Dünyayı Kurtaran Bir Adam Ne Hakeder?
Her kahraman çok özverili ve tok gözlü olmak zorunda değil ya. Ya bir gün dünyayı kurtaran biri bizden büyük bir talepte bulunursa?
Olur ya bazen yakın bir arkadaşınızla yarı ciddi bir konudan konuşurken o konu açılır, değişir, gelişir, başka yönlere sapar ve bambaşka bir şey olur. Muhtemelen süper kahramanların hak ettikleri maaşları bundan başka bir şekilde konuşamayız. Hatta direkt bir kişi böyle bir konu açmaya çalışsa, zaten insanlık görevimiz ve bunun için karşılık mı istenir der konuyu anında kapatırız. Ancak bunlar önemli konular, konuşmamız, fikir sahibi olmamız gereken konular.
Varsayalım ki haklarında yüzlerce film çektiğimiz uzaylılar gerçekten varlar, gerçekten de dünyayı istila edecekler. Milyonlarca ışık yılı öteden araçlar yapıp gelebilmiş bir uygarlığa karşı savaşacak gücümüzün olmadığı tahmin edilebilir. Mucizevi bir kahraman ortaya çıkarsa ancak bizi kurtarabilir. Senaryodaki boşluklar istenen şekilde doldurulabilir ben ileri sarıyorum. Varsayıma devam edelim, birisi, tamamen rastgele bir kişi, adına hiçbir Türkçe isim sahibi vatandaşı zan altında bırakmamak için X diyelim, dünyayı tek başına kurtarmaya başardı. Alkışlar, tebrikler, kutlamalar, dünya sana minnettar
ifadeleri her yandan yükseliyor. Bütün dünya yaşanan krizin ardından çıkan bu kahramana karşı dile benden ne dilersen modunda.
Peki ya adam ben olmasam hiçbiriniz şu an yoktunuz der, hepiniz dile getirdiğiniz gibi bana minnettarsınız, bana borçlusunuz, hakkım da ödenmez der ve dünyada var olan her mal ve hizmetten istediği gibi sınırsızca faydalanmayı hak ederse, o zaman ne olacak? İstediğini verecek miyiz? Ben de çok sevdiğim bir yakınımla konu konuyu açan bir sohbette bu soruya ulaştım. Garip bir soru olarak göründü gözüme.
Garip, çünkü bütün dünyayı kurtaran bir adam elbette bunun karşılığını almalı, üstelik her şeye sahip olmak da istemiyor ve bu taraftan ele aldığımızda lafı mı olur kardeşim diye cevap veresi geliyor insanın. Ancak diğer taraftan bakınca bu talep, üstelik bu seviyede bir saygınlık ve güç sahibi olunduğunda, toplumsal anlamda kabul ettiğimiz sınırlamalardan da kendini soyutlamayı içeren bir talep. Her mal ve hizmetten sınırsızca yararlanmak? Ek madde veya bir koşul yok. Kullanmak istediği hizmet, yerel saygı anlayışlarımızı veya gelenek göreneklerimizi görmezden gelebilir, kullanmak istediği mal, bizim sahip olduğumuz ve bizim için çok değerli olan bir eşyamız olabilir. Daha manevi açıdan baktığımızda da aynı ikilemi görüyoruz. Bu kahraman tam bir Robin Hood olup bu sınırsız yararlanma hakkı ile dünyaya eşi benzeri olmayan bir eşitlik de getirebilir, bir tür tiranlık da yapabilir.
O zaman sınırlandıralım dersek, hayır sen bunu hak etmiyorsun demiş olmaz mıyız? Bunun altında yatan gizli bir bizim hayatlarımız aslında o kadar da değerli sayılmaz
anlamı da olmaz mı? Nankörlük etmiş sayılmaz mıyız? Ben sorduğum her soruya Evet. Ama...
cevabını veriyorum ve o ama asla devamına kavuşamıyor.
Sonuca bağlayamamış olsam da zaten sonuca bağlayabilmiş olsam muhtemelen dünyada hiçbir ahlaki ikilem kalmamış, güllük gülistanlık yaşıyor olurduk. Amacım varsayımsal absürt bir konu olsa bile üstüne düşünülecek bir şey ortaya atmaktı. Umarım başarmışımdır, cevabı verecek olan elbette sizlersiniz.