Farklı Yaşantılar
Hayatımızın amacı belki de en yakınımızdadır ya da küçümsediğimiz, görmek istemediğimiz şeyin içerisindedir.
Hayatımızın belirli kısımlarında durgunlaşır ve yeniden yaşadığımızı hissetmek için çeşitli uğraşlara yöneliriz ya da farklı bakış açıları ediniriz. Durgunluk ve farklı bakış açıları edinmek dendiğinde aklıma Stefan Zweing’in “Olağanüstü Bir Gece” adlı romanı gelir. Stefan Zweig, bu 69 sayfalık romanı gerçek bir kişinin hayatından esinlenerek yazmıştır. Bu kişi, 1914 yılında Rava-Ruska'da bir Avusturya hafif süvari alayıyla katıldığı çatışmada şehit düşen Baron Fredich’in hikayesidir.
36 yaşındaki karakterimizin ailesinin vefat etmesiyle ona büyük bir miras kalmıştır. Soylu bir aileye sahiptir. Tüm ilgi alanı lüks uğraşlara ve kadınlara yöneliktir. Nadir parçalara sahip olmak ona zevk veriyordur fakat bu lüks hayat bir süre sonra ona zevk vermemeye başlar. Bu durum onu 6 aylık bir durgunluğa sürükler ve bu durgunluk olağanüstü geceye kadar devam eder. O gün evden bir anlığına çıkar ve bir at yarışına gider. Orada bir adamın elindeki tüm kuponlar yere düşürmesiyle ve yere düşen bu kuponlardan birini alan baron hırsızlık duygusundan zevk almaya başlar. Nedense kötü ve yasaklı şeyleri yapmak insanların hep ilgisini çekmiştir ve bu bana garip gelmiştir. Âdem ve Havva da yasaklı olan meyveyi yemeleri ile insanlık başlamıştı. Bu yasaklı olanı yapma arzusu galiba insanlığın içinde hep var olmuş ve olmaya devam edecek bir şey. Baron, bir kupon daha alıp bu zevkin tadını çıkarmaya devam eder ama sonra bir soyluya bu davranışın yakışmayacağına karar verir. Kendini suçluluk duygusu içerisinde bulur. Daha sonra kendini şehrin döküntülerinin, askerlerin, hizmetçi kızların, serserilerin yaşadığı yerde bulur ve nedense kendini burada mutlu hissetmeye başlar. Burada kimse ona nasıl davranması gerektiğini söylemez. Burada duygular sahte değildir. Onların arasına girmeye çalışır. Bu aciz insanlara para vererek onların gülümseyişlerini görerek mutlu olur. Bu yerde kendi benliğini ve yaşama amacını bulmuştur. Artık içindeki kibirden eser kalmamıştıe. Herkesle muhabbet ediyor ve yardım ediyordur.
Baron farklı bir bakış açısıyla kendini bulmuştur. Bence bizler de hayata farklı bakış açılarından bakmalıyız. Hayatımızın amacı belki de en yakınımızdadır ya da küçümsediğimiz, görmek istemediğimiz şeyin içerisindedir. Küçük şeyler içimizde büyük hisler yaratabilir yeter ki farklı noktalardan bakmayı bilelim.