Düşünce Tarihinin İlk Bilim Kadını: Hypatia

Platon'un ruhu, Afrodit'in bedeni...

1600 yıl önce İskenderiye’de düşünceleriyle ve cesaretiyle adından söz ettiren Hypatia; matematik, fizik, astronomi ile ilgilenen ve yaşadığı dönemin sınırlarını aşan konuları öğreten bir kadındı.

Tarih onu sayfalara “Platon’un ruhu, Afrodit’in bedeni” olarak yazmıştı çünkü o sorular sorarak, araştırarak ve kuşku duyarak bilimin kapılarını aralayan aynı zamanda güzelliğiyle göz kamaştıran bir bilim insanıydı.

“Kapımızın önündeki şeyleri anlamaya çalışmak daha ötelerde yatanları anlamak için en iyi hazırlıktır.”

Dünya’nın Güneş’e belli dönemlerde daha yakın ya da uzak oluşu Hypatia için üzerinde durulması gereken gizemli bir konuydu. Onun için Dünya'yı olduğu gibi görmek problemleri çözmek için önemli bir adımdı. Burada bahsedilen yalnızca bilimsel olarak değil; geleneksel ve kültürel anlamda da dünyayı olduğu gibi görmektir.

“Tarihe bakıldığında gördüğümüz ilk şey hâlâ aramızda yaşayanların korkmadan düşünenler olmasıdır.”

“Yanlış da olsa düşünmek hiç düşünmemekten daha iyidir.”

Hypatia, insanın hayata karşı duruşu üzerine de önemli öğretilere sahipti. İskenderiye’de bir kadın düşünüyor, öğrettikleriyle bilime ve insanlığa ışık tutuyordu. Yaşadığı dönem, düşünebilen ve üretken bir kadın olmayı baskı yoluyla susturan karanlık bir dönemdi. O her gününü son günü gibi yaşardı ve bunu bilerek yaşamak zorundaydı ancak düşüncelerini açıklamaktan vazgeçmiyor ölüm tehditleri onu yıldırmıyordu. Onun için insan sahip olduğu korkuyla ve korkularının üzerine gitmedikçe yaşayamazdı. Hypatia’dan söz ederken cesaretinin üzerinde durulmasının sebebi de işte budur.

“Tanrı her birimizin yüreğinin derinliklerine hakikatin, doğruluğun gölgelerini bıraktı ve bunları yeniden yeşertmek ve bilgelik ışığında parlatmak gerekiyor, sadece tıpkı bir meyvenin etli kısmının kabuğundan çıkarılması gibi.”

İnsanlığın yüz yıl geriden gelmesine neden olduğu söylenilen İskenderiye Kütüphanesi’nin yakılması ve Hypatia’nın vahşice öldürülmesi aynı dönemde yaşanan iki karanlık olaydı. Dogmatik inançlara bağlı bu yıllardan günümüze kadar adını duyuran Hypatia, kadınların özgür düşünebilmesinin önü açılırsa başarılı olabileceğinin ilk örneğiydi. Özgürlük anlayışı düşünmekti ve bugüne geçmişten gelen bir ışık oldu, olmaya da devam ediyor.