Everything Everywhere All at Once Analizi

Dan Kwan ve Daniel Scheinert’in yönetmenliğini ve senaristliğini yaptıkları Everything Everywhere All at Once, başka hayatların aynı anda nasıl yaşanabileceğini aksiyon dolu sahnelerle bize aktarıyor. Yıllar önce çok önemli bir karar alarak Amerika’ya yerleşen Evelyn yıllar sonra hayatının önemsiz ve heyecansız olmasından muzdarip. Tüm umutlarının bittiği ve hayatta bir çıkış olmadığını düşündüğü anda asansörde başka bir insan olma, başka bir dünyada bulunma durumuna geçer. Evelyn’in başka bir hayata geçmeden önce yaptığı absürt hareketler aslında yaşamımızın da değişmeden önce yaptıklarımızı temsil etmekte.

Evelyn’in başka hayatlarının içinde karakterinin aktif, alfa olarak tanımlanması; seçtiği asıl hayatında yeterince pasif kalmasının göstergesi. Evelyn’in tüm bu yaşadıklarına patlak veren ve vergi memurunu canlandıran Jamie Lee Curtis’in oyunculuğu da bu süreçte oldukça etkileyici.

Özgün senaryoda Oscar almasını beklediğim filmin senaristleri ve yönetmenlerinin psikoloji ve terapi süreçleri ile ilgili temalardan ilham aldığını düşünmekteyim. Öyle ki bazı sahnelerde Evleyn’in kendini bulma çabası bu durumu özetliyor.

Evleyn’in, kızı Joy’la yaşadığı baskınlık ve kuşak savaşı da filmde küçük enstantanelerle esprili hale getirilmiş. Aslında filmin vermek istediği mesaj da tam bu çatışma üzerinden şekilleniyor. Evleyn kendi mutluluğu sorgularken kızı Joy da ona bu durumun değişmesi için baskı bulunuyor. Tabii başka dünyalarda çünkü asıl hayatı için Evelyn, Joy’u seçimler ve hayat görüşü yüzünden yargılamakta. Issız bir tabiatta iki küçük taşa bile dönüşüp bu sessizlikten mutsuz olan anne ve kız.

Filmin sonuna doğru başka hayatları seçseydi nasıl olacağını düşünen Evelyn, aslında mutlu küçük anlara sığdırabileceği büyük duyguların önemli olduğunu fark ediyor.