Duygusal Zekaya Ulaşmak

Birey kararlarını duygusal zekaya dayanan deneyimlerine, güdülerine bakarak alır ya da almalıdır.

Duygusal zekanın hem kariyer anlamında hem de özel hayatta kurulan ilişkiler bağlamında başarı sağladığı araştırmalarla kanıtlanmış bir gerçektir. Entelektüel zekanın başarı için tek başına yetmediği duygusal zekanın da bireyde gelişmiş olması gerektiği savunuluyor yapılan araştırmalarda. Çünkü insanı şekillendiren ve var eden niteliklerin çoğu duygusal zekadan gelir. Birey kararlarını duygusal zekaya dayanan deneyimlerine, güdülerine bakarak alır ya da almalıdır.

Sosyal hayatta sağlıklı iletişim kurabilmek için bireyin önce kendisini bilmesi, tanıması, kendisiyle bağ kurması gerekir. Çünkü çevremizle kuracağımız sağlıklı tüm ilişkiler bununla bağlantılıdır. Sınır koymak, baskılara karşı vereceğiniz tepkilerin bilinir olması, karşıdaki kişinin size karşı kullanacağı üslup gibi noktalar kendimizi tanımamızla ilgilidir. Duygusal zekanın kişisel yetkinliklerinin başında da bu geliyor. Kendini tanımak, kendinle kuracağın bağ ile mümkündür. Neye sevinirsin? Seni ne üzer ya da ne rahatsız eder? Şöyle bir durumla karşılaştığında nasıl tepki verirsin? Duygusal anlamda farkındalık kazanmak özgüveni de beraberinde getirir. Kendi değerleri, sınırları bu şekilde çizilmiş olur. 

Kendi zayıf ve güçlü noktalarımızı bilmek kişisel yeterliliği sağlamanın devamında gelen diğer noktalardan bir başkasıdır. Yaşanılan olumsuz durumlardan ders çıkararak yeni bakış açılarına sahip olur birey. Özgüveni de bu şekilde kendinin farkına vararak gelişir. Gelişir diyoruz çünkü özgüven doğuştan kazanılan değil, geliştirilebilir bir özelliktir. Çocuklukta yaşanılan travmalar ya da duygusal anlamda eksik büyümek özgüvensizliği ortaya çıkabilir. Bunu kazanmak için de tüm olup bitenin farkına vararak, bunu kabullenerek değişim için harekete geçmek gerekir. 

Kişisel yeterliliğe ulaşmak için önemli bir diğer nokta ise insanın kendisini yönetmesidir. Yani duyguları kontrol etmek, duygusal tepkilerle baş edebilmek ve onlar üzerinde hakimiyet kurmaktır. Güvenilir olmak, etik kuralara uymak, tutarlı olmak, vicdana sahip olmak, farklı durumları birbirinden bağımsız şekilde değerlendirme olgunluğuna sahip olmak, problem değil çözüm odaklı olmak, kriz yönetimine sahip olmak, uyumlu olmak gibi kişisel yetkinlikler de bireyin kendisini tanıması, fark etmesi ve karşıdaki kişiye fark ettirmesi için önemli özelliklerdir.

Kişisel yeterliliğin ve sosyal yetkinliğin en güçlü noktalarından biri de empatidir. Öncelikle kendimize karşı empati duygusunu geliştirmek önemlidir. Çünkü kendimizle kurmamız gereken bağı kuvvetlendirir. Yaşadıklarımıza karşı kendimize şefkatli yaklaşmamız sorunu çözmemize yardımcı olur. Öncelikle kendimizle geliştiriyor olmamız bencilliğin bir göstergesi değildir. Unutulmamalıdır ki eğer önce kendimizi iyi hissedersek çevremizle de o kadar iyi oluruz. Çevremizdeki her canlıya karşı empati kurmak, kendimize zarar verecek derecede olmadan, anlayışla yaklaşarak gerçekleşmelidir. Saygı duyarak, yargılamadan anlamaya çalışmak empati geliştirmenin en doğru yoludur.

Yüksek duygusal zekaya sahip bireyler, sözlü iletişimde olduğu gibi sözsüz iletişimde de iyilerdir. Duygularını mantık ile dengeler. Motivasyon konusunda zorluk çekmezler. Duygularını tanımlama ve ifade etmede sıkıntı yaşamazlar. Kurdukları ilişkiler daha sağlıklıdır. Sorumluluktan kaçınma davranışı göstermezler. Her problemin bir oluru vardır yaklaşımını benimserler. Sorunlara takılmazlar, çözüm için çabalarlar. Düşük duygusal zekada ise bireyler, duyguları konusunda daha hoyrattır. Kendine yabancıdır. Sorun olduğunda başkalarını suçlayıcı tavırlar sergiler. Yargılayıcıdır. Duygularını ifade etmek yerine birilerinin onu davranışlarıyla anlamasını bekler. Başkalarının duyguları konusunda duyarsızdır. Empati kurmaz, uyumsuzdur. Kötümserdir.

Aslına bakılırsa yüksek duygusal zekaya tamamen sahip olmak bir ütopyadır. Ancak bu zekanın geliştirilebilir olması daha iyi bir dünya, daha iyi bir iletişim ve ilişki için umut vericidir. Herkes duygusal zekaya sahip olamaz çünkü o zaman yaşam tek düzeden ibaret olurdu ama ona ulaşmak için çabalamak kendimizin en iyi versiyonunu yakalamamızı sağlar. Bu versiyonlar ise hiç bitmeyecek bir serüvendir Bu serüvene çıkarken yapmamız gereken ilk adım kabullenme davranışıdır. Önce kendimizi, sonra ortamımızı, çevremizi, yakınlarımızı ve şartlarımızı. Çünkü kabullenmek daha sonra hangi adımı atmamız gerektiği hakkında ipucu verir. Kabullenmek şartları değiştirmek için farkına varmamızı sağlar. En iyi versiyonumuzu oluşturmamızı, duygusal zeka yetkinliğimizi arttırmamız için harekete geçmemize neden olan sihirli kelimedir. Her an her dakika değişen dünya içinde kendi gelişimimizi, dönüşümümüzü, kişisel yeterliliklerimizi geliştirmemizi sağlayacak, bizi özgüvensizlik çukurundan çıkaracak sihirli kelime, kabullenmek.