Dağlık Karabağ Sorunu

Azerbaycan-Ermenistan Savaşı'nın nedeni olan Dağlık Karabağ Sorunu'nun geçmişine gelin birlikte bakalım!


1826-1828 İran ve Rusya arasındaki savaşın Rusya lehine sonuçlanması sonrası Rusların Kafkaslar'da Hristiyan ağırlıklı tampon bölge oluşturmak amacıyla Karabağ’a Ermeni göçünü başlatmasını şu an gündemi meşgul eden Azerbaycan-Ermenistan Savaşı'nın başlangıç noktası olarak adlandırabiliriz.

Bu Ermeni göçü sonucunda Ermeni nüfus bölgede çoğunluk olmuş, etnik değişim yaşanmış ve bu değişim sonucu iki millet arası çatışmalar başlamıştır.

Ermeniler bölgeye Azeri’lerin sonradan geldiğini, Azeriler ise Ermeniler’in sonradan geldiğini iddia ederler. Peki Ermeniler için bu bölgenin önemli olma nedenleri nelerdir?

Ermeniler, tarihte Osmanlı ve Rus İmparatorluklarının himayeleri altında yaşayan bir millet olmalarından kaynaklı asimileye uğradıklarını söylerler. Asimile olmayan, özünü tamamen koruyan Ermeniler’in Karabağ bölgesinde olduğunu belirten Ermeniler bu bölgeyi “son kale” olarak adlandırırlar.   

Sovyetler Birliği'nin bu bölgeyi 1923’te Azerbaycan’a bağlamasıyla bölge fiili olarak nüfuz altına alınmış ve gergin olan Karabağ’da sular azda olsa durulmuştu. Fakat bu bölge Sovyetlerin çöküş döneminde eski gergin haline tekrar bürünmeye başlamıştır. Öyle ki Sovyetler yıkılınca bu bölgede savaş kaçınılmaz olmuştur.

1988 yılında Ermenistan’a bağlı olmak isteyen nüfus refenrandum düzenleyip tek taraflı bağımsızlık ilan edince yıllardır etrafına gezilen mayına basılmış oldu. 28 Aralık 1991’de ise Ermeniler ve Azeriler arasında kanlı çatışmalar yaşandı. Bu çatışmalar sonucu 1992’de savaş ilan edilmiş ve Karabağ bölgesinin en kanlı Azeri-Ermeni çatışmalarından biri yaşanmıştır. Karabağ bu savaşta Hocalı Katliamı gibi insanlık dışı olaylara şahitlik etmiştir. Savaş sırasında ise 30 bin kişi  hayatını kaybetmiştir.

Savaşta Ermeniler Karabağ bölgesi harici 7 komşu bölgeyi ele geçirmişlerdir. Savaş Rusya’nın arabuluculuğuyla Bişkek Antlaşması’yla bitmiş fakat bu sonuç sadece fiili bir ateşkes olmuştur. Rusya bu arabuluculuğuyla masum gibi görünse de, bölgedeki kaosun sürmesini isteyen ve hamlelerini buna göre yapan adımlar atıyordu. Nedeni ise Sovyetlerin dağılmasından sonra bölgedeki karışıklıklardan yararlanarak gücünü korumaktı.

Bölgedeki gerilimi noktalamak ve kalıcı barışı sağlamak adına AGİT bünyesinden Minsk Grubu görevlendirilmiş fakat istenilen barış sağlanamamıştır. (Karabağ sorunu kimine göre üst aktörlerin hakimiyeti elinde bulundurmak adına yaptırdığı yapay bir çatışma, kimine göre ise Müslüman-Hristiyan sorunu.)

İki millet arası kin ve nefret giderek büyümüştür. Milletler taviz verilecek hiçbir vaziyeti ve bu vaziyete mahal vermeye meyilli  liderleri kabul etmiyorlardı. Buna örnek bir durum gösterecek olursak 1997’deki Ortak Devlet Planı’nı kabul edeceğini açıklayan Ermenistan Cumhurbaşkan’ı Levon Ter-Petrosyan istifa etmek durumunda kaldı.

Karabağ’da yıllardır dinmeyen bu buhran Kafkasya bölgesinin ekonomik, siyasal birçok işbirliği önündeki en büyük engeldir.

Haziran’dan beri tekrar tırmanışta olan bu kriz diğer çatışmalardan farklı olarak Karabağ’da değil Ermenistan-Azerbaycan sınırında çıkmıştır. Çatışmaların başlamasıyla uzmanlar birçok farklı teori ortaya atmıştır.

Covid-19 dönemini iyi yönetmeyen ekonomi başta olmak üzere ülke içinde birçok sıkıntı ile karşı karşıya olan devletlerin dikkat dağıtma amacıyla bu çatışmaya girildiğini ya da bölge güçlerinin nabızlarını yoklamak da teorilerden bazıları.

Saldırma ve yıpratma politikasını izleyen Ermenistan'ın sivilleri hedef alan saldırıları sonucu Haziran’dan beri gergin olan ilişkiler iyice gerilmiş ve geçmişten tekrar eden, bugün ise haberlerde gelişmeleri takip ettiğimiz Azerbaycan-Ermenistan çatışmalarının bir yenisi başlamıştır. 

Bizler de Typelish ailesi olarak Ermenistan'ın hain saldırısını kınıyor, hayatını kaybeden şehitlerimize rahmet diliyoruz.