Çocukluk: Yalnızca Geçmiş mi?
Çocukluk Anılarının Etkileri Üzerine
Çocukluk yıllarımızda ileride hayatımızı oldukça etkileyecek küçük anlar yaşarız, anılar biriktiririz; belki hepsini hatırlamayız fakat her biri yaşamımızın temelini oluşturur. Bu anılar düşünüldüğünde kısmen zihnimizde belirse de aslında silinmeyecek izler bırakır ve kim olduğumuza dair ipuçları taşır. Düşünce biçimimizin, ilişkilerimizin, hayata bakışımızın derinliklerinde çoğunlukla çocukken yaşadıklarımız vardır. Güvenli ve sevgi dolu bir ortamda büyümenin önemi de buradan gelir; sizi olduğunuz gibi kabullenen, koşulsuz destekleyen bir aileye sahip olmak hayatta edinilebilir en önemli şanslardan biridir.
Bahsi geçen ailelerde yetişen bireylerin algıları gelişmiş, özgüvenleri yüksek, insanlarla ilişkileri çok daha sağlıklı olmaya meyillidir. Tam aksine, hatıralarında yaralar olan, kırılganlığa sebebiyet verebilecek deneyimler yaşamış, kendini hiçbir zaman tam güvende ve desteklenmiş hissedememiş bireyler ise hayatlarında çoğu zaman temkinli olmak, güçlü görünmek durumunda kalırlar. Aile kişiyi yalnızca belirli bir yaşa koruyup kolluyor, besleyip büyütüyor; kişiyle bir süreliğine aynı çatıyı paylaşıyor gibi gözükse de çocukluk yıllarında bize eşlik eden bu görünür kalkan aslında hayat boyu görünmez bir şekilde bizi çevrelemeye devam ediyor. Bu sebeple aile sıcaklığını ve güvenini hissedememiş olmak bireylerin hayata bir adım geride başlamalarına sebep olabilir. Kişi yaşadığı bu eksikliği farklı yollarla tamamlamak isteyebilir, tüm gücü kendinde bulana dek enerjisini tüketebilir. Oysa ki doğan her bebeğin hak ettiği sevgi dolu bir yuvadır, doğmanın teminatı bu olmalıdır. Bahsi geçen atmosferi sağlayamayacak kişilerin ebeveyn olmaması gerekir. İlgisiz ebeveynlerin birkaç yılına tekabül eden, kaynağı oldukları bu sevgisizlik dönemi doğan çocuklarının ömrüne mâl oluyor. Bunun bilincinde olarak dünyaya bir birey getirme kararını vermek daha sağlıklı olacaktır.
Olumsuzluklarını bir kenara bırakarak; güzel hatıralarla sarmalanmış bir çocukluk dönemi bizi bugün de mutlu etmeye devam eder. Zaman zaman hatırladığımız anılar hayatın karmaşası içinde huzur bulmamıza yardımcı olur. Bir zamanlar hissettiğimiz o en saf, en sade duyguları bir anlığına da olsa hissetmek bizi rahatlatır. Böyle anlarda çocukluk anılarının yalnızca geçmişten bir hatıra değil, bugünümüze de yön veren pusulalar olduğunu fark ederiz. Bu nedenle içinde bulunduğumuz yaşamı her adımında anlamlandırabilmek için çocukluğumuzu sahiplenmek gerekir.
O yılları sahiplendiğiniz, içselleştirdiğiniz zaman fark edeceksiniz ki büyüdükçe çocukluğuna yaklaşmak insanın doğasında var. Bırakın içinizdeki çocuk zamanında yaşayamadıklarını da sizinle yaşasın.