Dünden Bugüne Kültür Sözcüğü
Kültür sözcüğü, zaman içerisinde farklı anlamlar taşıyarak bugüne kadar taşınmıştır.
Kültür, insanlık tarihinin en temel kavramlarından biridir ve anlamı zaman içinde evrilmiştir. Latince kökenli bir kelime olan cultus ve cultura, ilk başta tarımla ilgili kavramlar olarak ortaya çıkmış, ardından insanın hem doğal hem de toplumsal hayatını şekillendiren bir olguya dönüşmüştür. Kültürün evreleri, farklı dönemlerde farklı anlamlar yüklenmiş olup, bu kavram zaman içinde toplumsal ve bireysel yaşamı ele alacak şekilde genişlemiştir. Kültür sözcüğünün evrelerine odaklanarak, bu evrimin nasıl gerçekleştiğini incelemek önemlidir.
Colere
Kültür kelimesinin ilk anlamı, Latince colere fiilinden türetilmiştir. Colere, "toprağı sürmek, işlemek, bakmak" anlamına gelir. Bu evrede kültür, doğayı işleme ve insanın tarımsal faaliyetlere olan bağlılığını ifade eder. Tarım toplumlarının temel faaliyetlerinden biri olan toprak işleme, insanın doğa ile olan ilişkisini düzenlemeye yönelik ilk adım olmuştur. Bu dönem, insanın doğa üzerinde fiziksel bir etki yaratmaya başlamasıyla kültürün ilk biçiminin temellerini atmıştır. Ziya Gökalp’in Türk düşünce tarihinde “hars” olarak kullandığı bu terim, aynı zamanda “tarla sürme” anlamına gelmektedir ve kültürün toprakla olan bağlantısını vurgular.
Colonus
Kültür kelimesinin ikinci evresi, colonus kavramı ile ortaya çıkar. Colonus, bir yerin yurt edinilmesi, iskan edilmesi anlamına gelir. Bu evre, insanın sadece doğa ile ilişkisini değil, aynı zamanda toplumla olan bağlarını da içerir. İnsanlar, toprakla olan bağlarını daha organize bir şekilde kurarak yerleşik hayata geçmeye başlamışlardır. Tarımın gelişmesiyle birlikte, bireyler belirli yerleşim alanlarında yoğunlaşarak, kültürel gelişim için daha elverişli koşullar yaratmışlardır. Bu dönemde kültür, sadece doğayı işlemekle kalmaz, aynı zamanda insanın toplumsal yapıları ve yaşam biçimlerini oluşturması için de temel bir kavram haline gelmiştir.
Cultus
Cultus, kültür kelimesinin üçüncü evresi olarak, "iyi bir yaşam tarzı" anlamını taşır. Bu anlam, antik Roma dönemine dayanır ve kültürün bireylerin yaşam biçimleri, alışkanlıkları ve değerleriyle ilgili bir kavram haline gelmesini simgeler. Cultus, sadece tarım ve yerleşimle ilgili değil, aynı zamanda bireysel gelişim ve toplumsal düzenin bir parçası olarak da anlaşılır. Bu dönemde kültür, insanın manevi ve fiziksel yaşamını, etik değerlerini ve toplumsal normlarını kapsayan geniş bir çerçeveye oturmuştur. Bu kavram, günümüzde de bireylerin yaşam kalitesi, ahlaki değerleri ve toplumsal normlarla ilgili tartışmaların temelinde yer almaktadır.
Cultura
Cultus ve cultura arasındaki ilişki, kültürün dördüncü evresini tanımlar. Cultura, doğanın işlenmesi, bireyin eğitimi, pedagojik, bilimsel ve sanatsal eğitim gibi daha geniş anlamlar taşır. Bu evrede kültür, hem doğayı hem de insanın düşünsel, duygusal ve sanatsal gelişimini içerir. Kültür, sadece fiziksel çevreyi şekillendirmekle kalmaz, aynı zamanda insanın zekâsını, sanatını ve bilimini de geliştirir. Eğitim ve öğretim, kültürün şekillenmesindeki en önemli unsurlar arasında yer alır. Bu dönemde kültür, sadece tarım ve yerleşimle sınırlı kalmayıp, insanın bilgiye olan erişimini ve bu bilgiyi nasıl kullanacağını da kapsar.
Antik Roma’nın önemli düşünürlerinden Cicero, kültür kavramının evriminde önemli bir adım atmış ve bu terimi iki şekilde ayırmıştır: cultura agri (toprağın işlenmesi) ve cultura animi (insanın tıpkı bir toprak gibi işlenmesi). Bu ayrım, kültürün sadece fiziksel doğa ile ilgili olmadığını, aynı zamanda insanın zihinsel ve manevi yönlerine de etki ettiğini gösterir. Cicero’nun bu ayrımı, kültürün çok yönlü bir kavram olarak daha derin bir şekilde anlaşılmasına olanak sağlamıştır. Cultura animi anlayışı, insanın içsel gelişimi, düşünsel kapasitesi ve estetik değerlerle bağlantılıdır.