Bulgaristan Türklerinin Zorunlu Göçü

Bulgaristan Türklerinin Zotunlu Olarak Göç ettirilmesi ve sebepleri.

1984-1989 yılları arasında Bulgaristan’da Türk ve Müslümanlara yönelik asimilasyon politikası sonrası yüz binlerce insan zorla göç ettirildi.

1941 yılında Bulgar hükümetinin ABD ve İngiltere’ye sembolik savaş ilan etmesinden üç yıl sonra yani 1944 yılında gerçek savaş başlamıştır. 200 ABD uçağının bombaladığı Sofya yerle bir olmuştur. Hal böyleyken elbette ateşkeş istenmiştir.

İşler karışmaya başlayınca Bulgar İşçi Komünist Partisi silahlı ihtilalle yönetimi ele geçirmiştir. Savaş bir şekilde son bulmuştur. Fakat BKP için asıl mesele bu değildir. Sorun ve mesele azınlıklardır. Çünkü tek milletli bir devlet (homojen bir ulus devlet) derdi olan Komünist Parti’ye Türkler ve Müslümanlar büyük bir sorun olarak görünmüştür.

Sorun Olarak Görülen Bulgar Türklerine Ne Gibi Yasaklar Kondu? Asimile Çalışmaları Nelerdir?

Asimilasyon çalışmalarının başladığı yıllar olarak görülen 1956 yılına varmadan, komünist sistemi anlaması için Türkler için ayrı okullar kuruldu. Bu okullarda eğitim seviyesi yükseltilen Türkler, sosyalist sistemi daha iyi anlayacak ve bu, çocukluktan itibaren kabul ettirilecekti.

Her şeyin açık ve daha ileri seviye yapılmaya başlandığı 1956 yılında ise Türk azınlıkların dini yaşantılarına ve giyimlerine kadar her şeylerine karışıldı. Öyle ki Türklerin giydiği şalvar, başörtü ve kasket gibi geleneksel kıyafetler yasaklandı. Türkçe şarkı söyleyen ya da dinleyenler cezalandırılırken Türkçe yayınlar da sona erdi. Dini kısımlara gelince, çocukları sünnet ettirmek, camiye gitmek, kurban kesmek ve hatta dini usullere göre cenaze defnetmek gibi İslam dinine ait gereklilikler tamamen yasaklandı.

Türklere karşı isim değiştirme politikaları uygulandı. Üstelik bunlar oldukça sessiz, yerli ve ulusal basından tamamen uzak gerçekleştirildi. Bunu sağlamak için özellikle yabancı basın mensupları Türk bölgelerine alınmadı ve Bulgar Türklerinin, komşusu olan Türkiye’deki akrabaları ile iletişim kurması, mektup göndermesi yasaklandı. Durumlarını anlatan mektupları gizlice ulaştıran Bulgar Türkleri ile Türk basını bunu elinden geldikçe duyurabildi.

Zorla İsim Değiştirme Kampanyasının Sebebi Neydi ve Nasıl İlerledi?

Yeniden Doğuş (Soya Dönüş) adı altında, Türk azınlıklarının varlığını kabul etmeyen ve Türklerin kökeninin Bulgar olduğunu iddia eden bir süreç vardı. Eski Bulgaristan Başbakanı bile Bulgar Türklerinin, Osmanlı zamanında asimile olmuş Bulgar ahfadı olduğunu söylemiştir. (Istinata za “Văzroditelniya Protses”, 2003, s. 21)

Yapılan asimilasyona kılıf bulmak için de ülkedeki terör olaylarının, dönemdeki düşmanı olan Türkiye’den geldiği söylendi. Türklere karşı nefret ve kin duygusu aşılanması ile yapılan asimile kampanyalarına kimsenin ses çıkarmaması, aksine desteklenmesi amaçlandı.

Başlarda seferberlik yalanı ile özellikle direnmesi muhtemel genç-yaşlı, sağlıklı-sağlıksız demeden önder kişiler toplandı. Bölge bölge ve oldukça gizli yapılan bu isim değişikliği süreci sonrasında biri Bulgar biri Türk çiftler boşanmak istediler (Eminov, 1997, s. 86).

İsim değişikliği için belirlenen köy ve mahalleler büyüklüğüne göre polis ve askerler tarafından çevreleniyor ve kaçmaları engelleniyordu. Buna rağmen ormanlara kaçmayan çalışan çok Türk oldu. Barışçıl şekilde çok protesto yapıldı. Silahsız ve çaresiz şekilde direnmeye çalışıldı. Türkler barışçıl şiddet içermeyen protesto yürüyüşleri yaptılar. 23-25 Aralık 1984 tarihinde Kırcaali yöresindeki Benkovski köyünde, 24 Aralık’ta Tosçalı’da, 26 Aralık’ta Kirkova’da ve Mestanlı’da bu yürüyüşler gerçekleşti. Ancak Bulgar ordu ve polis birlikleri göstericilere karşı çok sert davrandı. Çıkan olaylarda ölenler ve yaralananlar oldu (Atasoy, 2011, s. 112-113).

Bu ve benzeri asimile çalışmaları kendilerince haklı sebepler göstererek ve gizlice, özellikle 1984 ile 1989 arasında sürdü. 1989 yılının ortasına gelindiğinde ise göç başladı.


Bulgaristan Türklerinin ‘Zorunlu Göçü’ Nasıl ve Ne Şekilde Oldu?

Bulgaristan hükümetinin asimile çalışmaları ile Türklere yaptığı eziyetler, Türkiye ve Bulgaristan arasında büyük soğukluk oluşturdu. Uluslararası basında da çokça yer almaya başlayan bu hareketler sonucunda Bulgaristan tecrit ile karşı karşıya kaldı. Sonunda 29 Mayıs 1989 yılında Bulgaristan-Türkiye sınırı Türkler ve Müslümanlar için açıldı. 30 Mayıs 1989- 22 Ağustos 1989 tarihleri arasında 360.000’den fazla insan Türkiye’ye göç etti. (Vikipedia verileri)

Göçmenler çoğunlukla İstanbul ve Bursa’da akrabalarının yanlarına yerleştiler. Geri kalan, akrabası olmayanlar ise doğuya yerleştirildiler. Jickov, 10 Kasım 1989’da devrilince 130.000 göçmen ( bazı kaynaklarda 150 bin) bir sene içinde Bulgaristan’a geri döndü.

Göç Sonrasında Jickov Rejiminde Neler Oldu?

Rejim 10 Kasım 1989 yılında devrildi. Ekonomik kriz, uluslararası alanda düşen itibarı vb. konular sonucunda rejim düştü. Jickov, 13 Aralık günü, zimmete para geçirme başta olmak üzere etnik gruplar arasında düşmanlık yaratma ve görevini kötüye kullanma gibi suçlardan yargılandı ve 7 yıl ceza aldı. Fakat bozulan sağlık durumundan ötürü cezası ev hapsine çevrildi. 1998 yılında da zatürreden öldü.


 

 


Kaynakça

-Toplama Kampından Meclise: Bulgaristan'da Türk ve Müslüman Azınlığı, Ali Dayıoğlu, İletişim Yayınları, 2005

-Ataöv, T. (1989). The Turks of Bulgaria. Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi Dergisi , 135- 152.

-https://www.aa.com.tr/

-Türk-Bulgar İlişkileri: 1983-1989 Cilt II, Ömer E. Lütem, Asam Yayınları, 2005

-https://tr.wikipedia.org/

-Bulgaristan Türklerine uygulanan zorla isim değiştirme kampanyası ve Türk basını (aralık 1984-mart 1985) Hasan Demirhan

Görseller

-https://www.gzt.com

-https://glasove.com

-https://www.aa.com.tr

-https://eksiseyler.com