Dönemlere Göre Değişen Güzellik Algısı
Dönemlere göre değişen güzellik algısını yakından tanıyalım...
Renkler, kıyafetler, fikirler gibi pek çok şey bir dönem moda olur ve modası bittiğinde yerine yenisi gelir. Bir dönem popüler olan güzellik algısı da diğer dönem yerini başka bir güzellik algısına bırakarak hep değişim göstermiştir. Hadi gelin beraber tarih içerisinde değişkenlik gösteren güzellik algısını inceleyelim.
Güzellik algısı aslında toplumsallık barındırır. Yaşanılan dönemdeki inançlara, değerlere, gelişmişliğe göre güzellik algısı da değişim göstermektedir.
Çok eski zamanlara gittiğimizde bizi Paleolitik dönem karşılar. Bu dönemde, kadınlar doğurganlığı sembolize ettiği için büyük göğüslü ve geniş kalçalı olarak tasvir edilmiştir.
Antik Yunan döneminde, güzellik algısı tanrısal ve mitolojik unsurlarla şekillenmiştir. Aşk ve güzellik tanrıçası Afrodit’in idealize edilmesi, bu dönemde güzelliğin dini ve mitolojik bir anlam taşıdığını gösterir. Yunan sanatında kadınlar genellikle büyük göğüsleri ve hafif balık etli vücutlarıyla tasvir edilmiştir.
Rönesans dönemine geldiğimizde ise kadınlar kilolu, küçük göğüslü ve ayva göbeklidir. Bu dönemde güzellik bir statü simgesi olmuştur. Beyaz tenli ve toplu kadınlar güzel olarak nitelendirilmiştir. Beyaz tenli olmayan kadınlar, güneş altında çalıştığı düşünülerek alt tabakadan sayılmıştır. Ayrıca kilolu olmaması da maddi durumunun yetersizliğinden dolayı beslenemediğine yorulmuş ve güzel sayılmamıştır.
Victoria Dönemi olarak bilinen 19.yüzyılda ise ince bel moda olmuş ve korseye olan talep artmıştır. Kadınlar rahatsızlık duysalar da güzellik uğruna bu dönemde korse takmışlardır. Kadınların bellerini sıkan bu korseler kadınlarda kum saati görüntüsü yaratmıştır. Ayrıca bu dönemde uzun saçlar moda olduğu için postiş kullanımı yaygındır.
1920’lerde kısa saç ve küçük göğüs moda olurken korsenin yerini daha esnek kemerler almıştır. Bu dönemde koyu göz makyajı ön plana çıkarken 1930-1940’larda sarışınlık ve kızıllık ve daha sade makyaj ,1960’larda ise 0 beden, takma kirpikler, mini etekler moda olmuştur. 1980’lere gelindiğinde vatkalı kıyafetler moda olduğu için geniş omuzlar ön plana çıkmıştır.
2000’lerden bugüne geldiğimizde ise zayıflık , güzellik algısının önemli bir parçası haline gelmiştir. Düz karın bölgesine sahip, dolgun göğüslü ve kalçalı kadınlar güzel kategorisine girmişlerdir. Günümüzde estetik ve cerrahi operasyonlar yaygınlaşmış, güzellik algısı, dışsal müdahalelerle daha fazla şekillendirilir hale gelmiştir.
Görüldüğü üzere güzellik algısı sabit bir şey değildir, dönemin toplumsal değerlerine, inançlarına göre tarih boyunca değişmektedir. Bu geçici güzellik algılarına kapılmadan, kendimizi olduğu gibi kabul etmek ve farklılıklarımızla var olmak önemlidir. Her bireyin kendine özgü özellikleri ve kişiliği, dünyayı daha anlamlı ve zengin kılar.
Kaynakça:
Erdağ,Ö. Değişen Güzellik Algısı ve Etkileri
Işıkören, N. D. (2015). Kadın İmgesi ve Tarih Boyu Değişimi. Sanat ve Tasarım Dergisi, (16), 115-131.