Farkında Olmadan Öğrenmek: Gizil Öğreme
Daha önce hiç ilginizin çekmediği bilgileri hatırlayıp ben bunu nereden öğrendim demiş miydiniz? Neden olduğunu gelin açıklayayım.
Bu zamana kadar başınıza hiç ''Ben bu bilgiyi biliyorum ama nereden?'' gibi bir düşünce geldi mi? Bunun nedeninin aslında ''gizil öğrenme'' denilen şey olduğunu biliyor muydunuz? Gelin kısaca size gizil öğrenme bahsedeyim.
Gizil öğrenme, ödüllendirilme veya doğrudan pekiştirilme olmaksızın gerçekleşen ve genellikle ihtiyaç anında ortaya çıkan öğrenme türüdür. Kişi çevresindekilere odaklanmadan, çaba göstermeden, bilgiler edinir. Bu bilgiler de ancak gerekli koşullar sağlandığında bizim fark etmediğimiz şekilde ortaya çıkar.
Amerikan psikolog Edward C. Tolman'ın bu konu hakkında farelerle yaptığı bir laboratuvar çalışmasını sizlere anlatmak isterim. Tolman, 1930’lu yıllarda fareleri kullanarak öğrenme üzerine yaptığı deneylerle davranışçılık kuramlarına yeni bir bakış açısı kazandırdı. Fareleri bir labirente yerleştirerek üç gruba ayırdı:
- İlk grup: Labirentte doğru yolu bulduklarında ödüllendirildi.
- İkinci grup: Hiç ödül almadı ve sadece serbestçe dolaşmalarına izin verildi.
- Üçüncü grup: İlk başta ödülsüz bırakıldı ancak 11. günden itibaren doğru yolu bulduklarında ödüllendirilmeye başlandı.
Tolman’ın gözlemlerine göre, üçüncü grup fareler, ödüllendirilmeye başladıktan sonra en iyi performansı sergileyerek hızla doğru yolu buldular. Bu durum, farelerin aslında labirentin yapısını önceden öğrendiklerini ancak ödül olmadığı sürece bu bilgiyi kullanmadıklarını gösterdi. Ödül ortaya çıktığında ise önceden öğrendikleri bilgiyi hızla uygulamaya başladılar.
Bu deney, öğrenmenin her zaman hemen gözlemlenebilir olmadığını, bazen farkında olmadan gerçekleştiğini ve ancak belirli koşullar sağlandığında açığa çıktığını kanıtladı. Tolman’ın çalışmaları, davranışçılık yaklaşımına karşı çıkarak bilişsel haritalama kavramını ortaya koydu. Bu kavram, organizmaların çevrelerini zihinsel olarak haritalandırarak, bilgiyi uygun zamanda kullanabileceklerini öne sürer.
Gizil öğrenme, sadece laboratuvar ortamında değil günlük hayatımızda da karşımıza çıkar. Bir çocuğun konuşmayı öğrenmesi, ailesinden duyduğu kelimeleri öğrenip yeri geldiğinde kullanması gizil öğrenmeye örnek olabilir. Derste çok sıkıldınız ve telefonunuzla uğraşıyorsunuz diyelim. Telefonla uğraşırken arkada ders anlatan hocanızın verdiği bazı bilgiler aklınızda kalıp sınavda o bilgilerle alakalı soruları yapabildiğinizde gizil öğrenme gerçekleşmiş olur. Televizyonda sürekli dönen ama ilginizin olmadığı reklamların şarkıları başka bir ortamda karşınıza çıktığında bunu hatırlayabilmeniz ve söylemeniz, annenizi yemek yaparken izlemeniz ve daha sonrasında sizin de yemek yaparken o izlediğiniz bilgileri kullanmanız, bunların hepsi bir gizil öğrenmedir ve hayatımızın çoğu yerinde vardır.
Gizil öğrenme sayesinde deneyim ve gözlem yoluyla birçok bilgiyi depolayabiliriz, bu da hayatın farklı alanlarında hızlı uyum sağlamamıza yardımcı olur. Eğer hayatımız boyunca öğrenme sürecinde olduğumuzu fark eder ve çevremizi daha bilinçli bir şekilde gözlemlemeye başlarsak, gizil öğrenmenin avantajlarını daha iyi kullanabiliriz. Kim bilir, belki de bir gün farkında olmadan öğrendiğiniz bir bilgi sizi zor bir durumdan kurtarabilir!