Erkeksiz Kadınlar ve İran'da 'Yeni Bir Yol Bulmak: Özgürlüğe Doğru'

Erkeksiz Kadınlar, İran rejimi baskısından meyve bahçesine sığınan dört kadının yarı gerçekçi yarı metaforik hikâyesini anlatıyor.


Erkeksiz Kadınlar, 1953 İran'ında, Şah'ı yeniden başa geçirme amacıyla çıkarılan CIA destekli darbenin ardında özgürlükleri için  direnen, toplumun farklı kesiminden dört kadının sürrealist bir bahçede içiçe geçen hikayesini anlatıyor

Film, Amerikan ve İngiliz birliklerinin demokratik olarak seçilmiş başkan Musaddık’ı devirip, Şah’a yeniden iktidar kurdurduğu 1952 İran Darbesi’nin arka planında geçiyor. Bu müdahale, 1979 İslam Devrimi ile Ayetullah Humeyni’nin iktidarı ele geçirmesiyle sonuçlanacaktır.

Rejimi sarsan tarihi bir dönem, devrim öncesi kadınların bireysellik arayışlarının, yalnızlıklarının, düş dünyalarının, rüyalarındaki bilinçaltı imgelerinin masalsı anlatımıyla birleşiyor.  Genç bir fahişe, sevgisiz bir evliliği olan asi ruhlu bir kadın, politik bir aktivist ve geleneksel genç bir kadın, toplumsal gerçeklik ile hayal arasındaki sarsıcı kopukluğu gidermek için hayale ve sessizliğe sığınır. Cenneti andıran meyve bahçesi, dayanışmanın hayali bir temsili olur. Bahçe, sanki İran'ın kayıp jenerasyonu için korunaklı bir sığınağın simgeleşmiş halidir. Filmdeki kadın karakterler arasında net sınıf ayrımları olmasına rağmen filmin sonuna doğru bu ayrımlar tamamen silikleşir. Kadınlar Karaj’da bir araya gelerek, kadın düşmanlığının, dine bağlılık, barbar insan dışılığın, vatanseverlik kisvesine büründüğü bir ortamda hayatta kalmak için verdikleri mücadelede birbirleriyle eşitlenirler.



Yönetmen Shirin Neshat, yoğun estetize edilmiş büyülü gerçekçi hikâyesi Erkeksiz Kadınları, Kazablanka’daki sürgündeki İran’lı aktörlerle çekti. Shirin Neshat bir röportajında “İran geleneğinde meyve bahçesinin, dönüşümü temsil ettiğini” ifade eder. Erkeksiz Kadınların bahçesi, yaklaşmakta olan siyasi ve dini zorbalığa kendi umutsuz yöntemleri ile direnen kadınların  feminist cennet bahçesidir.


Shirin Neshat, fotoğrafçılıkla da ilgilenen bir yönetmen. 1957’de İran’ın Kazvin şehrinde doğar. 1979 Devrimi sırasında Kaliforniya’da sanat eğitimi almak üzere İran’dan ayrılır. Fimlerinde, Müslüman toplumların sosyal, politik, kültürel sorunlarının cinsiyet ilişkileri ile ilgisini konu alır. Bir röportajında 11 Eylül’den hemen önce ‘cennet konusuna oldukça takıntılı hale geldiğini’ ve bir bahçeyi konu alan bir film yapmayı düşündüğünü söylemiştir. 11 Eylül’den sonra İran’a dönme romantizmini yitirdi ama iç dünyası hep cennet imgelerine tutundu. Cennet ve bahçelerle ilgili hayalleri onu Parsipur’un, Touba ve Gecenin Anlamı ve Erkeksiz Kadınlar romanlarına götürdü. Erkeksiz Kadınlar romanı, sanatçıya zihninde canlandırdığı imgelerle çok uyumlu geldi.

Parsipur, İran tasavvufundan etkilenmiş, şiirsel yazımı ve tasvirleri güçlü bir yazardır. Film, kitabın şiirsel anlatımını, tablovari kareler ile görselleştirir. Film görsel olarak çok güçlü ve mistiktir. Munis, Faezeh, Zarin ve Fakhri’nin iç dünyası melankolik ve görkemli bir dille aktarılır. Estetik açıdan bakıldığında Shirin Neshat ve filmin görüntü yönetmeni Martin Gschlacht, ışık ve rengi (özellikle mavi ve beyaz renkleri) ruhani bir etki yaratmak için kullanmışlardır. Yüzleri olmayan adamların halüsinasyonları ve hayata geri dönmeleri gibi olağanüstü gerçek üstü deneyimler, filmde mavi ve beyaz renklerle bütünleşir. Meyve bahçesi sessiz ve huzurludur.


Dışarda, erkeklerin yönlendirdiği kaostan özgürleşmiş bir alandır. Filmde sessizliğin kullanımı, kadınları telkin eden ve güç veren bir rol üstlenir; varlığından kimsenin haberdar olmadığı bir meyve bahçesinde onlara güvenli bir alan açar. Güvenli alan erkeklerin mekana dahil olmasıyla yıkılır. Bu kasıtlı saldırı, ataerkil toplumlarda kadınlar için inşa edilen hapishanelerin kaçınılmazlığını vurgular. İran’daki kadınlara yönelik baskının gücü karşısında kadınları bekleyen ya ölümdür ya da siyasi gösterilerin kaosundan ve ata erkil düzenin şiddetinden uzaktaki meyve bahçesine kaçış...

Erkeksiz Kadınlar, dönem İranı’nın çağrıştırıcı ve güçlü bir şekilde çizilmiş bir alegorisini yaratmakta.



Not: 'Yeni Bir Yol Bulmak: Özgürlüğe Doğru' filmden alıntıdır.