Ciğerimizi dağıtan, melankolik hayatıyla dikkat çeken r&b ve caz müziğin kraliçesi "AMY WİNEHOUSE"
AMY JADE WİNEHOUSE
MEŞHUR YAŞ OLAN 27 'ye ne kadar da çok şey sığdırmışsın Amy.
Amy Jade Winehouse, 14 eylül 1983 de Musevi olarak yahudi bir ailede Londra'da dünyaya gelmiştir. Ataları Rus ve Polonya Yahudi'sidir.
Babas taksi şoförü ,annesi eczacıdır. Alex adında bir tane abisi vardır.
Henüz daha 10 yaşındayken çocukluk arkadaşı Juliette Ashby ile kurduğu Sweet 'n' Sour adında kısa ömürlü bir rap grubu vardı.
13 yaşında ilk gitarını aldı, 16’sında ise ilk albüm anlaşmasını yaptı.2003'te yani 20 yaşında çıkardığı ilk albüm olan FRANK eleştirmenlerce çok beğenildi, Merkür ödülüne aday gösterildi.
ve daha sonra çıkan albümlerle birlikte 5 Grammy ödülü kazanan ilk İngiliz şarkıcı oldu. Herkes Winehouse'u olağanüstü yetenekli bir şarkıcı ve söz yazarı olarak bilir ama aynı zamanda oldukça kötü gitar da çalar. 11 ya da 12 yaşındayken kardeşinin kırmızı Fender Stratocaster'ını gizlice ödünç alarak çalmaya başladı ve sonunda kendi akustik gitarını satın aldı. Kendi kendini yetiştiren Amy kısa sürede kendine eşlik edecek ve şarkı yazacak kadar akor çalmayı öğrendi. 2004 yılında yaptığı bir röportajda, “Muhtemelen yeterli bir gitarist değilim ama ayırt edici bir gitaristim” dedi.
Winehouse ailesinde birçok caz sanatçısı vardı, üstelik Amy Winehouse'un babaannesi de bir şarkıcıydı. Hatta bu yahudi büyükannesini yad etmek için "Cynthia" diye dövme yaptırdı. Bununla beraber 14 dövmesi vardı.
Küçük yaştan beri babasıyla problemleri vardı bu yüzden depresyon tedavisi gördü daha sonra uyuşturucu alkol bağımlılığı yüzünden Nick Shymansky'nin ısrarı üzerine 2008 de ilk kez rehabilitasyona gitti hatta bu konuyla alakalı olarak 2006 yılında çıkardığı REHAB isimli albümü çok beğenildi.
Aşık bir kadındı, hayatının aşkı Blake Fielder-civil’le tanışana kadar bağımlılara aptal derdi. Bir şarkısında aşkı kaybedilmiş bir oyun olarak tanımladı. (love is a losing game) çeşitli nedenlerle sık sık yasal sorunlar yaşadılar ve eşi kısa bir süreliğine hapse girdi. 2008'de Winehouse, kariyeri ve hayatını tehdit eden bir dizi sağlık sorunu ile karşı karşıya geldi.
Amy Winehouse Blake’le ayrıldıktan sonra Blake’in eski sevgilisine dönmesi üzerine “Back to Black” şarkısını yapıyor ve tüm zamanların en çok bilinen ve dinlenen şarkılarından olan bu şarkı ona ödüller kazandıran en iyi şarkısı oluyor.
Bir röportajında şöyle demiştir: "Asla aptal bir kız olmadım, zeki bir kızdım ama aptalca şeyler yapardım, gençliğimde iyi bir kızdım. Şöhretten hem hoşlanıyor hem hoşlanmıyorum. Brit Ödülleri’ne aday olmak cool bir şey ama medya genellikle iyi olan şeyi öldürür. Yazabilmem için mümkün olduğu kadar kendi dünyamda kalmam lazım. Öte yandan da pek çok insana ulaşabilmem lazım. İşte benim için önemli olan bu… Ünlü olmaktan kaçmıyorum. Demiyorum ki ‘ben çooook ünlüyüm!’, hayır. Ben müzisyen olmaya devam etmek istiyorum. Ben Star Amy değilim, ben elinde gitar olan kız Amy olmak istiyorum”
30 yaşında evli ve çocuk sahibi olmak istiyordu. En az beş çocuk sahibi iyi bir anne olacağına inanıyordu ve o zaman müziğini evdeki stüdyosunda çocuklarına rol model olarak devam ettirecekti.
Annesine göre Winehouse’un ölümüne sebep olan şeylerden biri Bulimia hastalığı mıydı?
Tabii ki de biz ölüm sebebinin uyuşturucu ve alkol bağımlılığından olduğunu biliyoruz ama bulimia (yeme bozukluğu) da bu sebeplerden biri olabilir mi?
Maalesef bu kısacık hayatında bütün bu güzel kariyere, üne ve sevilmeye rağmen Amy hayata tutunamadı , Londra'daki evinde 23 Temmuz 2011 tarihinde ölü bulundu. Uzun sürenin ardından ölüm nedeninin alkol zehirlenmesi olduğu anlaşıldı. Ailesi ve arkadaşları, 26 Temmuz 2011'de cenazesine katıldı. Daha sonra cesedi Golders Green Crematorium'da yakıldı.