazar olarak giriyor, Bojack’in anı kitabını yazmasına yardımcı oluyor. Diane’in sembolize ettiği şeyler depresyon, travmalar ve adalet/vicdan gibi görünüyor. Dizide bu sağduyuyu gösteren önemli iki karakterden birisi. Diane oldukça karmaşık birisi; en dikkat çeken özelliği çok zeki olması ve her zaman doğru olanı savunması. Kullandığı yöntemler tartışılabilir ancak Diane’in iyileşmesi ve büyümesi, bunu yapabilecek bir güce sahip olması çok etkileyici. Diane’in dizideki bir diğer işlevi de ırk konusuna değinmek, benlik kaygısını göstermek. Diane Amerikanlaşmış bir Vietnamlı ve ne Amerikaya ne de Vietnam’a ait. Kültürüne tamamen yabancı ve kendini çok yalnız hissediyor. Dizinin sonundaki Diane'in karakter gelişimi çok başarılı.


Diane’in eski kocası olan Mr. Peanutbutter adlı Labrador köpek, muhtemelen toksik pozitifliği ve narsistliği sembolize ediyor. Mr. Peanutbutter mükemmel görüntüsünün altında BoJack’la aslında aynı kişi, sadece madalyonun diğer yüzü. Mr. Peanutbutter’a göre hayatta mutlu olmanın sırrı çok basit, düşünmemek.


İran kedisi olan Princess Carolyn, Bojack’in uzun yıllar çıktığı sevgilisi ve aynı zamanda menajeri. İlk aşkı Bojack olan Princess Carolyn’de ahlaki olarak oldukça gri bir karakter. Acısını bastırmak için işkolik ve aynı zamanda mükemmeliyetçi olması günümüzdeki stres ve baskı altında olan insanların çoğunu temsil ediyor. Oldukça güçlü bir karakter olarak resmedilse de kendisinin de bir çok hassas noktası var. Bojack’e olan aşırı bağlılığı ve Bojack’in ona sürekli zarar vermesi yine de onu bırakamaması da günümüzde çoğu kişinin bir yansıması.


Diğer bir yan karakter, Todd Chavez dizideki sağduyunun sesi diyebileceğimiz ikinci karakter. Todd’un da kendine göre problemleri ve hatta ailevi problemleri olmasına rağmen BoJack gibi bir insana dönüşmemiş olması bize yine BoJack hakkında bir fikir veriyor. Todd’un özellikle girişimciliği ve umutsuz pozitifliği oldukça ilginç. Berbat fikirleri olsa da sürekli parayı kırması ve çoğu fikrinin absürt bir şekilde tutması, babasını görünce bize daha net bir fikir veriyor. Todd beyaz bir adam olarak her işinde başarılı oluyor ve beyaz ayrıcalığını simgeliyor. Ayrıca kendisi bunun farkında bile değil.

Sarah Lynn’in ve Sextina Aquafina’nın da kendi ekran sürelerini hak ettiğini düşünerek özellikle Sarah Lynn’den ve mahvolmasının sebeplerinden biri olan BoJack’le olan ilişkisinden bahsetmek önemli. Sarah Lynn, Bojack'in Horsin' Around dizisinde Sarah Lynn en küçük çocuğu oynuyor ve dizide çok önemli bir yere sahip. Sarah Lynn, çocuk oyuncuları, çocuk işçiliğinin arka planını gösteriyor. Bir çocuk aktris olarak işe başlasa da, gençliğinde bir pop yıldızı oluyor. Aşırı objeleştiriliyor ve yaşlanınca (!) yani yaşı 30’a geldiğinde pabucu dama atılıp yerine Sextina Aquafina geçiyor. Pop yıldızlarının nasıl objeleştirildiği ve bunun üstünden nasıl paralar kazanıldığı, yaptıkları müziklerin ve hareketlerin absürtlüğü dizide gösterilmiş.

Sarah Lynn çocuk yaşta sette bulduğu votkayla alkolik ve uyuşturucu bağımlısı olma yoluna giriyor. En çok yardıma ihtiyaç duyduğu zamanda baba figürü olarak gördüğü BoJack de kendisinden faydalanıyor. Sarah Lynn sürekli olarak bir uçurumdan yuvarlanıyor ve genç yaşta overdose’dan ölüyor. Bu hikayeyi Hollywood’da çok kez duymuşuzdur ancak bunun iç yüzünü gördüğümüzde, bu sektörün ne kadar canavarca olduğunu ve insanlardan özellikle çocuklardan nasıl da faydalanıp mahvettiğini görebiliyoruz.

İnsanların ve hayvanların fabıllaştırılması, ahlaki olarak belki de daha iyi olan kişilerin insan olarak temsil edilmesi bana ilginç bir tesadüf gibi geldi. Diziyi derinlemesine izleyip incelediğimizde çok fazla mesaj ve iç görü izliyoruz. Aynı zamanda BoJack’ in asla iyi bir insan olamaması, zamanının çoğunda bunun için uğraşmaması ve hep diğerlerini suçlaması, asla değişmemesi, karakterlerin çoğunun korkunç şeyler yapıp bunları telafi edememeleri ve bunlarla yaşamak zorunda kalmaları aynı zamanda yaptıkları korkunç şeylerin dizide onaylanmaması ve tarafsız bir şekilde seyirciye sunulması medyaya farklı bir bakış açısı getiriyor. BoJack’in bir ana karakter olarak sevimsiz bir at olması ve karakterlerin sevilmek için yazılmaması gerçekten bizi bambaşka bir dünyaya götürüyor. Dizinin ending şarkısı da diziyi özetleyen güzel bir yapıt olmuş.