Diplomatik Terimler ve Kavramlar
Diplomasi ve Dış Politikaya İlgisi Olanlar İçin Bazı Terim ve Kavramlar
Kadeş Antlaşması'ndan bu yana hayatımıza, özellikle siyasi ve dış ilişkilerimize konu olan diplomasinin kendi içindeki yerleşik, ortak dilinde kullanılan, kendine özgü, spesifik kelime, terim, anlam ve kavramlar bütünüdür.
LANGAGE DIPLOMATIQUE - DİPLOMATİK LİSAN
1.Diplomatik ilişkilerde kullanılan ifade tarzı.
2.(Lingua Franca) uluslararası ilişkilerde kullanılan dil.
Ortaçağ dönemlerinde Latince iken daha sonra Fransızca olmuş, İkinci Dünya Savaşından sonra İngilizceye geçmiştir. Ortaçağ İslam dünyasında diplomatik lisan Arapça, doğuda ise Çinceydi. Bugün BM'de benimsenen altı resmi dil vardır:
1- İngilizce
2- Fransızca
3- İspanyolca
4- Arapça
5- Rusça
6- Çince
Bonus: İlk diplomatik lisan Akadçadır.
FACILITATOR - NEGOCIATEUR (Kolaylaştırıcı, Arabulucu)
Savaş veya anlaşmazlık halinde bulunan iki ülkeyi yakınlaştırmak için çaba gösteren ve tarafların görüşlerini, bir diğerine ileten ülke veya şahıs. İnformel arabulucu, kolaylaştırıcı.
"Mediator" ile aralarındaki fark daha az resmi nitelik taşımaktadır.
BALKANIZE - BALKANISATION
Balkanizasyon, balkanlaştırma.
Bir bölgeyi parçalara bölerek ayrı ayrı milli varlıklar ortaya çıkarmak anlamında kullanılır. Osmanlı'nın parçalanmasında rolü olan, Balkanlar bölgesinin çok millet ve devletli yapısına atfen literatüre girmiştir.
UYGUN MEVSİM - UYGUN MEVSİMİ BEKLEMEK
Francesco Guicciardini'nin yaklaşımıdır.
Elverişli bir uluslararası konjonktürün oluşmasının, ilgili ülkelerde birbirlerine karşı olumlu yaklaşan yöneticilerin iktidara gelmesinin, anlaşma şansını artıracağı varsayımına dayanır.
ESPİYONAJ
Bir devlet adına, başka bir devletin askeri, siyasi, ekonomik, teknik ve diğer alanlarda gizli bilgilerini yasal olmayan yollarla aktarma.
Ülkelerin iç hukukunda bununla ilgili hükümler ve cezai yaptırımlar mevcuttur ancak diplomatik statüdeki yabancıların casusluk eylemlerinin tespit edilmesi halinde "istenmeyen kişi" (PERSONA NON GRATA) ilan edilerek, görev yapması imkansız hale getirilir ve sınır dışı edilir.
İlgili makale için: Espiyonaj (casusluk) işleri.. - Prof. Dr. Sait Yılmaz (abcgazetesi.com)
KONTRESPİYONAJ
Espiyonaja karşı koyma eylemi.
İlgili yazı için: kontrespiyonaj - #92883099 - ekşi sözlük (eksisozluk.com)
EX GRATIA - EX GRACIA
Yasal bir zorunluluk olmaksızın, iyi niyet belirtisi olarak, gönüllü şekilde yapılan.
EXTREMISIM
Aşırılık, köktencilik, bir ideolojiyi savunmada ifrat.
Herhangi bir siyasi hareketin aşırı yorumu.
EXTREMIST: Bir doktrin veya siyasi görüşe aşırı derecede bağlılığı bulunan kişi. Köktenci.
FLY A KITE - TA TER LE POULS
Nabız yoklama.
İLK VURUŞ YETENEĞİ
Orijinal dilinde first strike capability olarak adlandırılan, soğuk savaşın bize kazandırdığı strateji ve terimlerden bir diğeridir.
Soğuk savaş, yarattığı güvenlik algıları ve politik paranoya sebebiyle doğu ve batı bloklarını karşılıklı olarak bir nükleer silahlanma yarışına sürüklemişti. Nükleer silahların sahneye çıkması ve konvansiyonel askeri yaklaşımların geri plana itilmesiyle birlikte taraflar nükleer silah teknolojisini güvenlik yaklaşımlarına en üst seviyede entegre ediyor, hasım tarafa karşı avantaj sağlayabilecek nükleer vuruş kapasitesine erişmeye çalışıyorlardı. Söz konusu durum çılgınlık derecesine varan bir nükleer silahlanma yarışını hayata geçirmiş ve nükleer silahları merkezine koyan pek çok savaş doktrinine de hayat vermiştir ancak gerçeğe dönüşebilecek bir nükleer savaş, kazananı kim olursa olsun tarafların hepsinde muazzam ölçekli yıkımlar yaratabileceği için karşı tarafın saldırı kapasitesini maksimum düzeyde tahrip edecek, buna karşılık kendi zararını minimum seviyeye indirgeyecek yaklaşımlar üretilmesine neden oldu.
İlk vuruş yeteneği bu kapsamda; karşı taraftan kaynaklanması muhtemel kaçınılmaz bir tehdit veya sıcak çatışma durumunda düşmanın tüm nükleer vuruş kapasitesini etkisiz hale getirerek düşmanın misilleme yapma olasılığını ortadan kaldırma kabiliyeti olarak adlandırılabilir. daha yalın ifadeyle düşman refleks gösteremeden onun tüm saldırı kabiliyetini etkisizleştirebilme gücüdür. İlk vuruş yeteneği aynı zamanda ABD ve NATO'nun soğuk savaş stratejisi olan kitlesel karşılık doktrininin de temel kaynağını oluşturmuştur.
Zaman içerisinde ABD ve SSCB'nin karşılıklı olarak giriştikleri üslenme stratejileri, askeri teknolojilerin gelişimiyle alakalı olarak radar sistemlerinin, kıtalararası balistik füzelerin, nükleer başlıklarla donatılabilen deniz araçlarının ve uzun menzilli bombardıman uçaklarının yaygınlaşması nükleer vuruş noktalarını tüm küresel coğrafyaya yaymış ve ilk vuruş yeteneğini rafa kaldırmıştır. Bu durum aynı zamanda olası bir nükleer savaş durumunda karşılıklı yıkımın kaçınılmaz olduğu düşüncesini kuvvetlendirerek tarafları topyekün saldırılardan ziyade sınırlı ve esnek müdahale anlayışlarına yönlendirmiştir.
Alıntı: ilk vuruş yeteneği - #44248574 - ekşi sözlük (eksisozluk.com)
İKİNCİ VURUŞ GÜCÜ - SECOND STRIKE CAPABILITY
İkinci vuruş yeteneği. Nükleer güce sahip bir ülkenin, nükleer saldırıya uğraması halinde, karşı saldırı yapabilmeye muktedir olup olmaması durumu.
Nükleer saldırıda caydırıcı etkendir.
SALAMI TACTICS
İsminden anlaşıldığı üzere, salamı bir bütün halinde mideye indirmenin mümkün olmaması halinde, dilimlemek suretiyle, parça parça yemektir.
IR literatüründe en bilinen örneği, İkinci Dünya Savaşından Sonra Stalin'in Doğu Avrupa üzerinde SSCB'nin hakimiyetini adım adım yayma hareketidir.
SİYASİ (POLITICAL) HARAKİRİ
Kişi veya kurumları siyasi açıdan sona getirecek eylem ve fiiliyattır.
DİPLOMASİ İLE İLGİLİ SÖZLER
-"Ülkesi için yurtsever yalan söyleme sanatıdır."
AMBROSE BIERCE
-"Devletlerarası ilişkilerde sadece gücün hakim olmasını önlemek için medeniyetin yarattığı en iyi şeydir."
ALBERT DE BROGLIE
-"Bağımsız devletlerin hükümetleri arasındaki resmî ilişkilerde zeka ve taktik uygulamasıdır."
ERNEST MASON SATOW
-"Bir diplomat için yegane iyi ilke, ilke sahibi olmamaktır."
CHARLES MAURICE DE TALLEYRAND