Antik Yunan Filozofu: Sokrates
Saygın Sofist: Sokrates
Sokrates, MÖ 469 yılında (bazı kaynaklarda 470 olarakta geçer) Atina’nın hemen güneyindeki bir kasaba olan Alopeke’de doğdu. Babası bir taş ustası, heykeltıraş olarak bilinen Sophoniskos, annesi ise ebe Phainarete’dir. Hayatının ilk dönemleri hakkında spesifik bilgilere erişilmemekle beraber, Ksantippe ile evli olduğu ve bu evlilikten üç erkek çocuğu olduğu bilinmektedir. Sokrates’in eşi Ksantippe antik kaynaklarda mizacı kötü biri olarak anlatılmaktadır.
Sokrates’in adının Yunan dünyasında yaygın hale gelmesi ve duyulmaya başlamasının kaynağı MÖ 432 yılında patlak veren Peleponnes savaşı olarak bilinmektedir. Sokrates, Anaksagoras’ın öğrencisi Arkhelaos’un derslerine katılmış ancak insani probleme ilgisinin bulunmaması gerekçesiyle doğa felsefesinden vazgeçmiştir. Doğa filozoflarında aradığı, sadece yapay(beşeri) dünya için değil aynı zamanda doğal dünya içinde gerekli olan açıklamayı bulamayan Sokrates, yaşadığı bu hayal kırıklığı ve öte yandan Atina’da özellikle moral hayat ve politik düzen bağlamında yaşanan gerileme, hatta kriz ile ilgili birtakım tespitlerin ardından tamamen etiko-politik bir felsefeye yöneldi.
Özellikle otuz beş yaşından itibaren felsefe alanında kendi kendini yetiştirdiği bir döneme giren Sokrates, ‘Atinalılara farkındalık kazandırarak hayatın anlamı ve kendileri için en iyi olanı düşünmeye yönlendiren’ şeklinde ifade edilen fonksiyonunu yani moral reform projesini geliştirmeye başlamıştır. Bu andan itibaren kendini halkının ahlakça gelişebilmesine adamıştır. Sokaklarda eğitimler yapmış ve öğrencilerden para almamıştır. Sokrates’e göre pratik ahlak kurallarını öğrenmek isabetli olmaktır. Bu yönü sayesinde kurumsal bilim ve uygulamalı bilim tartışmasının önünü de açmış bulunmaktadır. Sokrates aynı zamanda bir anabilimcidir ve onun düşünceleri doğrultusunda anlamı olmayan terimlerin kullanılması her zaman sakıncalı bir durum olmuştur. Çünkü her bilgide anlamların ve kavramların açıkça ve yalın bir biçimde anlatılması gerektiği inancında olmuş ve bu konuda önem arz eden katkılarda bulunmuştur. Alçakgönüllü alışkanlıkları bulunan Sokrates, Yunan gençleri üzerinde etkiler bırakmıştır ve gençler tarafından “Sokrateslik taslamak” deyimi adı altında taklit edilmiştir.
Sokrates’in yaşamının en önemli olaylarından biri MÖ 399 yılında hakkında açılmış olan bir davadır. Platon’un “Sokrates’in Savunması” adını verdiği eserinden bilindiği üzere, Sokrates şehrin tanrılarına inanamamak ve onların yerine yerine başka tanrılar koymakla suçlanmıştır. Bu şekilde gençliği zehirliyor olması suçlamaları ile ölüme mahkum edilmiştir. Eski Atina devletinde davalara, davanın önemi doğrultusunda seçilmiş yargıçlar bakmaktaydı. Sokrates’in davasına 500 civarında yargıç bakmıştır. O dönemlerde suçlular genel olarak hitabet yetenekleri ile yargıçlar üzerinde etki bırakarak beraat ederlerdi. Sokrates ise bunun yerine en iyi bildiği diyalektiği sorgulama yöntemini kullanmıştır. Kendini savunarak yargıçlardan af dilemek yerine fikirlerini savunmuştur ve ölüm cezasının değiştirilmesimi dilememiştir. Bunun sonucunda ise bitki zehri içirilerek idam edilmiştir.
Sokrates yazılı bir kaynak bırakmamıştır. Yaptığı çalışmalar ve görüşleri başta Platon olmak üzere öğrencileri tarafından yayınlanarak günümüze kadar ulaşmıştır. Ayrıca, Sokrates’in ölümünden sonra, onun anısını canlı tutmak için, eserler kaleme alınmış ve bazı okullar kurulmuştur. Bu okulların arasında Megara, Kinikler, Kirene ve Elis-Eteria okulunu sayabiliriz.
Sokrates'in Felsefesi
Sokrates, ahlak felsefesini ciddi ve kapsamlı olarak ele almış olan ilk kişidir. Sokrates felsefesi, bir yaşam ve ahlak felsefesidir. Bu felsefe insanlara belli bir ahlak normu sunmaz, belli yaşama yılları göstermez. Bunun aksine her zaman eleştirerek, belli normlara ve kalıplara bağlı kalmayı engelleyen, andınlatıcı bir tavır takınan ahlak ve yaşama felsefesi sunmaktadır. Sokrates’in ahlak görüşü iki düşünceden ibarettir:
1) Erdem bir bilgidir.
2) Kimse bilerek kötülük yapmaz.
Sokrates, her zaman insanların yüzlerini ve fiziki yapılarını değiştiremeyeceklerini ancak ruhlarını ve karakterlerini değiştirip geliştirebileceklerini vurgulamıştır.
Yalnız bir iyi vardır: Bilgi, bir de kötü: Cehalet. (Sokrates)
Her daim bilginin gölgesinde olan iyiden olmak dileği ile...