Ebeveynliğin Sınavı Yok Mu?

Yetişkin ve evli her birey ebevyn olmaya uygun mudur? Kimler ebeveyn olmalıdır?

İnsan, soyunu devam ettirebilmesi için üremesi gerektiğini hepimiz biliyoruz ama üremek herkes için uygun mudur? Herkesin de soyunun devam etmesi gerekir mi? Etmezse ne olur yani? 

Özellikle bizim toplumumuzda evlenen her çifte ‘’Ne zaman çocuk yapıyorsunuz?’’ diye sorulur. Dünyaya bir insan getirmek biyolojik açıdan sağlıklı olan bir kadın ve bir erkeğin yapabileceği bir eylemdir ama psikolojik açıdan neden üstüne düşünülmüyor? 

Her şeyden önce bence evli olan bir çifte bu sorunun sorulması çok ayıptır. Bir kere evli olunca aile oluyorsunuz ki ‘’evlilik cüzdanı’’ diye bir şey var. ‘’Aile’’ olabilmek için ille de bir çocuğa ya da çocuklara gerek yoktur. Yani çocuk aileyi oluşturan bir unsur değil, ailenin bir parçasıdır. Öyle söylendiği gibi de evliliği kurtarma gücüne de sahip değildir. Zira kıvamı koyu olan bir çorbayı suyla açmıyorsunuz. Ayrıca her çift dünyaya çocuk getirme gibi bir düşüncesi olmayabilir ve bence bu çok doğaldır. Bu tarz sorularla insanların özel hayatlarına karışmanın oldukça yersiz bir davranış olduğunu düşünüyorum.  


Dünyaya bir insan getirmenin inanılmaz derecede büyük bir sorumluluk olduğuna inanıyorum. Hatta daha da geri gidersem, insanlar nasıl bir birbiriyle hayatlarını birleştirme sorumluluğuna giriyorlar da sonra da bir insanı büyütme, yetiştirme ve topluma kazandırma sorumluluğunu alabileceğini düşünüyorlar anlayamıyorum, vallahi. Haydi, diyelim ki çiftlerden birisi kendini ebeveyn olmaya uygun gördü, peki karşısındaki insana nasıl güvenebiliyor?  

Dünya bu denli kötü bir yerken ve daha da kötüye giderken nasıl oluyor da nüfusa bir kişi daha katmak fikri akla geliyor?  

Bence dünyaya bir çocuk getirmeye karar verdiyseniz önce ekonomik durumunuzdan emin olmanız gerekir. Hem de o anlık ya da birkaç aylık değil uzun bir süreli ailenizin ekonomisini tahlil etmeniz gerekir. Görüldüğü üzere her şey pahalı bir hal alıyor.  

Ekonomi maddesine tik attık diyelim. Peki yeterince olgun musunuz? Yani kendinizden başka birisinin sorumluluğunu alabileceğini düşünüyor musunuz? Duyduğuma göre hiçbir sorumluluğa benzemiyormuş çünkü. Ertesi gün, sabah 6’da kalkıp işinize gidecek olsanız bile derdini anlatamayan o minik insanın neden ağladığını anlayabilmek için saatlerce uykusuz kalabilir misiniz? Kışın gitmekten çok hoşlandığınız kayak tatillerinizi bebeğiniz hasta olur diye aklınızın ucundan bile geçirmeyebilir misiniz? Kendinizle baş başa kalmak için ayırdığınız o zamanları çocuğunuza bakacak kimse yok diye kendinizden feragat edebilir misiniz? Her şeye tamamsanız sıradaki sorum geliyor. İçinizdeki okyanusta büyüyen canlı için kendi bedeninizin genişlemesine göz yumabilir misiniz? ‘’Fit’’ kalıptan çıkmaya hazır mısınız?  

Zaman ayırmak için en önemli faktörlerden bir tanesi. Çocukluğunda ihmal edilen bireylerin yetişkinliklerinde de çevresine yeterli önemi vermediğini düşünüyorum. Değerli olduğunu hissetmesi gerek bir çocuğun. Bunun da ancak sevgi ve zamanla olacağına inanıyorum. Kaldı ki, siz okul öncesi dönemde, uyumadan önce kitap okumadığınız, okul döneminde günün nasıl geçtiğini sormaya tenezzül etmediğiniz bir çocuğu neden dünya getirme zahmetinde bulunuyorsunuz ki? 


Özellikle kız babalarında şu var (mış). Ergenlik ile birlikte aralarındaki iletişim zayıflıyor ve babalar, beraberinde sevgisinde göstermemeye başlıyormuş. Baştan aşağı yanlış bulduğum bir tutum. Evet, ergenlik çağıyla birlikte bireyler, ebeveynlerinden uzaklaşmaya başlar ama bu ebeveynlerin, çocuklarının üzerindeki sevgi ve ilgiyi çekmelerini gerektirmez. Sizler, her ne kadar onlara koşulsuz ve her şartta, her zaman sevebileceğinizi dile getirseniz de onlar sizin gibi düşünmeyebilirler.  


Eğitim her konuda çok önemlidir. Top 5 okullara gönderin oradan sonrası da zaten yurtdışı diye bir alışılageldik laflar etmeyeceğim. Okul eğitiminin yanında siz çocuğunuza ne kadar eğitim veriyorsunuz? Evet, çocuklar gördüklerini uygularlar fakat bazı şeylerin hem anlatılması hem de uygulanması gerektiği kanısındayım. Örneğin, ‘‘Paylaşmak nedir? Hangi insanlarla iletişim kurulmaz? Sofrada nasıl yemek yenilir? Görgü kuralları nedir?’’ oturup, konuşulup anlatılması gereken konular. 

Hayatının her alanında ve her zaman onunla birlikte olamayacağınızın bilincinde olun ve bunu ona da öğretin ki hayatta en önemli şeyin ‘’kendine güvenmek’’ olduğunu bilsin. Böylece siz, bu dünyadan gittiğiniz de ya da yanında olmadığınız anlarda veya anda kendini yarım, eksik hissetmemeyi öğrenmiş olur. Zira dünyaya bir ‘’birey’’ getiriyorsunuz.  

Gördüğüm ve anladığım kadarıyla ‘’çocuk yapma’’ konusu öyle bir kez değil, bin kez düşülmesi, tartışılması gereken bir konu.  

İnsanlar, bana kardeş istemiyorsun diye sorduğunda ‘’Allah isteyene versin o çocuğu.’’ derdim. Allah, ‘’gerçekten’’ o sorumluluğu alabilecek ve vicdanı olan olgun insanlara çocuk versin.