HYPATIA: İNANMADAN ÖNCE SORGULA

Düşünce biliminin ilk bilim kadını ve hayatımıza ders niteliğinde alabileceğimiz sözlerini sizlerle paylaştım.

Düşünce tarihinin ilk bilim kadını olarak tarihe adını yazdıran Hypatia hakkında neler biliyorsunuz?

Geçtiğimiz haftasonu Kırmızı Kedi kitabevini gezerken Destek Yayınlarının Hypatia Yanlış Da Olsa Düşünmek Hiç Düşünmemekten Daha İyidir isimli kitabını gördüm ve üzerindeki Düşünce Tarihinin İlk Bilim Kadını yazısı dikkatimi çekti. Arka kapağı ise daha da çarpıcıydı ki onu yazımın devamında sizlerle paylaşacağım.

Hypatia, Yunan filozof, matematikçi ve astronumdur ve İskenderiye Kütüphanesi'nde felsefe, matematik ve astronomi üzerine dersler vermiştir. Alanında her geçen gün kendini daha da geliştirebilmek için araştırmalar yapıp eğitimler vermiş ki bu da ismini günümüze kadar yaşatmasında önemli bir etken olmuştur.

Bugün sizlere Hypatia'nın söylediği birkaç söz üzerinden analizlerimi yapmak istiyorum. Belki bunları hayatlarımızın bir kısmında kullanabiliriz ve onun gibi düşüncelerimizi savunabiliriz. :)


"Düşünme hakkınızı saklı tutun çünkü yanlış da olsa düşünmek hiç düşünmemekten daha iyidir."

Düşüncenin bir cinsiyeti yoktur, insanlar arasında cinsiyet farklılıkları olsa bile konu düşünceye geldiği zaman burada hiçbir ayrım yoktur. Bir düşüncenin desteklenmesi ve kabul görmesi için onu bir erkeğin söylemesine gerek yoktur ki Hypatia da bunu savunuyordu.

Hypatia, öğrencilerine babasından öğrendiği bir sözle ders veriyordu, "düşünce hakkını saklı tut".

Ona göre düşünmenin cinsiyeti yoktu. Dogmatik inançlarla yolunu kaybetmiş bir toplumun hiçbir şeye faydası olmadığını da biliyordu. Bundan dolayı öğrencilerinin akılcı ve mantık çerçevesi içerisinde düşünmesini ve buna göre kararlar alması gerektiğini savunuyordu.


"İçimizdeki zeka ve yıldızların gücü doğumumuzdan başlayarak durumumuzu, ruh halimizi ve kişiliğimizi belirler."

Her insan "Nasıl Yaşanır?" sorusunu bir yerde kendisine sormuştur veya soruyordur. Hypatia ise bunun aksine "Nasıl Yaşanmaz?" sorusunu sorup buna yanıt bulmaya çalışıyordu.

Hypatia'ya göre bir insan korkuyla yaşayamaz. Sahip olduğu korku onun yaşamına engel olur ve yaşamını bir başkasının düşüncelerine bağlı olarak yaşayamaz. Bir insan hayatın içine yönelmedikçe, korkularından sıyrılıp kendini serbest bırakmadıkça, geleneklerden uzaklaşmadıkça ve en önemlisi geçmişine bağlı kalıp geleceğe bakmadıkça yaşamış sayılmaz. Bunları yapmayan bir insanın bitkiden bir farkı yoktur.

Hypatia'nın tarihe geçmesindeki en büyük etken, gerçekten yaşayabilmesiydi. Cesaret edip sesini duyurabilmiş, araştırmalarını tüm dünyaya gösterebilmiş ama en önemlisi kadın olarak kendisini dünyaya tanıtabilmiştir.

"Kimse senin gibi düşünmese bile doğru olduğuna inandığın şeyi yapmayı bırakma."

Hypatia'nın bu felsefesindeki temel amaç, insanın pes etmeden doğru olduğuna inandığı şeyin peşinden koşması ve bunun üzerine çalışıp çabalamasıdır. Babası tarafından bu disiplinde yetiştirilen Hypatia, yaşamı boyunca da bunu savunmuş ve bu uğurda çalışmıştır. Kadın olduğu için söyledikleri engellenmeye çalışılsa da kendi bildiğinin doğru olduğuna inandığı sürece çalışmaktan hiç vazgeçmemiş ve dönem şartları her ne olursa olsun sesini duyurmaya çalışmıştır.

Hypatia, herkes onun delirmiş olabileceğini düşünürken çalışmaktan ve düşünmekten asla vazgeçmedi. İnsanlar kütüphaneleri yakarken o canı pahasına kitapları kurtarmaya çalıştı ve birkaç tanesini kurtarmada başarılı oldu da. Yaşadığı karanlık çağa güneş gibi doğmuştu ama karanlık zihniyet bu güneşi söndürdü ve onu işkencelere maruz bırakarak öldürdü. Bir kadının düşünce tarihine yapacağı katkıları engelleyerek insanlığı tahmin edemeyeceğimiz kadar geriye attılar ve karanlıkta bize umut olabilecek bir ışığı söndürdüler. Belki onun gibi bilmediğimiz, kadın erkek farketmeksizin, öldürülen birçok insan vardır.

Ben, bugün henüz yeni bitirdiğim bir kitabın etkisinde kalarak bu yazıyı yazdım ve kesinlikle herkesin bu kitabı okumasını tavsiye ediyorum. Kitabı okuyan veya yazıma katkıda bulunmak isteyen olursa da memnuniyetle yorumlarda konuşabiliriz. Görüşmek üzere :)