Felsefede Aşk Kavramı Üzerine Kısa Bir İzlenim

Antik Yunan'dan Schopenhaur'a

Etraflıca bakıldığında aşk kavramını tam manasıyla açıklamak ve belli bir düzlemde okuyucuya aktarmak her zaman zor bir konu olarak karşımıza çıkmıştır. Aşk kavramını felsefeye dayandırarak açıklamakta bir o kadar zor ve sınırları olan bir olgudur. Ele alınan konunun kendi içinde belirli sınırlılıkları olsa bile, bu kavramı genel hatlarıyla sizlere aktarmak istiyorum. Kaleme alınan bu sınırlı anlatım, Antik Yunan felsefesinde aşk olgusuna karşılık gelen kavramları açıklayacak ve Schopenhaur’un görüşlerinin yansımalarıyla konu nihai sonuca varacaktır. 


Felsefede Aşkın Doğası

Literatür taramasında, felsefede aşk kavramı tartışılırken başlı başına birçok soruyu da beraberinde getirdiğini görebilmekteyiz. Bu sorular arasında, aşkın doğasının ne olduğu ve aşkın diğer hissedilen duygulara benzerlik gösterip göstermeyeceği soruları önem arz etmektedir. Aşk kavramının doğasına bakıldığında, önde gelen bir insani ihtiyaç olarak görülür ve insanın toplumda kök salmasının başlıca yollarından birisidir. Bir insan, insan olduğunda, yalnızca bir hayvan olmaktan çıkar ve insan yalnızca aşk yoluyla insan olabilmektedir. İnsan eğer felsefenin merkez nesnesi ve ana temasıysa, aşk teması insan varoluşunun önde gelen sorunlarından birisi de olmak zorundadır. Felsefe de aşk kavramı üzerine çalışma yapan filozofların tarihlenmesinin Plato dönemine kadar uzandığı da görülebilmektedir. Modern çağa bakıldığında ise, Schopenhaur gibi isimlerin aşk üzerine çalışmalar yaptığına dair izlere rastlamak mümkündür.


Aşkın Diğer Karşılıkları; “Storge”, “Eros” ,“Philia” ve “Agape”

Modern sözlüklere bakıldığında, aşk kavramı insan ilişkilerinin çeşitli yönlerini içeren, çok yönlü bir olgu olarak kabul edilmektedir. Felsefi açıdan kavramın derinliklerine indiğimizde ise Antik Yunan’da karşımıza aşkı niteleyen dört farklı kavram, “Storge”, “Eros” ,”Agape” ve “Philia” çıkar. Bu kavramları açıklamak gerekirse; “storge” kavramı, ailesel aşkı ifade etmektedir. Daha fazla açmak gerekirse, ebeveyn sevgisi olarak adlandırılan “storge” kavramı diğer sevgi çeşitleri kadar zengin ve karmaşık olan bir doğrultuda ilerler. Bu sevgi, ebeveynlerin çocuklarına, çocukların ebeveynlerine ve kardeşlerine, son olarak ise kardeşler arasında yer alan aşkı, fedakârlık kavramına odaklanılarak açıklamaktadır. “Eros”, cinsel dürtülere dayanan aşka karşılık gelen bir kavramdır. Bazı filozoflar “eros” kavramını yıkıcı ve insan doğasına zarar veren bir olgu olarak görürken, bazıları ise erotik enerjinin yaşamın ve yaratıcılığın ana ilkesi olduğunu savunur. Çağdaş filozoflardan Herbert Marcuse’un görüşüne göre “eros” kavramı, insanı özgürleştirerek baskıcı olmayan toplumların gelişmesine yardımcı olur. Bu durum, insan deneyiminin yarattığı boyutların estetik ve erotik olarak birbirine bağlanmasıyla gerçekleşir. Bir diğer karşımıza gelen olgu “philia” kavramıdır. Bu kavram, arkadaşlık kavramının barındırdığı bir aşkı ifade etmektedir, fakat bu dostluk kavramıyla karıştırılmamalıdır. Antik Yunan’da bu kavram, aynı ailedeki insanları(akrabaları) veya sadece tanıdıkları, yurttaşları ve cinsel partnerleri ifade edebiliyordu. Sınırlı olarak açıklamak gerekirse “philia” hayatımızın önemli bir özelliğini veya etkinliğini bizimle paylaşan bir kişiye bağlanma durumu olarak açıklanabilir. Son olarak, “agape” kavramını açıklayalım. “Agape” kavramını tanımlamak gerekirse, karşılık, menfaat ya da herhangi bir cinsel dürtü gözetmeyen aşk kavramını ifade etmektedir.  


Modern Felsefede Aşk: Schopenhaur’un İzlenimleri

Arthur Schopenhaur aşk kavramına karamsar olarak yaklaşan filozoflardan birisidir. Romantik aşkın insanı belli açılardan oldukça fazla kötü durumlara sokabileceğine hatta ölüme kadar götürebileceğine inanmaktadır. Schopenhaur, aşk ile oluşan bu hislerin bir yanılsamayı içerdiğini ve aşkın kendisini sürdürmesi için seks içgüdüsüyle orantılı olduğu kanısını savunmaktadır. Aşk ona göre, birey için sonsuz bir azap ve tehlike arz eden bir duygudur. Ayrıca, aşkın mantığın ulaşamadığı ve insanın dürtüsel olarak harekete geçiren bir olgu olarak karşımıza geldiğini savunan Schopenhaur, aşkın felsefede mantığı öldürdüğü ve dürtüsel bir izlenim oluşturduğunu da savunmaktadır.

Sonuç

Bilgiler ışığında görülebileceği üzere, Antik Yunan felsefesinde aşk kavramını niteleyen birden fazla karşılık bulunmaktadır. Bu kavramlar birbirleri arasında kimi zamanlar benzer pencerelerden konuya yaklaşsa bile anlatılmak istenen kavramlar oldukça farklıdır. Modern açıdan sınırlılıklar nedeniyle sadece Schopenhaur’un görüşlerine yer verilen yazıda, aşk kavramına olumsuz yönden bakan ve aşkın insan doğasını etkileyerek zor durumlara sokabileceğini savunan bir filozof olduğu görülmüştür. Verilen bilgiler sentezlersek felsefede aşk, kimi açılardan doğası gereği varoluşun ana unsurlardan birisiyken, kimi açılardan ise mantığı yok eden ve insan doğasına zararlı bir olgu olarak karşımıza çıkmaktadır.


Kaynakça

Bankston, C.L. (2007) Agape and Eros, by Anders Nygren

Ellis, F. (2017) Schopenhauer on Love ( Oxford Handbook of the Philosophy of Love)

Fouadi, N.(2024) The philosophy of Altruistic Love

Gongalo V. (2009) Phenomenon of love in the history of philosophy / / Materials of the Republican scientific-practical conference "Kozybaev Readings

Halwani, R. (2010) Philosophy of Love, Sex, and Marriage, First published 2010 by Routledge 270 Madison Avenue, New York, NY 10016

Hobbs, M.M. (2023) Herbert Marcuse’s Eros and Civilization: Is Repression Necessary?

Kellner, D.(1956-2005) Herbert Marcuse Eros and Civilization a Philosophical İnquiry into Freud

Protasi, S. (2008) A Necessary Conflict: Eros and Philia in a Love Relationship, Nordcum Mediterraneum, Icelandic E-Journal of Nordie and Mediterranean Studies Retrieved October 29, 2024, from https://thecollector.vercel.app/herbert-marcuse-eros civilization/